Temmuz 2003’te ülkemizde  “yabancıların mülk ediniminin”  önündeki engellerin kaldırılması ile birlikte büyük yağmaların da başladığını süreç içerisinde gözlemledik. Belki buradaki  “yağma” kelimesinden ilk etapta para vermeden alınmış gibi bir anlam çıkarılabilir ama asıl anlatmak istediğim, yabancı özel ve tüzel kişiliklere gayrimenkul satışı yapılırken  “yabancı yatırımların artacağı” gerekçesinin bugüne kadar istenilen seviyelerde olmadığını anlatmak içindir.
Öyle ki; elinizde bulundurduğunuz bir gayrimenkulü yabancı bir kişi veya kuruluşa devretmeniz için elinizde çok ciddi geçerli nedenleriniz bulunması gerekmektedir. Yoksa ileride bunun hesabını vermek zorunda kalacak olan yine o kararları verenler olacaktır. Turizm tesislerinin özelleştirilmesi ile birlikte, inisiyatif Türkiye Cumhuriyeti devletinin elinden çıkmış, artık tesislerin sahibi olan yabancı işletmeciler kendi turizm politikalarına göre o işletmeleri çalıştırmaya başladılar.
Oysa ki Milletimize, yabancılara gayrimenkul satışları yapılınca yatırımların artacağı, daha fazla istidam sağlanacağı söylenmişti. Muğla ilinden örnek verecek olursak, nerede ise tamamı uluslararası bir yabancı tur operatörünün denetiminde olan Muğla İli Ortaca İlçesi Sarıgerme Köyü’ndeki hiçbir tesis Kasım ayından sonra açık tutulmuyor. Fethiye ve Marmaris de aynı sorunu yaşıyor. Çünkü mülkünü devrettiğiniz işletmelerin “işletme politikasına devlet olarak müdahil olamıyorsunuz”. Mülkü devralana kadar olmadık vaatlerde bulunan yabancı yatırımcı, daha sonrasındaki gelişmeler için değişik gerekçeler üretebiliyor.
Daha önce de çok değindiğim bir konu olan yerli tur operatörü ve seyahat acentelerinin devlet tarafından desteklenmesi konusunun ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Türk Hava Yolları’nın acilen işletmecilik politikalarını yeniden gözden geçirip, özellikle kış aylarında değişik destinasyonlara uçuşlar koyarak yerli tur operatörlerinin uluslararası turizm sektöründe güçlenmelerine katkı sağlaması gerekmekte.
2010 yılında Muğla bölgesine yapmayı planladığımız kış turizmi operasyonlarında olmadık zorluklarla karşılaştık ve dış turizm bağlantılarımız çok güçlü olmasına rağmen ucuz tarifeli uçak bulma konusunda ve uçuş fiyatları konusunda elimiz kolumuz bağlandı.
Türk Hava Yolları yönetiminin ülke turizmindeki yabancı tur operatörü hakimiyetini görüp, bunun alternatifinin ancak ve ancak yerli tur operatörleri ve seyahat acentelerinin başlatmaya çalıştıkları kış ve yaz turizm operasyonlarında uçak desteğini sağlaması gerekmektedir. Dış bağlantılarımız ne kadar güçlü olursa olsun oradaki turistleri getirecek bir uçağımız olmadığı zaman hiçbir şeyi başaramıyoruz.
Hiçbir yatırımdan, altı ay çalıştırarak verim almanız mümkün değildir, kış aylarında kapasitenin yüzde kırk-ellisi oranında bile konaklama tesislerinde doluluğun yakalanması halinde, bu faaliyetten tüm yan kollar fayda sağlayacaktır. Başlangıçta Türk Hava Yolları’nın sağlayacağı uçuş desteği, yerli tur operatörü ve seyahat acentelerinin dış turizm pazarlarındaki rekabet gücünü de artıracak, yalnızca taşımacılık ve konaklama sağlayan işletmeler konumundan süratle çıkacaktır.