Ne oldu bize?

Hayat bize öğretti ki, genetik kodlarımızdan uzaklaştıkça kirleniyoruz..

Doğrudur, her kuşak bir sonraki kuşağa anılarını aktarırken, aynı sözle bitirir;

-Nerede o eski günler..

Fakat bunu söyleyen insanlarımızın sayısının ne kadar arttığının farkında mısınız?

Hızla kirlendik çünkü.. Hem de sözüm ona bizi temizlemeye (!) gelen bir iktidar döneminde, daha da hızla kirlendik..

Dün Nevşehir'den gelen haberdir bu satırların sorumlusu.. Kafamızı iki elimizin arasına alıp, derin derin düşünmek zorundayız;

-Ne oldu bize?

**

Nevşehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada karar çıkmış.. İki engelli çocuğa cinsel istismardan yargılananlar 51 ile 26 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmış..

Bu alçaklık için mağdurun kim olduğunun, neci olduğunun önemi yok ama iki engelli erkek çocuğu ulan..

**

En çok 'Namus' diyenlerin.. En çok 'Maneviyat' diyenlerin.. En çok 'Ahlak' diyenlerin devr-i devranında, ne kadar namussuzluk, ne kadar ahlaksızlık varsa yaşadık..

Yurtlardaki çocuklarımızdan tutun da, kadınlarımıza, gencecik kızlarımıza, hayvanlara, bidonlara varıncaya kadar, bidonlara, tanık olmadığımız ahlaksızlık kalmadı..

Şairin dediği gibi, "Hira Dağı kadar Müslümandı" bu arkadaşlar..

Güya her adımları ahlak üzerineydi, edep üzerineydi..

**

Sormak hakkım değil mi?

Neden bu dönemde bu kadar arttı bu hayasızlık..

Arttı.. Artması da normaldi.. Ankara'da her şeyi bilip de susan meslektaşlarım, bir gün dökerse eteklerindeki taşları, anlayacağız 'Kirlenmenin' nereden başladığını, neden başladığını..

**

İki engelli erkek çocuğu ulan..

Sorsan, o alçaklar da "Hira Dağı kadar Müslüman"dır..

Kendilerini kirletmeleri yetmiyor, toplumu kirletmeleri yetmiyor, "Güzel ahlakı tamamlamaya gelmiş" Hz. Peygamberin dinini de alet ediyorlar, ellerindeki, alınlarındaki kire..

**

Dedim ya, genetik kodlarımızdan koptukça kirleniyoruz.. Azerbaycan'daki tarifiyle "Kan hafızasından" süzülen binlerce yıllık kültürel değerlerini, ahlaki değerlerini, insani değerlerini, bedevi aklıyla yaralarsan, olacağı buydu..

Bu temizlik operatörlerinden(!) önce daha temizdik..

Bu sözüm ona Müslüman (!) güruhtan önce daha imanlıydık..

Bu edep bezirganlarından önce, daha edepliydik..

**

Sormak hakkım değil mi?

Tertemiz vicdanlı insanlarımız, her köşe başına İmam Hatip Lisesi açarak reklam peşinde koşan bu kurnazlığa, samimi sanarak evlatlarını teslim etmediler mi?

Dinini-diyanetini öğrensin, bilsin diye yavrularını bu bezirgan saltanatının dişlilerine terk eden tertemiz vicdanlı insanlarımız, yaşanan onca rezillikten sonra, bugün aynı soruyu sormuyor mu kendine;

-Ne oldu bize?

**

Çevremden görüyorum, soruyor..

Sorunun yanıtı da gayet açık.. Kendi hayatlarında, yalanın, hırsızlığın, dolandırıcılığın, sahteciliğin en alasının örneği verenlerin kurduğu bezirgan saltanatında, dünden daha temiz, dünden daha ahlaklı olmamız zaten mümkün değildi..

Bugün, aralarda kaynayan bu tür vakalarla daha da iyi anlıyoruz gerçeği..

Sözüm ona ahlaklılar ama ahlak nedir bilmiyorlar..

Sözüm ona Müslümanlar ama kitap ne diyorsa tersini yapıyorlar..

Sözüm ona Milliyetçiler ama ne kadar millî menfaat düşmanı varsa hepsiyle kol kola girdiler..

**

Değilse nasıl açıklarız 3Y diye geldikleri gün ve bugün arasındaki uçurumu;

-Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklarla mücadele..

Piyasada dönen, kazanıp giden sıcak para miktarını 'Büyüme' diye yutturdular ama yoksulluk gerçeğimiz değişmedi.. Bir ülkede bir iktidar 16 yılın sonunda hâlâ  'Sosyal yardımlarla' övünüyorsa, söyler misiniz, anamızın ak sütü gibi helal o yardımlara muhtaçken, hangi aklı evvel "zenginleştik" diyebilir?

Yolsuzluk mevzuuna hiç girmeyeyim.. Bugün sınırsız sorumsuz destekleyenler bile buz gibi biliyor dönen dolapları..

Yasaklar mevzuuna değinmeme gerek var mı bilmem..

**

Hep yalan söyleyip, dürüstlük ahkamı kesen,

Dini referansları, zorunluluk değil, sadece politik malzeme zanneden,

Ahlakı bile sükut ettirip, hâlâ ahlak üzerinden çene yapan bir siyaset anlayışını asıl sorgulaması gereken, Türkiye'nin tertemiz vicdanlı mütedeyyin insanları..

Soru malum;

-Ne oldu bize?

**

Bir Lut kavmi değiliz Allah'a şükür..

Ama görünen o ki, en az o lanetli kavim gibi kendimize kötülük etmeye devam ediyoruz..

Onun bunun ittirip kaktırmasıyla da değil ha, kendi ellerimizle, bile bile..

Ama genetik kodlarımızın devreye gireceğine olan inancım, sarsılsa da hiç tükenmedi..

Biz bu ahlaksız, bu vicdansız, bu sahtekar, bu yalancı sarmalı, mutlaka ama mutlaka kıracağız..

Bu sarmalı kıramazsak, kendimizi kıracağız..

**

Allah aşkına.. Muhammed-Ali aşkına herkes kendine sorsun;

-Ne oldu bize?

Olan oldu da, en önemlisi, KİM YAPTI?

/////////////////////////////////////////////////////////////

İKİNCİ YAZI

Pazar güneşi...

+++++

Yarın ve Cumartesi yazım yok..

Pazar günü beraberiz.. Ama o gün de siyaset yazmak yasak..

O yüzden;

Kurtuluş Savaşımızın, cepheye taşıdığı su testisini onlarca kurşuna rağmen kırdırmayan Emine'si ile karşılayacağım sizi..

İnşallah bir de pırıl pırıl bir GÜNEŞ'le..

Yazarın Diğer Yazıları