New York'ta ne oldu?

                ABD çıkarması tamamlandı. Karar veremedim. İpler koptu mu, yoksa oyun mu oynanıyor. Giderken umutlu, dönüşte kötümser konuştu. Yandaş ve boyalı basında, çok aramama rağmen, gezinin muhasebesini göremedim. Gerçi hadlerine değil ama. Oysa bu ziyaret ve sonuçları, Türkiye'nin gelecek politikaları açısından, önemli sinyaller verdi. Kimse ne hikmetse, bu başarılı temasları yazıp çizmedi. Ne oldu da heyet, gezi programını kesip, erken döndü?

                Evet, kimse yazmadı ama Erdoğan ve beraberindeki bakanlar kurulu, ziyareti bir gün kısa kesip döndü. Hem de bu dönüşle, FETÖ darbesi sırasında kendisini Facebook ile ekrana taşıyan CNNTürk'ün Ankara temsilcisi Hande Fırat'ın konuşmacı olup, moderatörlüğünü Mesut Yılmaz'ın yaptığı, panele katılmadı. Bir şeyler canını sıkmış olmalı. Ama ne?

                Oysa Obama ile aile fotoğrafı çektirdi. Acaba Obama yalnız asrın lideri ile mi resim çekindi? Yoksa o gece, davete gelenleri karşılarken, herkesle mi? Haber ajansları, Beyaz Saray'ın aile resimlerini o gece 56 lider ve eşi ile çekildiğini açıklamış. Demek ki geceye katılan ülke liderlerine bir kıyak yapılmış.

***

                Gezinin sinirleri bozan dönüm noktası, ABD Başkan Yardımcısı Biden ile görüşme. Biden görüşmeye gelirken, Pentagon, PKK'nın Suriye kolu YPG'ye doğrudan silah vereceğini açıklamıştı. Bu görüşmede, Erdoğan'ın sinirlerine hâkim olamadığı ve ABD Başkan Yardımcısı'na giydirdiği söyleniyor. ABD heyeti sadece dinlemekle yetinmiş, yorum yapmamış. Biden bir Rum hayranı ve destekçisi. New York'ta Erdoğan görüşmesi sonrası Beyaz Saray'dan yayınlanan görüşme özetinde (readout) bazı ipuçları var.

                Geleneksel palavralar dışında IŞİD ve Kıbrıs var bu açıklamada. Biden'ın, Erdoğan'ın ardından yaptığı temaslar dikkat çekici. ABD Başkan Yardımcısı, Kıbrıs Rum ve Türk liderlerle görüşmüş, barış ve birleşme nutukları atmış. Kıbrıs'a öğrenci gönderip, nüfus cüzdanı ile kumar oynama veya tatile gitme efsaneleri seneye bitiyor gibi. 2016 sonuna kadar Kıbrıs sorunu çözülürse, Türk kesimi Avrupa Birliği sayılacak ve ancak Schengen vizesi ile girilecek. 

                FETÖ'nün iadesi konusunda bizimkiler hukuksuzluk konusunda ısrarcı olmuş. ABD'deki FETÖ şikâyetleri anlaşılan yabancılar için kabak tadı vermiş. Tabii herkes bunların FETÖ ile ne kadar kuzu sarması olduğunu biliyordu. Görüşme sırasında ABD, Esad'dan Suriyeli askerleri yanlışlıkla vurma konusunda özür diledi mi? Münasebetsiz Suriye Dışişleri Bakanı, Birleşmiş Milletler kürsüsünden, Türkiye topraklarımızdan çıksın demiş. 

***

                Gelelim dönüşteki garabetlere. Uçakta Reza Zarrab olayına sahip çıktı. Bir yıla yakın sessiz kalınıp birden Reza'nın Türk vatandaşı olduğunu fark etme. Amerikalı savcı ve Amerikalı hâkimin FETÖ'cü olduğunu söyleme. Anlaşılan, dava bazı istenmeyen bölgelere uzanmış. Biz bu davanın iktidara uzanacağını önceden yazdık, onlar zarar vereceğini yeni fark etti.

Dönüşte Amerika'yı suçladı, bir yandan da Türk askerinin IŞİD'in elinde olan Rakka'ya girebileceğini söyledi. Ben mi bilmiyorum, kurallar mı değişti? Türk askerinin sınır ötesi operasyonları ve savaşması Meclis kararı ile olmuyor mu? Hoş siz de şimdilerde hangi eylem Meclis kararı ile oluyor diye sorabilirsiniz.

İşin garibi Uluslararası kredi kurumları Türkiye'nin notunu düşürürken, iki AKP'li bakanın Türk ekonomisi için çizdiği tablo da korkutuyor. Ekonomi uzun süredir can çekişiyor. Umut bağlanan turizmde 2017 rezervasyonları iptal ediliyor. Anlaşılan çöküş her cepheden başladı. Söylediğim gibi bu sonbahar zor geçeceğe benziyor.

Yazarın Diğer Yazıları