N. Hikmet-M. Sabri

Mustafa Sabri meselesini tartışıyoruz. Dün, Star gazetesinde, eski Ak Parti Tokat milletvekili Resul Tosun arkadaşımızın, Mustafa Sabri'yi "temiz"e çıkarmak için Nazım Hikmet Ran örneğini verdiğini yazmıştım. Resul Bey: "(M. Sabri) Gazi'ye muhalifti. / Bu yüzden sürgüne gönderilen 'yüzellilik'lerdendi. / Şair Rıza Tevfik, nesir edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük temsilcisi Refik Hâlid Karay [Bu görüşüne aynen katılırım. A. T.], gazeteciler Refi Cevat Ulunay, Tarık Mümtaz Göztepe, ayrıca Çerkes Edhem ve istihbaratçı Kuşçubaşı Eşref listedeki meşhur isimlerdir. / İnönü cumhurbaşkanı olduğunda affedildiler ve bazıları yurda döndü bazıları dönmedi." diyor.

Saydıkları isimlerden dönmeyen iki isim: Çerkes Ethem ve M. Sabri'dir. Niye acaba? Her ikisi de Yunanistan'a sığınmıştır. M. Sabri "Türklükten" istifasını, Yunanistan'da çıkardığı "Yarın" gazetesinde yayınlanan bir şiiriyle vermiştir. Sonra Lübnan'a, Mısır'a gitti. Türklerin yaşadığı Batı Trakya'da olsa dahi "Neden Yunanistan?" diye sormak gerek. (Bir tarihte Gümülcine'de, Dr. Ahmet Sadık'ın partisinin genel sekreteri, bana, Yunan işgalinde rol oynayanların "camide ön safta oturanlar" olduğunu söylemişti. Bir bağlantı var mı, bilemeyeceğim. Mevzu Balkan Volkanı kitabımda ayrıntılı kayıtlıdır.)

N. Hikmet Ran'ın hep önde tutulmasını komünist zihniyette olanların kamuoyu oluşturmadaki maharetleriyle açıklayabiliriz.

Geçenlerde, bir grup komünist Yapı Kredi Bankası Yayınları yönetimini protesto etmek için bir bildiri yayınladı. N. Hikmet'in bir romanındaki "komünist" övgüleri metinden çıkarılmış. N. Hikmet, kıpkızıl bir komünisttir. Kendisi övgüyle bahseder. Sovyet güdümündeki illegal TKP'nin de yöneticilerindendi. TKP'deki iç çekişmelerden hareketle N. Hikmet'i ayrı tutmaya kalkışıyorlar ama asla "temiz" değildir. Açın eski komünist Aclan Sayılgan'ın "Türkiye'de  Sol Hareketler"ini, Nejdet Sançar'ın kitaplarını, Osman Rauf Alper'in "Mülteci Komünist"ini, Ergun Göze'nin "Peyami Safa-Nazım Hikmet Kavgası"nı... Neler neler okursunuz! N. Hikmet'i öne çıkarır, ders kitaplarına sokarsanız, genç nesillerin kafalarını bulandırırsınız. Edebiyatçılığını, bırakın edebiyatçılar tartışsınlar. Benim edebiyat kitabında da onun şiirinden örnek vardır. Ama kimliğini, ne yaptığını birileri gibi gizlemedim; açık açık yazdım.

N. Hikmet Ran'a itibar edilmesi nasıl kendi topuğumuza kurşun sıkmaksa, M. Sabri'ye de itibar edilmesi öyledir. İlmini tartışın, ilminden istifade edin ama siyasî maksatla öne çıkarmayın. Yoksa samimiyetiniz tartışmaya açılır.

Nutuk'ta (1927 baskısı) M. Sabri'nin adı 219. sayfada geçer. Ama nasıl! M. Kemal'in kendi yorumu değildir. Bir mektup vermiştir. Mektubu, İngiliz Muhipler Cemiyeti'nin başkanı Molla Said İngiliz ajanı Rahip Mister Frew'ya göndermiştir. (Tamamı dokuz mektup. Molla mektupları inkâr etmeye kalkışsa da gerçekleri örtememiştir.) Cemiyet, 23 Mayıs 1919'da kurulmuştur. Molla, belediyelere çektiği telgrafta, herkesi İngilizlere "müzaherete" davet etmiştir.

M. Sabri'nin ismi sekizinci mektupta geçiyor. Metni her yerde bulursunuz. Ben sadece İngilizler lehine iş birliğinden bahsedersem, mesele vuzuha kavuşur.

Resul kardeşim, biliyorum M. Sabri'ye muhabbetin fazla ama hakikatleri bilmek halkımızın (Reis gibi dersek; milletimizin) hakkıdır.

Yazarın Diğer Yazıları