Ninni de ninni uyusun da uyanmasın

Geçmişte teknoloji bugünkü gibi gelişmiş olmadığından işler farklı usullerle yürütülürdü. Bunun içindir ki insanlar daha çok çalışıp yorgun düşerdi. Gelecek gün dinç olmak için dinlenmek üzere erken yatılır erken kalkılırdı.
Çocuklar için ise biraz daha farklı idi. Yavrularımızın yaramazlıkları, uyumamaktaki ısrarları ise anne ve ninelerin anlattıkları masallarla aşılırdı. Demek olan o ki büyükler yorgunluktan, küçükler ise masallardan dolayı uyur kalırlardı.
Günümüzde ise teknolojinin gelişmesiyle birlikte haneler aydınlandı, evlere televizyonlar girdi. Artık masalcı anne ve ninelerimizin yerini küçükler için çizgi filmler, büyükler için siyasetçiler aldı. İnsanlarımız bunlarla esner ve uyur oldu.
Değişen bu durum sonucu sabahları bırakın erken kalkmayı kalkılamaz olundu. Zoraki kalkanlar da yorgun olup, büyükler işlerinde gergin ve verimsiz, çocuklar ise derslerde uyuklar oldu.
Durumun farkına varıp, halkın uyumasında fayda mütalaa eden siyasiler ise onlarca kanaldan siyasi masallar anlatarak insanları uyutmaya devam ediyor.
Tabiî ki teknolojiyle birlikte anlatılan masallar da değişti. Anne ve ninelerimizin anlattığı masallar saflığı, temizliği, inancı, doğruluğu, sevgiyi hülasa tüm etik değerlerimizi içerirken, şimdi anlatılan masallar insanı kandırmayı, kullanmayı, köşe dönmeyi, beleşçiliği, yandaş kayırmacılığı, ayrışmayı, kini ve öfkeyi körükler oldu.
Dinledikleri bu masallarla uyuyan insanlarımız ise kâbuslar görüp, karabasanlarla uğraşarak uyandıklarında birbirleriyle uğraşmaktadır. Masalcılar anlattıklarının cazibesine kapılarak, masallarını daha da etkin hale getirip yandaşlarıyla birlikte en iyi şekilde yaşamalarının hesaplarını yapmaktalar.
Hele de seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte masal anlatımına daha çok önem verilmiş, esnemekte olan insanların seçim sonuna kadar uyutularak onların uyku mahmurluğu ile verecekleri kararlar sonucu güçlenmenin planları yapılmaktadır.
Batırılan ekonomiyi düzeltme adına yerli malı kullanılması masalıyla başlanıp, dünyanın en çok büyüyen ülkesi olmaktan, işsizliğin azaltıldığına ve refah seviyesinin arttığına kadar neler neler anlatılıyor.
Sanki konuştuğumuz telefon, binilen araçlar, o araçların yakıtı ve muayene istasyonları, sigorta şirketleri, kredi aldığımız bankalar, gıda, temizlik maddesi ve makine araç gereç üreten fabrikalar bizim de yerli malı kullanmaktan imtina ediyoruz.
Disribütörlüğe dayalı bir ekonomik sistemde ihracatın arttığı, büyümenin olduğu ve işsizliğin azaldığı bir masal değil de nedir.  
İleri demokrasi adı altında insanların yatak odalarının dinlendiği, YÖK’ün, askeriyenin, yüksek yargının ve basının kontrol altına alındığı günümüzde, eleştiriden dolayı insanların hapishanelere konulduğu, basılmayan kitapların toplatıldığı ortamda, canilerin sokağa salınıp polislerin dövüldüğü ve halkın etnisiteye ayrıldığı, bunun da halka en iyi demokrasi olarak anlatıldığı masal değil midir?
Aile hekimliği adı altında üç bin beş yüz kişiye bir doktor verip, ilaçtan ve muayeneden katkı payı adı altında paralar alınıp, özel hastaneye gidenler kaz gibi yoldurulurken, sağlıkta eşit muamele ve reform yaptık diye anlatılan masallar.
Türk olmaktan korkan ve utananların Andımız’ı kaldırma adına verdiği mücadele, kendi öğretmeni açlıktan intihar ederken İngiltere’nin işsizliğini çözmek ve kültür emperyalizmini çocuklarımızın beyinlerine yerleştirme adına kırk bin öğretmen ithalatına kapı aralamak. Müfredatımızı bir yerlerin isteğine göre düzenleyenlerin, eğitimde büyük aşama kaydettik diyenlerin söylemleri nedir.
YÖK’teki değişiklikle birlikte KPSS sınavlarında soruların cevaplarını yandaşlara verenler YGS sınavlarında soruları şifreleyip vererek milletin geleceğiyle nasıl oynandığını göstermiştir. Dün kozmik bürolara delillerin karartılmasını önlemek için girenlerin suskunluğu ise ayrı bir skandaldır. Sorumluların görevlerine devam etmesi ise milletle alay etmektir.
Siyasiler seçim öncesi üniversite sayılarını artıracaklarını, öğrencileri sınavsız alacaklarını, yurt sorunlarını çözeceklerini, bursları artıracaklarını, ilk ve orta öğretimde okullaşmayı yüzde yüzlere ulaştıracaklarını, çalışanların ücretlerini artıracaklarını açıklamaları yapılanlara bakıldığında masaldan öte nedir?
Geçmişte bu ülkeyi bunlar yönetmediler mi? Ülke sorunlarını seçimlerde mi hatırladılar!.. Tek kişilik parti demokrasisiyle seçilen vekillerle dün neler yapıldı ise yarın aynısı olmayacak mı? Geçmişinde bu ülkeye bir şeyler veremeyenler yarınlarda da veremeyeceğine göre gerçekten içlerinde birazcık inanç ve sevgi varsa yerlerini millet sevdalılarına bırakıp masal anlatarak halkı uyutmaktan vazgeçerler.
Bu hükümetin tekrardan iktidar olması halkın uyanmamak üzere uyutulmasına neden olacaktır. Hani ninelerimizin anlattığı masallar mutlulukla bittiği için gökten üç elma düşmüş, biri masalı anlatana, ikisi de kahramanlara derler ya, ben de diyorum ki gökten üç taş düşmüş biri halkın başına, ikisi ise masalı anlatanların kafalarına. Hâsılı masallara devam, ey halkım sen de esnemeye, uyanmamaya devam. Ninni de ninni uyusun da uyanmasın.

Yazarın Diğer Yazıları