"Nerede Asker" öyle mi?

"Nerede Asker" öyle mi?

06 Şubat 2023 tarihinde sabaha karşı merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan 7.7 şiddetinde, öğleden sonra da merkez üssü Elbistan olan 7.6 şiddetinde iki depremin dehşetini yaşadık.

Soğuk ve kara kışın hem de tam ortasında.

Depremden 10 şehir ciddi anlamda etkilendi.

Binlerce bina yerle bir oldu.

Onbinlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Onbinlercesi de yaralandı.

Yıkılan binalar içerisinde  birkaç yıllık birçok bina dahi vardı.

Dehşetin, felaketin boyutu ve acımız çok büyük.

*

Güvenli olması gereken hastaneler, okullar yıkıldı.

Birçok kamu binalarının, hatta belediye binalarının yerle bir olmasına ne dersiniz?

*

"Deprem toplanma alanlarına" ruhsat verilip binalar diktirilmiş olduğu ortaya çıktı.

Yeşil alanlar betonlarla doldurulmuş.

Nefes alacak yer bırakılmamış.

Toplanma alanı olarak vatandaşa okul bahçesi gösterilmiş ama okul binaları da yıkıldı.

*

Depremin ilk gününden itibaren sahada güvenlik, arama kurtarma, iş makineleri, seyyar hastane ve seyyar mutfak, özel eğitimli kadrolar konularında ciddi eksiklikler olduğu görüldü.

Siyasi irade "Ay''a gideceğiz." demişti.

Bırakalım Ay''a gitmeyi deprem bölgesine dahi zamanında gidilemedi.

Üç gün boyunca ölümlere seyirci kalındı.

*

Özellikle ilk üç günde arama kurtarma çalışmaları yetersiz kalıp kurumların yeterince organize ve teçhizatlı faaliyetleri görülmeyince birçok yerde vatandaş birlik olup enkaz altından kendi yaralılarını,

kendi cenazelerini çıkarırken bir yandan da;

"Çadır yok, battaniye yok, ekmek yok, su yok, devlet nerede, asker nerede?" diye feryat ediyorlardı.

Evet, bu depremde vatandaşın en çok cevap aradığı; "Askerler nerede, neden müdahale etmiyorlar?" sorusu oldu.

Kardeşlerimiz orada ölürken, kalanlar acı içinde kıvranırken, soğuktan titreyerek ağlarken, birçoğu aç ve susuz kalırken "Nerede bu devlet, nerede  bu asker" diye  sormasınlar mı?

*

"Siyasi irade tarafından askerlik indirile indirile 6 aya indirildi." öyle değil mi?

Asker hastanelerini de kapattılar.

TSK''nin EMASYA (Emniyet, Asayiş ve Yardım) planları ile birlikte DAFYAR(Doğal Afet Yardım) planları da kaldırıldı.

Dolayısıyla TSK''da bu görevlerle ilgili yapılan eğitimler ve malzemeler de kaldırılmış oldu.

Bu uygulamalar ile "vatandaşın ordu ile gönül bağı" yok edildi.

*

EMASYA ve DAFYAR planlarında, olası bir doğal afet durumunda TSK''nin hangi birliğinin nerede görev alacağı,

hangi bölgede arama ve kurtarma yapacağı, nerelerde asayiş ve güvenlik sağlayacağı, "sahra hastanelerinin" kurulacağı yerler nokta nokta belli idi.

Hatta en ücra köylerde dahi görev alacak birlikler bu planlarda yazılıydı.

Ayrıca TSK''nin depolarında olası bir doğal afet anında kurulacak "Sahra mutfakları" ve "iklim koşullarına uygun çadırlar", ihtiyaç duyulacak teçhizat ve malzemeler de bulundurulurdu.

*

EMASYA ve DAFYAR planları olsaydı vatandaş; "Çadır yok, battaniye yok, ekmek yok, su yok, devlet nerede, asker nerede?"

diye feryat etmez, TSK büyük bir güçle,  daha da eğitimli, daha da organizeli kadrolarla,  daha da aktif bir  şekilde şekilde bölgede olabilirdi.

*

Depremde yaralılar doğal olarak hastanelere götürülecek.

Ama hastaneler yıkıldı veya büyük zarar gördü.

Asker hastaneleri kapatılmasaydı asker deprem bölgelerine  "sahra hastaneleri" kurardı.

Hastane gemileri İskenderun limanına çekilir, bir çok hayat kurtarılırdı.

Daha İlk günde Amfibi Hücum Gemisi dahil çıkarma gemilerimiz hastane hizmetleri ve barınma yeri ihtiyaçlarını karşılamak üzere İskenderun''a gönderilebilir, giderken iş makineleri, enkaz kaldırma malzemeleri ve Sahra hastanesi ile ilgili malzemeleri götürebilirdi.

*

İtalya ve  İsrail Silahlı Kuvvetleri''nin deprem bölgesine Sahra hastaneleri kurduğunu ifade etmek isterim.

Siyasi irade asker hastanelerini kaldırırken Ordumuzun sahra hastanelerini de kaldırmış oldu.Bu uygulamayla TSK''lerinin "SAĞLIK imkan ve kabiliyetleri" yok edildi.

*

Evet, siyasi iradece askerlik 6 aya düşürüldü.

Bugün kışlalarda Mehmetler genel olarak sadece nöbet tutuyorlar.

Zaten 6 aylık askerlik sürecinde askerlere yanaşık düzen eğitimi ve nöbet tutma dışında ne verebilirsiniz ki?

*

Askerlik süresinin kısaltılması ve askeri sağlık sisteminin, EMASYA ve DAFYAR planlarının kaldırılması birliklerin eğitim durumunu önemli  ölçüde etkileyerek TSK''nin afet durumlarına hazırlığını ortadan kaldırmıştır.

Afet durumunda TSK''nin deprem bölgesinde etkili inisiyatif almasının önü kesilmiştir.

*

Akıllara gelen soru şu;

"Ülkemizin önemli bir bölümü deprem riski altında olmasına rağmen EMASYA ve DAFYAR Planlarını  kaldıranlar, askerlik süresini 6 aya düşürenler muhtemel yaşanabilecek bir deprem durumunda arama kurtarma faaliyetleri, güvenliği almak ve asayişi sağlamada, hırsızlıkları önlemede askeri güce ihtiyaç  olunacağını neden göz önünde tutmadılar?"

Bu sorunun altını önemle çizmek isterim.

*

Silahlı kuvvetler sahada olursa eski itibarını tekrar kazanacağını malum kesim gayet de iyi biliyor.

Bundan dolayı da doğal afetlerde TSK''nin imkan ve kabiliyetlerinden yeterince yararlanılamıyor.

"Askeri vesayeti sonlandırmak projesi" adı altında "Kumpas senaryoları"nı devreye sokanlar, "Ordu-millet" geleneğindeki , "Peygamber Ocağı" anlayışı  ortadan kaldırılmış,

FETÖ''nün tezgahı  ve bu tezgaha siyasi iradenin de büyük desteği ile bir gece yarısı "Askeri Yargı" kaldırılmış, her şeyi ile karanlıkta olan "15 Temmuz Muamması" ile GATA ve Askeri Okullar kapatılmıştı.

*

Askere toplumsal olaylara müdahale ve bölgenin güvenliğini alma yetkisi veren EMASYA planları ve doğal  afetlere müdahale yetkisi veren DAFYAR Planları "askeri vesayeti sonlandırma oyunu"  ile kaldırılmış, tüm askeri birlikler büyük şehirlerden uzaklaştırılmış,

Türkiye''nin  güvenliğinin sigortası olan asker, askerin gücünü inkar edercesine adeta kışlalarına  hapsedilmiştir.

*

Bu depremde halktan;

"Asker nerede?" tepkisi gelince askeri "bir nebze" sahada gördük.Ancak Komando askerlerinin kamyon kasalarına doldurulup taşınması görüntüleri ise hiç de yakışık almamıştır.

1999 depreminde büyük görev üstlenen TSK o depremde tüm kaynak ve imkanlarını seferber etmişti.

Onbinlerce Mehmetçik yaraların sarılmasında etkin görev almıştı.

Deprem bölgelerine ihtiyaç malzemelerini süratle ulaştırmıştı.

Bu son deprem felaketinde ortaya çıkan manzara, eski sistemin çok daha işlevsel olduğunu ortaya koymuştur.

*

SONUÇ;

Tek adam rejiminden dolayı son yaşanan deprem sonrasında kimse inisiyatif kullanamadı.

Bu depremde yaşanan koordinasyonsuzluk, plansızlık, liyakatsizlik depremin hasar ve yaralarını derinleştirmiştir.

*

Doğal afetler için AFAD kuruldu.

Askerin doğal afetlere müdahale yetkisi siyasi iradece elinden alındığından depreme müdahale görevi AFAD''a aittir.

Yabancı ülkeden yardıma gelenler eğitimli köpekleriyle geldiler öyle değil mi?

Bizim AFAD kurtarma ekiplerinin eğitimli köpeklerini gören oldu mu hiç?

Veya zamanında müdahalesini?

Yabancı kurtarma ekipleri elindeki cihazlarla enkaz altında kalp atışı, vücut ısısı tespit ediyor. Bizimkiler genel olarak "Sesimi duyan var mı?" yöntemini kullanıyor.

Bilimden uzak yöntemler.

*

"Bizden olsun da nasıl olursa olsun." mantığıyla böylesi kurumlara alınan birçok liyakatsiz, ehliyetsizler kadrolarla doğal afet sonuçlarının üstesinden asla gelinemez.

Son depremde AFAD''ın ve siyasi iradenin ne denli başarılı olduğuna elinizi vicdanınıza koyarak sizler karar veriniz.

*

EMASYA ve DAFYAR planları iptal edildiği için doğal afetlerde askerin bir görevi olmadığından böylesi bir afette "askerin arzu edilen şekilde hazırlıklı olamasını" da kimse beklememeliydi.

TSK''nin kara, deniz, hava gücü olmadan bu gibi afetlerle başa çıkılamayacağını yetkili kademede bulunanların bilmemesi asla mümkün değildir.

İşte gördünüz mü "kumpas davalarıyla" itibarsızlaştırmaya çalıştığınız Orduya hiç hesap etmediğiniz böylesi zamanlarda ihtiyaç duyarsınız.

"Asker savaşta düşmanla, barışta ise afetlerle savaşır."

İlgili makamlarda bulunanlar bunu kafalarına sokmalıdır.

Yoksa bu ülkeye kötülük yapılmış olur.

*

"Askerler nerede, neden müdahale etmiyorlar." diyeceğimize askerin EMASYA ve DAFYAR planlarını kaldırıp asker hastanelerini kapatan, askeri kışlara hapseden zihniyete hesap sorunuz.

"Devlet nerede?" diye çağırdıklarınızı sizler seçtiniz.

Onbinlerce kaybımıza rağmen tek bir istifa dahi olmadı.

Bu enkazdan, yıkımdan, ölümlerden "tek adam rejimine evet diyenlerin de" sorumlu olduğunu herkes bilmelidir.