Neden bedeli hep biz ödüyoruz?

Öger Tur’un satılışının ardından;
Turizmciler arasında tur operatörlerinin sürekli el değiştirmesi normal bir durum gibi karşılansa da, bu türden satışların normal karşılandığı tek ülke Türkiye olsa gerek diye düşünüyorum. Çünkü tur operatörlerini satın alan ülke operatörlerine baktığınızda başı İngiliz ve Alman operatörler çekiyor.
Alman turistleri ülkemize getiren Türk olarak propagandası yapılan, sonrasında Türk turizmini ne hale getirdiği hiçbir zaman sorgulanmayan Vural Öger, şimdilerde basından öğrendiğimiz kadarı ile 90 milyon euroya Öger Tur’un yüzde yüz hissesini İngiliz Thomas Cook firmasına satmaktan oldukça mutlu olduğunu, satış olmasına rağmen firmada etkili bir görevde bulunmaya devam edeceğini söylüyor ve bizden de buna inanmamızı bekliyor.
Fakat suç bu insanlarda değil, bunlara sonsuz yetki veren Türk siyasetçilerde, Amerika’da bir özel şirketin yabancılara satıldığını gördünüz mü? Çinliler bir petrol rafinerisini almaya kalktığında ABD’nin stratejik konumu bahane ederek satışı engellediğini ne çabuk unuttuk. İngiliz veya Alman tur operatörlerinin ABD menşeli bir tur operatörünü satın alabildiğini gördünüz mü?
Türkiye’nin doğasını, denizini, tarihi ve kültürel dokusunu ürün olarak pazarlayan tur operatörlerinin kesinlikle devlet kontrolünde olmaları ve kafalarına göre, istediklerinde hisselerini devretmelerinin önüne geçilmelidir. Eğer T.C devletinin kaynakları ile onlarca milyar dolar turizm sektörüne yatırım kredisi olarak aktarıldı ise, Öger Tur bu alt yapıdan dolayı var olabilmiştir. Ama ülkemize “her şey dahil turizmi” getiren de yine aynı zihniyettir.
“Her şey dahil turizmi getirerek” ülke gelirlerimizin yarıdan fazla düşmesine neden olanlar, kendi şirketlerinin değerini yükseltmişlerdir. Bu nedenle “tur operatörü” olmanın bir bedeli olması gerekir. Bu ülkenin zenginliklerini pazarlayarak şirketlerinin değerine değer katanların ülke ekonomisine ne katkı sağladıkları ciddi anlamda incelenmelidir.
Bir şeyin stratejik olabilmesi veya sayılması için sanki illa da askeri alanda olması gerekir. Onlarca milyar dolar paranın yatırıldığı turizm sektörü de yüzde yüz stratejik bir alandır ve bu sektörün kontrolünün yabancı şirketlere geçmesi oldukça tehlikelidir.
Turizm sektörü tarla ise tur operatörü de “musluğun başındaki en önemli unsurdur”. Çeşmenin kontrolünü verdiğiniz unsur, tarlanıza istediği oranda su gönderecektir. Dolayısı ile tur operatörlüğü kurumunun yerli olması, turizm sektörünün geleceğini belirlemede en önemli noktadır.
Devletimizin acilen yerli yatırımcıları tur operatörlüğü konusunda teşvik etmesi ve turizm sektörünü yabancı tur operatörlerinin inisiyatifinden kurtarması gerekmektedir.

 

Goldtrail’ın batışı
Bugün İngiltere’de bir Türk firmasının iş yapabilmesi için ciddi maddi teminatlar göstermesi gerekiyor, ülkemize turist getiren tur operatörlerinden böyle bir teminatın istenip istenmediğini merak ediyorum. Eğer bu teminatlar istense idi, bugün 16 bin İngiliz, Türkiye’de şaşkınlık içinde beklemezdi. Tamam devlet olarak üzerimize düşen görevi yapalım ve bu insanların ülkelerine geri dönmelerini sağlayalım fakat neden 4 milyon dolara yakın para T.C vatandaşlarının cebinden çıksın.
O zaman bundan sonra getirdikleri sayı oranında tur operatörlerinden teminat alırsanız, yolcuların geri götürülmesi için gerekli olan uçak masrafları Türk vatandaşların cebinden çıkmamış olur.

Yazarın Diğer Yazıları