NATO koridoruna Rus kilidi

NATO koridoruna Rus kilidi
Lavrov, Kürtleri Kobani üzerinden denize ulaştırmaya çalışan ABD’yi uyardı: Suriye’ye büyük çaplı askeri teçhizat ve silah desteğimiz artarak devam edecek

Sınırımızda kapıştılar

WashIngton yönetimi, PKK ile PYD’nin eş olduğunu söyleyip, terör örgütlerine silah gönderilmesine “evet” diyemeyeceğini açıklayan Erdoğan’a rağmen PYD’ye C-130 nakliye uçakları ile silah yardımında bulunurken, Rusya da, İran ve Çin’in desteğiyle NATO koridoruna karşı atağa geçip, ABD’nin önünü kesti.

Neyin peşindesiniz!
Surİye ve Irak’a silah göndereceklerini açıklayıp, ABD’nin bölgedeki politikasını sorgulayan Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Washington’un bir yandan IŞİD’le mücadele ederken, bir yandan da Esad’ı devirmeye yönelik muhaliflere askeri yardımda bulunması konusuna açıklama getirmesini beklediğini söyledi.

Kerry’den şok açıklama
Lavrov, “Irak, Suriye ve bölgede bulunan diğer ülkelerin hükümetlerine büyük çaplı askeri teçhizat ve silah desteği artarak devam edecek” derken, ABD Dışişleri Bakanı Kerry, terör örgütü PYD’ye yapılan silah desteğine ilişkin olarak, “Kürtlere yardım etmemek sorumsuzluk olurdu” ifadelerini kullandı. 

Suruç’taki kampta 600 YPG’li tedavi edildi

Haber Fatih Erboz

Türkmen Milletvekili Aydın Maruf, Ayn el-Arap’ta IŞİD’e karşı savaşırken yararlanan terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’lilerin de Suruç’ta tedavi gördüklerini açıkladı. Maruf, “ IŞİD’e karşı Suriye’de operasyonlar sürdürüyor. Türkiye buradan destek veriyor. Yardım gidiyor. Yaralanan YPG’li 600 kişi burada  tedavi altına alınmış” diye konuştu.  Kerkük bölgesinde çatışmaların sürdüğünü belirten Maruf, ABD’nin düzenlediği hava operasyonlarının IŞİD’i durduramadığını kaydetti. Hava saldırılarının Hıristiyan grupları rahatlattığına dikkat çeken Maruf, “Hava saldırıları yapılıyor ama IŞİD’in saldırıları sürüyor. Bunu anlamadık. Hıristiyan grupların işine geliyor. IŞİD,  Orta Doğu’da bir bela. Batılı ülkeler konuşuyor ama bir şey yapıldığı yok” dedi. Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların barındıkları kampları gören  Maruf, isyan etti. Sığınmacıların Irak’ta Türkmenler için kurulan kamplardan konforlu yaşadıklarını belirten Maruf, “Buradaki kamplar sağlık  ve barınma bakımından çok konforlu. Sığınmacıların tüm ihtiyaçları karşılanıyor. Irak’ta kurulan kamplar çok farklı. Bu da belli bir adaletsizlik yaratıyor” diye konuştu. Maruf, Türkiye’deki Suriye kamplarına imrendiğini söyledi. Irak’ta kurulan kampların kış şartlarında yaşamaya uygun olmadığını, Maruf, “Türkmenler kamplarda zor durum. Leylan’da Türkiye’nin yaptığı kamp şiddetli yağmur nedeniyle yerle bir oldu” dedi.

Salih Müslim özerklik istedi

Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’nin reislerinden Salih Müslim, Iraklı Kürtlerle yaptığı toplantılarda, 3 proje sunduklarını söyledi. Toplantıları RojNews ajansına değerlendiren Salih Müslim, şöyle dedi: “Biricisi siyasi anlaşma: Bunun üzerine mütabık olundu ve sorun kalmadı. İkincisi demokratik özerk yönetimdir: Diğer partilerin de yönetime katılması için tartışmalar yürütülüyor. Biz bu yönetimin daha da zenginleştirilmesi, farklı ses ve renklerin katılmasını istiyoruz. Üçüncüsü askeri konudur: Bunun siyasilerle bağlantısı yok. YPG nezdinde görüşmeler yapılması gerekiyor. Kuşkusuz, onlar (ENKS) bu konuda tartışma yürütmek istiyorlar ama bu bizim işimiz değil. Konunun muhattabı YPG’dir.” Toplantılarda, “merkezi bir yönetim” kurulmasının da önerildiğini belirten Müslim, “Toplantılara olumlu yaklaşım gösterilirse, bunu da aşarak bir anlaşmaya varabiliriz” dedi.

Burnumuzun dibindeki uluslararası kirli savaş

Haber Salim Yavaşoğlu

Orta Doğu’da hakimiyet, Irak ve Suriye’yi parçalama, Kürdistan’ı kurdurma ve petrol üzerine Türkiye’nin güney sınırı boyunca gizli yürütülen mini dünya savaşında perde kalktı. Yeniçağ’ın yıllardır yazdığı, piyon ve sözde Kürdistan’la Akdeniz’e petrol borularını götürme planı göz göre göre hayata geçirilirken Türkiye, sadece buna susmak ve yardım etmekle yetiniyor. Yıllardır gizlice kotarılan proje şöyle gelişti: Yarattığı terör ortamıyla tam 40 yıldır Türkiye’yi kana boyayan PKK’ya itibar kazandırmak için Suriye’de iç savaş çıkarıldı.  

Şam’da cuma namazı
Suriye Ordusu, muhalifler ve Özgür Suriye Ordusu ile savaşa tutuşurken El Kaide terör örgütü bu keşmekeşte kendisine serbest alan ve militan desteği buldu. “Şam’da cuma namazı” kılma peşindeki Tayyip Erdoğan, Esad’ı devirmeyi amaçlayınca karşısına İran, Rusya ve Çin’i de aldı. Resmi rakamlara göre 1 milyon 600, gerçekte ise yaklaşık 3 milyon Suriyeli Türkiye’ye sığındı, bu da bütçeye şu anda 5 milyar dolar yük bindirdi. El Kaide içinden devşirilen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), büyük maddi gücüyle topladığı militanlarla Sünni dışı unsurlara katliam yapmaya başladı. Bu durum Batı’da çok başarılı bir şekilde işlenince ABD öncülüğünde koalisyon gücü kuruldu. Sözde devlet kurma peşindeki IŞİD, Kürtlerin hayali Kürdistanlarında önemli bir yeri olan Ayn el-Arap’a saldırınca Almanya, İtalya, Fransa, Hollanda, İsrail ve gizlice de ABD, terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu PYD ve Kuzey Irak’taki aşiret reisi Barzani’ye silah ve para yağdırmaya başladı. IŞİD’e yardım ettiği savıyla sıkıştırılan Türkiye gittikçe bu konuda mevzi kaybederken Batı, baskılarını artırdı.

Çözüm yeni haritada
 Batı’yı dolaşan PYD lideri Salih Müslim, ziyaret ettiği Türkiye’den umduğu desteği alamayınca ABD’ye gitti. Daha sonra  Obama’nın Özel Temsilcisi General John Allen, Barzani ile görüşmek üzere Kuzey Irak’a geldi. ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Savunma Bakanı Chuck Hagel, Ankara’da görüşmeler yaptı. Bu arada İtalya ve Avustralya da bölgeye desteğini açıkladı. Planın nereye varacağını bilen ancak etkili bir politika yaratamayan Tayyip Erdoğan, en sonunda PYD’ye silah yardımının kabul etmeyeceklerini söylemesine rağmen buna mecbur kaldı. Batı ve Türkiye’de terör estiren Kürtler, çoğu yabancı yaklaşık 10 bin militanla hala başa çıkamıyor. Siyasi kaynaklar, çözümün Orta Doğu’da yeni bir harita ve ballı uluslararası yeni anlaşmalarda olduğunu söylüyor. 

Kerry: Ankara’ya durumu izah ettik
Endonezya ziyareti sırasında gazetecilere açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Kürtlere havadan yapılan silah desteğine ilişkin olarak, “Türkiye’ye bunun politika değişikliği olmadığını anlattık” dedi. Kendisinin ve Başkan Barack Obama’nın Türk yetkililerle görüştüğünü belirten Bakan Kerry, “Suriye’deki Kürtlere silah dağıtımı yapılmasının ABD politikasında bir değişiklik anlamına gelmediğini Türkiye’ye anlattık. Bu yaşanan krize ’anlık’ bir müdahaleydi” dedi. Yapılan yardımın ahlaki boyutu olduğunu söyleyen Kerry, “IŞİD’e karşı savaşan Kürtlere yardım etmemek sorumsuzluk olurdu” diye konuştu. 

Rusya Amerika’dan net açıklama istedi
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye ve Irak’a terörle mücadele kapsamında silah yardımı yapılacağını açıklarken, ABD’nin Suriye politikasını da sorguladı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’nın, ABD’nin bir yandan Suriye’deki IŞİD örgütü ile mücadele ederken, bir yandan da Esad rejimini devirmeye yönelik Suriye muhalefetine askeri yardımda bulunması konusuna açıklama getirmesini beklediğini belirtti. Lavrov, ABD hükümetinin, çelişkili ve inanılmaz eylemler sergilediğini, Rus tarafının  da onların mantığını anlamaya çalıştığını, ancak net bir açıklama elde edemediğini belirtti. Bu arada, Lavrov, Rusya’nın ABD tarafından yönetilen koalisyona katılmadığını, çünkü terörle mücadele çabalarının uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasını desteklemekten sorumlu olan BM Güvenlik Konseyi’nin himayesinde uluslararası hukuk temelleri üzerine oturtulması gerektiğini vurguladı. Rusya Dışişleri Bakanı, bu nedenlerden dolayı Şam hükümeti ile mutabakata varılmadan Suriye’deki IŞİD mevzilerine hava saldırıları yapılmasının prensiplerine uymadığına dikkat çekti.

Silah desteğine devam
Öte yandan Lavrov, uluslararası terörle mücadele alanında Moskova tarafından Irak ve Suriye’ye yapılan yardımların silah tedariki de dahil olmak üzere devam edeceğini kaydetti. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan bakan, “Bilindiği üzere uluslararası terörizmle ve aşırılık yanlısı dinci yapılarla mücadele alanında Irak, Suriye ve bölgede bulunan diğer ülkelerin hükümetlerine büyük çaplı askeri teçhizat ve silah desteği de dahil olmak üzere istikrarlı bir şekilde yardım sağlamaktayız. Söz konusu hükümetlere bağlı ordu birliklerinin muharebe yeteneğini ciddi bir şekilde arttıran yardımlarımız devam edecektir” şeklinde konuştu. Lavrov, Moskova’nın tüm terör tehditlerine karşı verilen mücadeleye iştirak eden devletler arasında kurulması planlanan uyumlu konsolidasyon süreci fikrine de destek verdiğini belirterek sözlerini tamamladı. Lavrov, Moskova ile Washington arasındaki mevcut ilişkilerin yeni bir soğuk savaş olarak nitelendirmesinin doğru bir yaklaşım olmayacağını belirtti.

Adres olarak BM’yi gösterdi
Lavrov, terör örgütü IŞİD’e karşı mücadele edecek koalisyonun ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde kurulabileceğini belirtti. BM kapsamında koalisyon kurulmasını teklif eden Lavrov, “Birçokları daha önce IŞİD tehlikesine göz yumdu çünkü örgütü Esad’a karşı mücadelede kullanmak istedi” diye konuştu. Lavrov, BM Güvenlik Konseyi dışında yapılan planların bazı kuşkular oluşturduğunu savunarak, “Bazı jeopolitik amaçlarla terörle mücadele etmek, o veya bu rejimi cezalandırmak ahlaki olarak doğru değil ve faydasız. Bu girişimler ancak kaos birikmesine neden olur” değerlendirmesinde bulundu. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandır Lukaşeviç, daha önce yaptığı açıklamada, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin terör örgütü IŞİD’e saldırılarına değinerek, kullanılan yöntemlerin hiçbir yasal dayanağı olmadığını öne sürmüştü. Ayrıca, Lukaşeviç koalisyona katılan ülkelerin terörle mücadele sloganı altında başka amaçlar taşıdığını iddia etmişti.

Daha önce Türkiye de uyarılmıştı
Lavrov, konuşmasında doğrudan ABD’yi hedef aldı, ancak daha önce Esad rejiminin devrilmesi konusundaki ısrarcı tutumu nedeniyle Türkiye’yi de uyarmıştı. Üstelik o uyarıyı yaptığında yalnız değildi. Çünkü aynı gün İran’dan da Türkiye’ye aynı konuda benzer bir uyarı gelmişti. İki ülkenin “Esad’ın düşmesine izin vermeyiz!” içerikli bu uyarıları 11 Ekim tarihli Yeniçağ’da da yer almıştı.

Türkiye’nin IŞİD’e yönelik uluslararası koalisyona katılma çağrılarına “Esad’ı devirme şartı” getirmesine karşılık sert açıklamalarda bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Terörle mücadeleyi paravan olarak kullanarak Suriye’de rejimi değiştirme niyetleri Rusya açısından kabul edilemez. Bu yöndeki açıklamaları esefle karşılıyoruz” demişti. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın düşmesine izin vermeyeceklerini söyleyerek şunları ifade söylemişti: “ABD, IŞİD’e saldırmadan önce İran’a, Beşşar Esad hükümetinin merkezlerine saldırı planları olmadığına ilişkin bilgi verdi. Benzer bilgiyi Şam hükümetine de verdi ancak buna rağmen bu konuda onlara güvenmiyoruz. Bu yüzden gelişmeleri yakından takip ediyoruz. ABD veya başka bir ülke tarafından Suriye’nin milli egemenliğine karşı yapılacak uçuşa yasak bölge ya da askeri birliklerin Suriye topraklarına girmesi gibi her türlü hatalı girişim kötü sonuçlar doğuracaktır. Bu konuda Türkiye’yi uyardık.”