Ne mutlu, çalışıp maaşını zamanında alabilenlere!..

Sabahın karanlığında işine yetişmek için yollara düşenler, uykulu halleriyle güne başlamış. Rengarenk kıyafetiyle işini hiç aksatmadan her sabah aynı saatte gördüğüm temizlikçi amca mahalleyi süpürüyor. Günaydın diyorum. Mutlu oluyor.

- Sağol. Çok teşekkür ederim.

Yüzündeki mutluluğu işini ne kadar sahiplenip yaptığını görmeniz lazım. Onun bu mutluluğunu görünce, bir arkadaşımın ''işsizlik döneminde" anlattıkları aklıma geliyor. İşsizlik çok sıkıcı, keyifsiz bir dönemdir. Herkesin başına gelebilir. Arkadaşım eğitim ve tecrübesi olduğu halde, bir dönem uzun vadeli işsiz kalmıştı.

Doğal olarak gününün çoğunluğu da evde geçiyordu.  O dönem temizlik hastası oldu. Çok uyuduğunu biliyorum. Tam 16 kilo aldım, diye başlardı anlatmaya:

- Gün içerisinde ise, televizyona bakardım. Artık reyting için programların kalitesi, seviyesi çok düşmüş. Televizyon izlememe kararı aldım. Kitap, gazete okuyarak vakit geçerdi. En kârlı olanı buydu. Bazen de can sıkıntısından camın perdesini tam açardım balkonda oturuyormuş gibi yoldan gelen, geçenlere mahallenin muhtarı gibi bakardım.Ne kadar yabancı mahallede oturuyormuşuz. Hiç kimseyi tanımıyorum. Herkes telaşla bir yerlere gidip geliyor.

Sadece tanıdığım ve gözümün gördüğü çalışkan temizlik işçileriydi. Kulağımın işittiği gürültüde hızlı hareketle çöp konteynerlerini boşaltıp Devam et, diye bağırarak giderlerdi. Belirli aralıklarda ise, kağıt toplamak için yolara dökülen çuval arabalarıyla arı gibi çalışan genç, yaşlı emektarlar gelip geçerdi..

Mahallede temizlik görevini üstlenen kişiye söylenirdim.. Kendi kendime.. Bizim köyde bahçeyi nenem süpürürdü.. Hâlâ çalı süpürgesi  mi kaldı diyene kadar, mahalleyi çoktan temizleyip, diğer işlerine koşan işine sarılan kişileri görünce hastalanıyordum. Çünkü hep onları çalışırken görünce, sinirlenerek kıskanıyordum. Özeniyordum. Çünkü onların işi vardı. Ben işsizdim. Bir ara ben de bu işi yapabilir miyim!.. diye iyice kafaya takmıştım...

***

Arkadaşımı merak edenler olabilir. Zor olsa da bir yılı geçen ıstırap dönemini atlattı. Aldığı kiloları verdi. Gönlüne göre hak ettiği maaş ve kariyer ile hayata kaldığı yerden devam ediyor. Ama çalışma hayatında sorunlar bitmiyor... Kimi işsizlikten yakınırken, kimileri de çalıştıkları halde maaşlarını zamanında alamamaktan yakınıyor. Bu sorunun en büyük sebebi de ülke ekonomisindeki kötüye gidiş... Haftasonu uğradığım alışveriş merkezinde dolaşırken çay molası verdiğim yerde yakınımdaki masada oturanlara kulak misafiri olduğumda konunun düzensiz maaş ödemesi olduğunu anlıyorum. Hem bir şeyler atıştırıyor, hem de dertleşiyorlar:

- İki ay oldu. Bugün kaçı oldu. Ses yok. Maaşlar ödenmedi hâlâ.

- Muhasebeye soruyoruz. Belli değil cevabını alıyoruz. Zam da yok.

- Sinirlerimiz altüst oldu.

- Onu boş ver. Yol parası, yeme içme giderlerini bile karttan harcıyorum. 

- Kiracı olmak da çok zor. Allah'tan ev sahibi anlayışlı.

- Bu ay da ses çıkmazsa işten ekipçe ayrılacağız. Çok sürmez. Başka yerlere bakıyoruz. 

- Yatacak yerleri yok. Emeklerimiz ile bir yerlere gelmişler.

- Yıl değişti. Sıkıntılar aynı biliyorsun.

- Birimdekiler konuşmaya gitmiş. Pişman olmuşlar.

- Yöneticilerden biri; Ortalık işsiz dolu... Siz iş beğenmiyorsunuz. Gecikmeli olsa da maaşınızı veriyoruz. Şu an ödeme yapamıyoruz. Haftaya konuşalım. Hatta beğenmeyen gidebilir. Ancak tazminat veremeyiz. Kendi isteğinizle istifa edersiniz gibilerinden mobing uygulamış.

- Moraller sıfır. Ekibini kazanmak yerine böyle mi konuşulur. Yazık emeklere...

- Sorduklarında da burunlarından da kıl aldırmıyorlar. Birde kurumsallıktan bahsediyorlar. 

- İnsanı kazanmak, bilgiyi, tecrübeye, emeğe saygı bu mudur!..

- Eee tabii... Yumuşatmak, uzlaşmak yerine böyle çıkışlar kurumlara yakışmıyor... Piyasada böyle işten ayrılanlar konuştukça referansları da bozuluyor. Eleman bulamazlar bu gidişle.

- Büyük eski kurumlar boşuna büyük olup yıllarca ayakta kalmıyor. Ekibine çok iyi sahip çıkıyor. Bu ay maaş yok dese yönetim, iş gücünde aksama olmadan hiçbir şey olmamış gibi çalışma olur. Güven var. Alacağını bilir.

- Bakalım haftaya ne olacak?..

Konuşmaları ve yaşadıkları belirsizlikten şikayetlenmeleri uzayıp gidiyor. Onlar ve onlar gibilerin emeklerinin karşılığı olan maaşlarını zamanında almaları dileğimi içimden geçirerek kalkıp evimin yolunu tutuyorum...

Yazarın Diğer Yazıları