Nesilden nesile anlatılacak

15 Temmuz'u anmalarda Ahmet ve Mehmet adlı ikiz şehit polislerin babalarını izlerken ağlamamak mümkün değildi. Ali Oruç şiirini okurken inanın hıçkırıklara boğuldum. Bu duyguların bütün Türkiye'yi sardığını biliyorum. Herkes ağladı. Yüzlerce kişiyi katledip, binlerce insanı yaralayanlar bu duyguları anlayamaz. Üstüne üstlük sırtına "hero" -kahraman- yazılı tişörtle dolaşıyorsanız sizlerle zaman kaybına gerek olmadığı kanısındayım. Beyni yıkanmış vatan hainlerine birşeyler anlatılabileceğini hiç sanmıyorum. İşin zaaf tarafı ayrı konu. Suçluluğun bir numaralı delili o tişörtün nasıl giydirildiği başka sorun. Kime sipariş verildi? Cezaevine nasıl sokuldu? Göğüs reklamı gibi bununla nasıl oldu da mahkemeye götürüldü? Demek ki, "melanet organizasyonu" devam etmekte. Fırsat buldukları an "yine kalkışırız" diyen kötülük sarmalı devam ediyor. Atatürk'ün yıllar önce işaret edip, uyardığı "gaflet ve dalalet" dediği budur. Onun için 15 Temmuz'u nesilden nesile anlatmakta fayda var.

İçimi dağlayan diğer görüntülerin başında merhum Erol Olçok'un eşi var. Bir başka kahraman Abdullah Tayyip Olçok'un da annesi olan hanımefendi de Oruç kardeşlerin babası kadar perişan etti beni. Nihal Olçok'un böylesi metaneti nasıl yakaladığını anlamakta zorlanıyorum. Yılların gazetecisi Fatih Altaylı bile "Daha fazla devam edemeyeceğim" diyerek yayını sonlandırdı. Bayan Olçok inanç ve değerlerin en kutsalını sergiledi. Ona da sabır dilemekten başka şey yapamıyorum.

Diğer şehit yakınlarının anlattıkları da birer destan. Hepsi "başını vermeyen şehit öyküsü". Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi "Allah bu ülkeye böyle günler yaşatmasın".

Halisdemir adlı yiğit

Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir, Bakan Lütfi Elvan'ın tanımlamasıyla "15 Temmuz'un Ulubatlı Hasan'ı". Komutanından aldığı emri şehadeti pahasına yerine getirmesi ancak "gerçek kahramanlıktır". Bu yiğidin vücudundan çıkarılan 30 kurşun ihanetin bir başka belgesidir.

Gazeteciliğinin yanısıra, şair, söz yazarlığı da bulunan Mustafa Holoğlu'nun Halisdemir için yazdığı dizeler hepimizin duygularına tercüman oldu. Sevgili kardeşim Holoğlu destansı şiirine Mehmedim ismini verirken tüm kahramanları sembolleştirmiş oluyor:

"Gökler gürlese yerler çatlasa

Şah damarı kopsa dünyanın

Cehennemler yağsa kasırgalar çıldırsa

Adın Ömer soyadın Halisdemirse

Tarihin yüreğine kazındın bilesin...

...

Şahlandırdın ya Albayrağı

Şahlandırdın ya çuhalarda Mehmedi.

Vardın ya Çanakkale'nin cennet-i firdevsine

Sürdün ya kurşununu namluya

Helalleştin ya komutanınla

Ve vatanınla

Kıskandırdın ya  yiğitleri meydanda

Adın Ömer soyadın Halisdemirse

Özel Kuvvetlerin de

Vatanın da yüreğine yazıldın bilesin.

...

Sen, şehitler evladısın Ömer'im.

Sen, Albayrağa can verensin.

Sen, Eroğlu erisin Anadolu'nun

Sen, Mehmetçiğisin Aziz Milletin

Sen, namususun Ayyıldız'ın

Sen, özelisin Vatan Kuvvetlerinin

Ve sen yiğitler yiğidisin memleketimin.

Adın Ömer soyadın Halisdemirse

Tarihe Destan, Hürriyetimize Fermansın.

...

Dağlarda buz adam

Çöllerde toz adam

Vatanı kurtaran ŞAHİNLERDENSİN.

Al Kanatlı Bayrağımın yıldızı

Ak hilalin şerefisin

Mehmedim..."

***

2. Tromsö faciası

Galatasaray, İsveç'te Ostersunds önünde ağır bir yenilgi aldı. Bunda herkes suçu teknik direktör İgor Tudor'a atıyor. Oysa, sorumlu kesinlikle Dursun Özbek. Başkanın tasarruf planları faciayı hazırladı. Sneijder'i kaçırma hesapları geri tepti. Özbek'in saçma sapan birtakım parasal çabası Hollandalı yıldızını devre dışı bıraktı. Ancak unuttuğu iki şey daha var. İlki geçtiğimiz yıllarda Norveç takımı Tromsö'ye elenişin bir benzeri yaşanmak üzere. İstanbul'da bir mucize gerçekleşmezse, bu işin sonunda yönetim de gider. Durum sadece Tudor'un başına patlamakla kalmaz. Özbek ve ekibini birlikte süpürür.

Galatasaray'ın Ostersunds önündeki oyun taktiğini çözen var mı? Takım tertibi tek kelimeyle faciaydı. En hazır olması gereken Maricon da laubaliliğinin faturasını tüm takıma çıkardı. İgor Tudor'un "Biz turu atlarız" lafını günü kurtarmaya yönelik bir kurusıkı olarak kabul ediyorum. Mustafa Denizli'nin Neuchatel Xamax'a 3-0 kaybedilen oyundan sonra "rövanşta 5 atarız" deyişinin 2017 versiyonunu bekliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları