Nasıl gezilir?

Severek takip ettiğim aylık edebiyat dergisi "KAFA" nın Temmuz sayısında Ataol Behramoğlu, İlber Ortaylı, Enis Batur, Emrah Serbest ve daha birçok ünlü isim yer alıyor.

İçlerinden İlber Ortaylı'nın yazısı ilgimi çekti. Özellikle yaz gelmiş ve tatil mevsimi açılmışken  Ortaylı'nın bu yazıdaki sözlerine kulak vermek gerekiyor. Başlık sert. "Bavul gibi gezmeyin!" diyor Ortaylı Hoca. Öncelikle benzetmeyi çok beğendiğimi belirtmeliyim.

Bavul ne alaka diye soranlar için ise aslında eleştiri açık ve net: "Bizim insanımız seyahatlerini bilinçsizce yapar. Nerede, ne öğrenebileceğinden çok oraya gitmeyi ve orada bulunmayı önemser. Bir nevi insanımız bavul gibi gezer. Gezer de harita bilmez. Bavul da öyledir, harita bilmeden oradan oraya savrulur!"

Bu konuda Ortaylı'ya katılmamak elde değil. Bizim insanımız yalnızca gitmiş olmak için bir yerlere gidiyor. Gittiği yerin tarihini, kültürünü tanımak öğrenmek yerine, "trend mekan"larda boy göstermek, fotoğraf çekilmek amacıyla hareket ediyor.

O yüzden de seyahat ettiği yerleri aslında öğrenemiyor. Evet, belki eğlenmiş oluyor ama tarih, kültür dendiğinde söyleyecek iki kelime laf bulamıyor. Elbette ki eğlence de gerekli. Ancak gezmek, seyahat etmek bir şeyler öğrenmek için büyük bir fırsat ve bu fırsatı değerlendirmekte fayda var. Boşa dememiş Mark Twain: "Öğrenmek istiyorsan seyahat etmelisin." diye.

İzmir'de denizin tadı çıkarılmalı, Afrika'daki farklı hayatlar görülmeli, Trabzon'da hamsi, Adana'da kebap yenmeli. St. Petersburg' da bale gösterisi izlenmeli, Nevşehir'de Kapadokya' ya hayran olunmalı, tarihi dokusuyla Prag sokakları gezilmeli. Urfa'da balıklı göl, Hindistan'da Taç Mahal görülmeli, İstanbul Boğazı'nın eşsiz güzelliği seyredilmeli...

Ataol Behramoğlu "Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar… Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın." der. Onun bu sözüne katılmakla birlikte; illa uzaklar değil yakınlar da çekmeli seni... diye eklemek isterim. Hatta gezmeye önce kendi topraklarımızdan başlamakta fayda var. Önce kendi kültürümüzü kendi özümüzü bilmek, başka kültürleri daha farklı gözle görmemizi sağlayacaktır.

Bir gezi, hem bir şeyler öğrendiğin hem de keyifli vakit geçirdiğinde verimli geçmiş demektir. Peki, o zaman nasıl verimli gezilir?

İşte size bu sorunun cevabı için birkaç tavsiye:

Aslında gezi öncelikle okumak ve araştırmakla başlar. Bir müzeye gitmeden önce içinde hangi eserlerin yer aldığı, bir şehir turu yapmadan önce o şehrin hangi tarihi yapılara ve müzelere hangi doğal güzelliklere ev sahipliği yaptığı ve hatta buralarda ilgili tarihi bilgilerin öğrenilmesi gerekir. Ancak bu şekilde gezilirse, gezerken görülenler aklımızda yer edinebilir.

Bunun için işe bir gezi kitabı alarak başlayabilirsiniz. Ayrıca gezi kitaplarının, seyahat etmeye teşvik etme işlevi vardır. Birçok kitabevinin gezi rehberi serileri var. Ülke ülke veya şehir şehir hazırlanmış bu gezi rehberlerinin çoğu görsellerle de desteklendiği için gezerken büyük fayda sağlayacaktır.

Ayrıca seyahatinizde bu türden kitapları yanınıza almanızda da fayda var. Gördüğünüz hatırlayamadığınız yerler için… Böylelikle gördüğünüz yerlere kitaptan bakıp hakkında bilgi edinebilirsiniz. Hem bu sayede kendi kendinizin rehberi olursunuz.

Madem yazıya İlber Ortaylı' nın yazısı vesilesiyle başladık o zaman onun "İlber Ortaylı'nın Seyahatnamesi" kitabından da bahsetmek gerekir. Ancak bu kitap, yalnız gezi anılarının yer aldığı bir kitap değil, aynı zamanda bir tarih kitabı niteliği de taşıyor. Geniş tarih bilgisiyle yazılan bu kitap, belki gezerken yanınızda taşıyabileceğiniz türden değil ancak hayli bilgi verici.

Tatile çıkmadan bir gezi planı yapın. Hangi yerlere gideceğinizi önceden belirleyin. İnternetten kolayca edilebileceğini bir şehir haritası üzerine rotanızı belirleyebilirsiniz. Gittiğiniz yerde de "turist information" bulup oradan da harita temin edebilirsiniz.

Gerekli biletleri önceden edinin. Böylelikle gişe kuyruklarında vaktinizi harcamaz, zamanı da verimli kullanmış olursunuz.

Not tutun. Öncelikle seyahatiniz öncesi not tutun. Okuduğunuz, araştırdığını ve bu sayede edindiğimiz bilgileri küçük bir not defterine yazın. Gezerken kitap karıştırmaktan daha da pratik bir yol olacaktır bu.

Ayrıca seyahat sırasında da bu not defterine gördüğünüz yerler hakkında minik bilgileri yazmanız, seyahatinizin akılda kalıcılığını arttıracaktır. Bununla birlikte, tekrar aynı yere gitme fırsatınız olduğunda tuttuğunuz o notların size büyük faydası olacaktır.

"Bavul gibi" gelmekten kurtulmak ve verimli bir gezi yapmak için bu tavsiyeler önemli. Aklınızda bulunsun…

Yazarın Diğer Yazıları