NATO ne kadar önemli?

Bu ne biçim Türkiye ve biz ne biçim Türkler olduk? Atalarımızın kanlarından aldığımız, yiğitlik, dürüstlük, düşmanına bile acıma gibi genetik bağlantılarımızı koruyamadık. Oku diye emreden kutsal kitabımızı din adamları göz ardı etti. Teknolojiyi bir kenara koyduk, otlarla, maydanoz, soğan domatesle ömür uzatmaya çalıştık. Oysa günlük yaşamımız bizleri gıdım gıdım yutarken her gün dibe batıyoruz.

Günümüzde, darbe adı verilen, ama bence gerçekte ülkedeki iki tarikatın rant kavgasından başka bir şey olmayan operasyonun, artçı sarsıntıları devam ediyor. Bazı sanatçı ve akillerimizin, bu konudaki derin ve ulvi görüşleri de sosyal medyada. Bülent Ersoy ve Kabataş yalancısı İsmet Berkan, darbelerin yıldızı Ertuğrul Özkök, 'yetmez ama evetçiler'de fikir derya deniz vallahi.

***

Görünen, ordu dağıldı. Ordunun komuta kademesindeki subayların yarısı, adı sonradan konulan suçlarla kelepçelendi. Sokaklarda IŞİD mantığı ile çalışan sakallı demokrasi havarisi gruplar. Aralarında evlatlarının da olabileceği, ana kuzularını dövenler ne amaçladı acaba? Bence bu olay, gerekçesi ne olursa olsun, milletin yüzde 51'inin, askere, ordusuna gerçek bakışını ortaya koydu. Hani bazen, biz asker milletiz falan deniliyor ya, bırakalım palavrayı, bunlar askeri falan sevmiyor.

                Hani bağırılıyor, "şehitler ölmez vatan bölünmez" diye. Şehitler de maalesef ölüyor, vatan da bölünüyor arkadaş. Neymiş generallerin kafasına torba geçirilmişmiş. Unuttunuz galiba, yıllar önce Irak'ta, 4 Temmuz günü Türk ordusunun elit askerlerinin de kafasına torba geçirilmişti. Ordusuna sahip çıkmayan siyasiler işte o gün askerini kaybetmişti. Ben bu darbe girişiminin son değil, sonun başlangıcı olduğuna inanıyorum. 

Yandaş basında, gece 22.30'da başlayan operasyon haberinin saat 16.00 civarında verildiği anlatıldı. İyi de darbeye hedef olan kişi, 6 saat boyunca neden haberdar edilmedi? Erdoğan'ın içine mi doğdu da Marmaris'ten ayrıldı. 'Eniştem haber verdi' dedi. Peki, MİT ne iş yapar? Mantığım almıyor. İzmir doğumlu ABD Dışişleri Bakanlığı analizcisi Henri Barkey, neden o tarihte İstanbul'daydı? Tesadüf!!! Washington'a her gelişinde, Recep Tayyip Erdoğan ile konusu bilinmeyen, uzun görüşmeler yapardı. PKK ve Kürtlerin bir numaralı destekçisi bu şahsın, (Barzani ve Selahattin Demirtaş'ın basın toplantılarında boy gösterirdi) İstanbul'da oluşu ne anlama geliyor. Darbe ertesinde Kandil'i bombalamak neyi kanıtlamak için?

***

Bir başka sorum da şu; Amerika'yı Gülen'i iade et diye sıkıştıran AKP, bu adam hakkındaki Devlet Güvenlik Mahkemesi davasını kaldırıp, aklayan taraf değil miydi? Böyle konularda, ne kadar kolay kandırılıyorlar? Dünya ve millet sizin yaptığınız hataların bedelini ödemek zorunda mı? Gelelim Gülen'in iadesine. Amerikan yasalarına göre, baştaki yönetimin, bir mahkeme kararı olmadan, birisini sınır dışı etme yetkisi yok. Bir kere daha yazayım. Öncelikle kişi, Türk mahkemesinde yargılanıp mahkûm edilecek ve ardından bu mahkeme kararı İngilizceye çevrilerek ABD Adalet Bakanlığı'na verilecek. ABD Adalet Bakanlığı, elindeki kanıtlarla birlikte bir Federal mahkemede, sınır dışı davası açacak. Burada savcılık görevini, ABD Adalet Bakanlığı yapar. Mahkeme eğer Adalet Bakanlığı'nı haklı bulursa, söz konusu kişi sınır dışı edilir.

Bu arada dışarıda ise Ankara'nın kararlarına karşı endişe büyüyor. Ve hatta bu günlerde, Türkiye'nin NATO'dan çıkarılması konuşuluyor. Ayrıca Wikileaks Türkiye belgeleri, yabancı basına yağmaya başladı. İnişe geçen, bankacılık sektörü ve ekonomi, dışarıda gözetim altında. Allah sonumuzu hayır etsin demekten başka bir şey gelmiyor elimden.

Yazarın Diğer Yazıları