Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Ne zaman adam oluruz?

Adamlığın zirvesine çıkmış olacak ki, adamlık dersi veriyor her gün Türk Milleti’ne köşesinden bir adam!
Ve çok değil, 10-15 yıllık hafızası olan her insan, ‘Eğer bu memlekette böyle adam olunuyorsa ve bunlar adam yerine konuluyorsa, adam olmayalım da ne olursak olalım’ diye düşünmekten alamıyor kendini..
Kim mi bu adam?
13 Mayıs 1999 yılında, Hürriyet gazetesindeki köşesinde ’Hadi kızım İran’a’ başlıklı yazıyı kaleme alan ve bu yazıda başörtüsüyle meclise giren Merve Kavakçı için:
 “Şimdi Amerikan vatandaşlığından da atılırsa iyi olacak. Kala kala çok sevdiği ve onu çok seven İran vatandaşlığı kalacak. Gitsin Tahran’a canı çektiği gibi yaşasın. Yarın öbür gün İran da insani bir yönetime geçerse, oradan da Afganistan’a geçer.”  diyen adam...
Başörtülülere fahişe diyen, o gün Merve Kavakçı’nın Meclis’e başörtüsüyle girdiği için suç işlediğini iddia eden ve adamlık dersi verdiği o günlerde de kendi kendine sorup yanıtladığı ‘Ne zaman adam oluruz’ sualine, ‘TBMM, Merve-Nazlı Ilıcak gibilerden temizlendiği zaman.’ yanıtını veren adam..
Yanlış anlamayın sakın!
1 Kasım 2013 günü Habertürk’te yer alan ‘Özür dileyecek misiniz  Sayın Vekil?’ başlıklı yazsında, “Başı örtülü kadınların TBMM çatısı altına milletvekili sıfatıyla girmesinin yolu açıldı. Çok da iyi oldu. Kadın bedeni ve kadın giyimi üzerinden lehte ve aleyhte siyaset yapmanın yolu kapandı. Kadınların kafalarının içiyle değil, dışıyla değerlendirilmesi dönemi de en azından TBMM çatısı altında kapandı. Olumlu bir gelişmedir.”  diyerek üstün fikirlerini Türk halkıyla paylaşan da aynı adam..
Bugün darbecilerin yargılanmasını şiddetle savunan koca adamın neler yazdığını anımsıyor musunuz 28 Şubat sürecinde?!
Tarih 3 Mart 1997, Hürriyet:
‘... Artık muhbir vatandaşım. Kendime yeni bir iş buldum. Bundan böyle kılık kıyafet kanununa aykırı olarak dolaşanları, sarıklıları, kolundan tuttuğum gibi karakola götüreceğim. Evlerini polise göstereceğim. Otomobilde görürsem plakalarını alıp bildireceğim. Yapılan işlemi savcılığa kadar takip edeceğim. Yok yok, savcılıkta da takip edeceğim. Hırsız yakalatmak iyi de, bu din iman hırsızlarını yakalatmak mı kötü?’
Yine Hürriyet gazetesi, tarih 18.04.2002. Yazının başlığı enteresan:  “Radikal İslamcı radikal dönek..”
‘Tayyip Erdoğan ise dün yine yanıt verdi,  “O bantlar eski. Ben eskiden öyleydim.”  İşte bu inanılmaz. Ben komünistken liberal olan gördüm. Liberalken sosyalist olan gördüm. Sosyalistken, oportünist olan gördüm. Hepsiyken Makyavelist olan gördüm. Ama Tayyip Erdoğan gibisini görmedim. Ne oldu, iki kere ABD’ye gitti, iktidarın kokusunu aldı dinsiz mi oldu? Referansı artık İslam değil mi? Artık dünyada hak düzeni istemiyor mu? Ve tabii eğer bütün bunlardan döndüyse... Bu kadar radikal bir “dönek” e, bu millet nasıl güvenecek? Bir daha ne zaman ve nereye döneceğini kim bilecek?’
Belli ki eskiden öyle olup bugün böyle olma imtiyazını yalnız kendine tanıyor bir numaralı adam!
Lâkin bitti mi sanıyorsunuz? Bitmedi! Yine Hürriyet gazetesi, tarih 26.04.2002:
‘Ben AKP’nin “Tayyip ısrarı” nı da anlamıyorum. Bilgisi zayıf, deneyimi eksik, eğitimi yetersiz, yabancı dil bilmez bir adam. Polemikçilik, demagogluk lider olmaya yetiyorsa amennâ. 21. yüzyılın dünyasında dünya siyasetinde var olmak isteyen bir Türkiye’nin önderi olacak adam değil çok belli. Bırakın onu Türkiye’yi yönetecek çapta dahi değil.’
Ve tarih 22 Ağustos 2013. Aksiyon dergisinin Obama ile Tayyip Erdoğan arasında yaptığı 34 maddelik karşılaştırmanın 30’unu paylaşmış okuduktan sonra köşesinde hazretleri... Ben iki tanesini paylaşacağım yalnızca. Merak eden açıp tamamını okusun:
 “Obama’yı dün de bugün de yarın da partiden çekip alsanız, Demokrat Parti öylece kalır. Erdoğan’ı dün alsaydınız AK Parti olmazdı, bugün alsanız parti kalmaz, yarının cevabı ise bilinemez!”
 “Obama’nın karizması kendindendir, Erdoğan karizmanın kendisidir!”
Madem böyle adam olunuyor bu memlekette, bu defa biz soralım büyük adama, o cevaplasın!
Sen söyle büyük adam, sahi ne zaman adam oluruz?
Mevki ve makam için, haysiyetimizi pazara çıkardığımızda, ar damarımız çatladığında adam olabilir miyiz mesela?
Yahut muktedirlerin sofra artıklarıyla beslendiğimiz zaman olabilir miyiz senin gibi büyük adam?
Adam mı oluruz adamlığa rağmen, insanlığa rağmen, gücün yanında saf tuttuğumuzda?
Sen söyle büyük adam?
Böyle mi olunuyor adam?
Ne zaman adam oluruz sen söyle!

Yazarın Diğer Yazıları