"Ne gerekiyorsa yaparız abi" rejimi

Adını bir türlü koyamamışlardı;

Ürkütmesin diye "başkanlığı" fısıldayarak söylediler.

"Partili Cumhurbaşkanlığı" uymadı.

"Yarı başkanlık" zaten hiç değil.

"Türk tipi"; Türkler alındı "hakaret mi ediyorsunuz" diye...

YSK sağ olsun, 16 Nisan gecesi o işi de halletti.

Muhabir sordu:

Neden mühürsüz oylar geçerli sayılıyor?

YSK Başkanı Sadi Güven'in yeni rejime adını veren cevabı:

Öyle gerekti!

Bu yaklaşımı dilediğiniz kadar genişletebilir, çeşitlendirebilirsiniz.

Misal:

- Kardeş, ne iş; almışsınız eline bir koçan oy pusulası, "evet" mührü basıp duruyorsun?!

- Öyle gerekti!

***

- Anadolu Ajansı, sonuç açıklamaya, neden-nasıl "evet"i yüzde 65 göstererek başladı?

- Öyle gerekti!

***

- Sonuçlar açıklanmadan balkon konuşması yapmak neyin nesiydi?

- Öyle gerekti!

***

- Geçersiz oyları geçerli sayıp suç işlemişsin!..

- Öyle gerekti!

***

- CHP'nin itirazları niye değerlendirilmiyor?

- Öyle gerekti!

Yarın öbür gün, "Efendiler" diyebilir mesela;

"Yarın Cumhuriyet devrinin sona erdiğini ilan edeceğim..."

Yeter ki "öyle gereksin"!

Kanun, kural, yönetmelik de ne; değişiverir bir kararnameyle!

***

"Evet"; Pirus zaferi!

-------

Birçok şeyle birlikte pişkinliğin ve utanmazlığın destanını da yazıyorlar.

- Devletin bütün imkânlarını şahsi/siyasi menfaatlerine ulaşmak için kullandıktan sonra,

- Emekli maaşıyla benzin alıp yola çıkanlarla, devletin uçakları, helikopterleri, lüks makam araçlarıyla yarıştıktan sonra,

- Medyanın tamamına yakınını kendi borazanları haline getirip, "hayır"ı görünmez, duyulmaz kıldıktan sonra,

YSK'nın son dakikada aldığı hukuksuz kararla dahi gerilemesini 51.4'te zar zor tutabildikleri "evet"le "zafer" kazanmışlar!

Böyle diyorlar!

Gazetelerinde, en irisinden puntolarla böyle manşetler atıyorlar!

1994'ten bu yana hareketinin kalbi olan ve gücünü bütün ülkeye oradan pompalayan İstanbul'u kaybetmişsin...

"Tek başına" yönetmeye soyunduğun ülkenin "başkenti" Ankara'yı, evini kaybetmişsin...

Başbakan'ının seçim bölgesini İzmir'i kaybetmişsin...

İttifak yaptığın partinin, MHP'nin elindeki Adana'yı, Manisa'yı, Mersin'i kaybetmişsin...

Dışişleri Bakanı'nın Antalya'sını kaybetmişsin...

Ekonomi Bakanı'nın Denizli'sini kaybetmişsin...

Ne zaferi?

Yağdanlıklar istedikleri kadar azgın naralar atsınlar; kapalı kapıların ardında bir yerde, tıpkı Pirus gibi "Tanrım, bana bir daha böyle bir zafer verme" diye dua eden biri var!

***

GÜNÜN İTİRAFI

-----

"Bizim dışımızdaki bütün televizyon kanalları "evet"e çalıştı. Biz hem "evet" hem "hayır" diyenleri ekrana çıkardık. En büyük reytingi MHP'den ihraç edilen ve "Hayır" kampanyası yürüten isimler aldı!"

İsmail Küçükkaya FOX TV

***

Susturucu mu kullandılar?

------

Dün yayımlanan referandum gecesi yazısını yazdığım saatlerde, Gaziantep Bağımsız Milletvekili Ümit Özdağ YSK'nın kapısına dayanmamıştı daha...

FOX TV'ye bağlanıp, tabiri caizse çarşıyı karıştırmamıştı...

O yüzden bir gün rötarla sorabiliyorum:

16 Nisan'da "Hayır" diyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının iradesi, namusu bu kadar mı sahipsiz?

Özdağ da, yine onun gibi "bağımsız" olan Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu da, yanlarındaki diğer birkaç arkadaşları da ellerinden geleni yaptı; Türkiye'yi uyandırdı, ki bu bile büyük katkı...

Ama...

Ya diğerleri?

Aylardır, Türkiye'yi karış karış gezen siyasi partilerin temsilcileri, hukukçular, meslek örgütlerinin temsilcileri; onlar neredeydi?

Çıkıp da, zoraki iki cümle kurmaları için bile neden Özdağ'ın kişisel gayreti, adeta iteklemesi gerekti?

YSK, alenen, gözümüzün içine baka baka, Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetim şeklinin "hukuksuz bir karar"la değiştirilmesine yol verirken o kapının önünde neden yalnızdı bu insanlar?

Kampanyanın ilk gününden son gününe kadar çok başarılı giden ana muhalefet partisine ne oldu bir anda?

Bu konuda söz söylemeye en çok kendilerinin hakkı olduğunu iddia eden hukuk adamlarına ne oldu?

Buharlaştılar mı?

Yazın bir kenara;

Birileri, içeriğini bilemem ama16 Nisan gecesi "susturucu" etkili bir silah dayadı kimi direnç noktalarına; çıkar kokusu yakında!

Yazarın Diğer Yazıları