Neredesin ey adalet?..

Bir milletin mutlu ve hür yaşaması, o ülkedeki demokrasinin iyi uygulanmasına ve uygulayıcıların demokratlığına bağlıdır. Eğer uygulayıcılar yetkilerini şahsi çıkarlarının yerine, milletin çıkarları doğrultusunda kullanıyorsa, orada güven vardır. Orada demokrasi vardır. Orada inanç vardır. Orada mutlu bir yaşam vardır.
Yok, uygulayıcılar yetkilerini şahsı, çevresi ve yandaşları lehine kullanıyorsa, işte orada kaos yaşanıyor demektir. Kokuşmuşluk vardır. Yalan ve riya vardır. Yalakalık vardır. Köşe dönmecilik vardır. Pazarlamacılık vardır. Olmayan ise ölen insanlıktır.
Balık almak üzere balıkçıya giden biri, balığı eline alarak kuyruk kısmını koklamaya başlar. Balıkçı “Beyim hayırdır. Balığın kuyruğunu niye kokluyorsun” diye sorar. Alıcı “Balık kokmuş mu diye kokluyorum” der. Balıkçı ise “Balık baştan kokar” deyince, alıcı “Biliyorum. Biliyorum da koku kuyruğa kadar inmiş mi diye bakıyorum” cevabını verir.
Ülkemizdeki gelişmelere bakıldığında ise maalesef olaylar balık alıcısının düşündüğü şekildedir. Ülkeyi yönetmek üzere halkın seçtiği vekiller bir birlerini ihanetle suçlayıp, sinkaflı sözlerle saldırıya geçerken, çalışmalara verilen aralarda kuliste çaylı kahveli sohbetlerde atılan kahkahaları tüm ülkede yankılanmaktadır.
Çünkü oturumlarda olayları medyanın vermesi sonucudur ki yapılanlar tabana verilen bir selam olup, oya yapılan bir yatırımdır. Gariban halkımdan bazıları ise adeta takım tutarcasına, bak benim partimin vekili, rakip partinin vekiline nasıl küfretti. Hatta dövmek için üzerine bile yürüdü diyebilmektedir.
Hiç düşünülmez ki vekillerin bu davranışları yüzünden ailemizle birlikte ağız tadıyla bir haber bile izleyemiyoruz. Yaptıklarıyla çocukların kimyasını bozarak, kötü örnek olduklarını düşünmeden, kendilerini seçen halkı yok farz ediyorlar. Tüm bunlarla bile yetersiz kalacağını düşünen vekillerimiz gece operasyonlarıyla cüzdanlarını şişirip, konumlarını güçlendirmeye çalışıyorlar.
Ülke çalkantılı günler yaşarken, 2012 yılında yapılan bir gece operasyonu sonucu çıkardıkları yasayla, milletvekili ve emeklilerin maaşlarında öyle bir artışa gidilmiş ki emekli vekillerin maaşları önce 5.800, hemen akabinde 8.100 liraya çıkarılırken, üç milyona yakın emekli maaşına simit parası kadar zam yapılmıştır. Bağ-Kur emeklisi 600 liraya, SSK emeklisi 750 liraya, yani açlığa mahkûm edilmiştir.
Hem emekli, hem de aktif milletvekili maaşı ise 24 bin liraya çıkarılırken, emeklilik haklarını elde edememiş 220 milletvekiline emeklilik hakkı tanınmıştır. Çalışan memur ve işçilere ise mezarda emekliliği reva görmüşlerdir.
Halkın balık hafızalı olduğunu düşünen vekillerimiz, ülkenin bölünmesinin tartışıldığı bugün, yani 2013 yılında yaptıkları bir başka operasyonla meclise taşıdıkları yasa ile eski yeni milletvekili, dışarıdan atanan bakan, bunların çocukları, eşleri, ana ve babalarının estetik tedavisi de dâhil her türlü giderlerini devlet tarafından karşılatmaya çalışırken, çalışan ve emeklilerin hastalandığında tedavisi için yapılan muayene ve yazılan ilaçlarından para alınması getirilmiştir.
Yine bu zevata, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının sosyal tesislerden faydalanma hakkı getirilirken, tesisin asıl sahiplerine tesisleri dışarıdan seyretmek kalmıştır. Milletvekillerinin temsil niteliğindeki harcamalarının devletçe ödenmesi getirilmek suretiyle, bir dostunun düğününde taktığı altının parasını geri alma hakkı verilmektedir.
Trafikte geçiş üstünlüğü ile ölümcül hasta taşıyan nakil araçlarının dahi önüne geçilmeye çalışılırken, sınırsız silah ruhsatı hakkına sahip olmayı planlamaktalar. Hatta kendileri dışında çocuklarına dahi diplomat pasaportu alarak ayrıcalık yaratmışlardır. Halka ise vize kuyruklarında beklemek kalmıştır.
Asıl acı olanı ise tüm bu haklardan dağdaki vekil eşi “Piro” lakaplı Salman Kurtalan, Kongre-Gel Başkanı Zübeyir Aydar, esrar ve eroin patronu bazı kişiler de faydalanmaktadır.
Oluşan kamuoyu baskısı bazı partilere her ne kadar geri adım attırsa da imzalarını geri çektirmiş olsa da önceden atılan imzaları savunmaları bunların samimi olmadığının bir göstergesidir. Bu da göstermektedir ki her an şahsi çıkarlarını milletin çıkarlarının önünde tutmaya devam edeceklerdir.
Ey vatan sevdalısı, ey İslamcı, ey sosyal demokrat olduğunu söyleyen milletvekillerimiz, siz çıkarınız için bunları yapabiliyor, yaptıklarınızı savunabiliyorsanız; sizi oralara taşıyan biz asiler de neredesin ey adalet diye isyan ediyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları