Numan Bey yanılıyor

Numan Bey yanılıyor
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin bugün başına gelen birçok şeyin Suriye politikasının sonucu olduğunu söyledi.

Numan Bey yanılıyor. Suriye politikası, esas nedenin sonuçlarından biridir. Esas neden, AKP'nin bütün iradesini bir tek kişinin eline bırakmış olmasıdır. Parti içindeki demokratik tartışma zemininin yaratılmaması, dışarıdan söylenenlere de kulakların kapatılmasıdır.

(…)

 NUMAN Bey için Hermann Hesse'den bir alıntı yapacağım. Sadece onun için değil, bütün siyasi parti üyeleri için:

"Bir partiye üye olmaması gerektiğini kimseye salık vermem, ama herkese şunu söylemek isterim ki, kişi pek erken yaşta bir partiye üye olmakla çevresinin dava arkadaşlarıyla kuşatılmasından duyacağı hazza karşılık kendine özgü yargı yeteneğini elden çıkarma tehlikesiyle yüz yüze gelecektir."

Bu alıntıyı elbette sadece parti üyeleri için yapmadım. Sağda ya da solda, küçük cemaatlerin içinde kendi iradesini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan herkesin ne yapmakta olduğunu bir kez daha düşünmesi için!

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

++++++

"Ohal" önlemi alın

-------

Van'da 2 gün önce polis merkezine bomba yüklü saldırıda yaralanan ve Efkan Ala'nın ziyaretinde sargılar içinde ondan tayinini isteyen genç polis memuru da dün şehit oldu.

Yine dün Van'da karayoluna döşenen bomba askeri araç geçişi sırasında patlatıldı, 5 asker,1 sivil yaralandı.

"Yaralı" dendiğinde ne kadar ağır yaralı olduğu, onun da şehit olup olmayacağı bilinmiyor.

Asker ve polislerin daha dikkatle, OHAL şartlarında korunması sağlanmalı, gerekiyorsa bu merkezlerin çevresi ve yollar helikopterlerle, uzaktan dürbünlerle gece gündüz izlenmelidir.

Millette bu haberlere dayanacak güç kalmadı!

Güngör Mengi Vatan

++++++

Hedefleri iç savaş

-----

YIL başından bu yana Türkiye'nin birçok yerinde benzer patlamalar oldu.

Ancak Elazığ'da patlayan çok daha farklıydı; çünkü toplumun fay hattına atıldı.

Bir toplumsal depremi, darbe girişimiyle başarılamayan iç savaşı tetiklemeye dönüktü.

(…)

Bölgenin hemen her ilinde bir olaya tanıklık edilirken Elazığ bunun dış çemberinde kaldı, düne kadar herhangi bir terör eylemine tanıklık edilmedi.

Bunun asıl nedeni, kentin etnik ve mezhepsel kozmopolit yapısının, birlikte yaşama kültürünü üretiyor olmasından.

Çünkü birlikteliği sağlayan düğümün bir ucu çözülürse ötekinin de dağılacağının bilincinde.

Daha ilerisi, çıkacak toplumsal çatışmanın bir noktada kalmayıp Malatya'dan başlamak üzere bütün bölgeye yayılıp ağır sonuçlar doğuracağının da herkes farkında.

Muharrem Sarıkaya Habertürk

+++++

Üst akıl(!)

------

Hainler yine kan ve dehşet saçtı.

Elazığ, Van ve Bitlis'teki kalleş, ahlâksız, rezil saldırılarda, 4'ü polis, 5'i asker, 2'si sivil ve biri korucu olmak üzere 12 kişi şehit oldu, 85'i polis 200'den fazla yaralı var.

Elazığ'da, 8 ton patlayıcı yüklü minibüsün infilak ettiği yerde yaklaşık 10 metre çapında, 5 metre derinliğinde çukur oluşması, bir kilometre uzaklığa kadar binaların duvarlarının çatlaması, terörün dehşetini gösteriyor.

Terör olaylarının birdenbire alevlenmesi, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin uzantısı gibi görünüyor.

"Biri FETÖ, diğeri PKK… Nasıl olur bu?" diyeceksiniz.

Strateji uzmanlarına göre FETÖ'yü de, PKK'yı da aynı "ÜST AKIL" yönetiyor. Hedefi de Türkiye'yi hizaya getirmek!

Kim bu ÜST AKIL? Uzmanlar isim vermiyor ama CIA örgütünü (Amerika Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nı) işaret ediyorlar.

Dünyadaki tüm kötülüklerin yaklaşık yüzde 80'inde CIA parmağı olduğu belirtiliyor.

FETÖ, PKK, PYD… Aynı kaba pisleyen bu cani örgütleri yöneten "ÜST AKIL" iddiaları yabana atılacak gibi değil.

Amerika gibi dostun (!) olursa,

başın dertten kurtulmuyor!

Rahmi Turan Sözcü

+++++

Birlik beraberlik hükümetin

arkasında durmak mıdır?

----

Tatilde olduğum sürede herkesin dilinden düşmeyen slogan "birlik beraberlik"ti.

Yenikapı'daki büyük şova bütün partilerin katılması herkesi çok memnun etmişti.

Söylenen şuydu "Millet herkesi birlik beraberlik içinde görmek istiyor, bu manzara çok etkileyici."

Ama işin aslına baktığımızda "birlik beraberlik" diyenlerin ve muhalefeti de bu nedenle alkışlayanların aklındaki sadece "hükümetin kayıtsız şartsız desteklenmesi" fikri vardı.

Birlik ve beraberlik içinde olalım, hükümetimizi ve sarayımızı destekleyelim, onlar hangi adımları atıyorsa arkasında duralım, eleştirmeyelim, özellikle hiç soru sormayalım.

Birlik beraberlik lafla olmaz.

Ne diyor saray ve başbakan olarak görevlendirdiği kişi "Artık eskisi gibi davranamayız, muhalefetin de görüşlerini dikkate alacağız."

Yani itiraf ediyorlar, daha önce muhalefetin hiçbir söylediğini dikkate almadıklarını. Birlik beraberlik olunca muhalefeti de dikkate alacaklarmış.

Bu böyle olmaz. Eğer gerçekten birlik beraberlik içinde darbe şokunu atlatacaksak, herkes taşın altına elini sokmak zorundadır.

Bunun çözümü de çok basit; Bir yıl süreli ulusal birlik hükümeti kurulur. Her parti hükümete bakan verir. Olağanüstü Hal'e bile gerek kalmadan Meclis darbecilerden ve destekçilerinden hesap soracak yasa ve kararnameleri, anayasa, hukuk ve demokrasiye uygun biçimde ve çok hızlı biçimde çıkarır. Temizlik yapıldıktan sonra ulusal birlik hükümetinin görevi sona erer ve AKP hükümeti yeniden kurulur.

Oysa şu anda yapılan AKP iktidarının yıllardır yapmaya çalıştığı "Türkiye'yi dönüştürme planını" darbe bahanesiyle ve tek başına yürürlüğe sokmasıdır.

Üstelik tahrik edilen milliyetçi duygularla muhalefet de "birlik beraberlik" dayatması ile paralize edilmek istenmektedir.

Can Ataklı Vatan

++++++

İşin özü

-----

İslamcı akımların her türlüsü ile işbirliği, onları dilediğince kullanma girişimi, ABD'nin hep denediği bir yöntem. İslam ülkelerini hoyratça istikrarsızlaştırmak, hatta kaosun pençesine atmak da Sam Amca'nın sıkça başvurduğu bir yol.

Bu gerçeklerin ışığında söyleyebiliriz ki, İslam dünyasının ve de Ortadoğu'nun bugün içinde yüzdüğü durumda ve karşı karşıya bulunduğu sorunlarda, her zaman ABD'nin dahli vardır.

Radikal İslam ve onun terörist girişimlerinden yakınan, ona karşı barışı ve demokrasinin savunuculuğu kampının liderliğini üstlendiğini ileri süren ABD'nin Radikal İslamın bugünkü teröründeki sorumluluk payını görmemek de mümkün değil. Bugün sahnede olan, herkesin terörist eylemlerinden şikâyetçi olduğu ve bir zamanlar ardında ABD'nin bulunmadığı bir tek radikal İslamcı örgüt gösteremezsiniz.

Bütün radikal İslamcı örgütlerin oluşumunda bir zamanlar, onu kendi çıkarları için kullanmayı hesaplamış, ABD parmağı vardır. Kendi oluşturduğu örgütlerin kendisine karşı dönüp vurmaya başlaması, ABD'nin, radikal İslama karşı "ılımlı İslam"düşüncesini desteklemesi ve geliştirmesine yol açmıştır.

***

Oluşmasında ABD'nin de katkısının olduğu "ılımlı İslam" modellerinin 21. yüzyıldaki en ünlü örneği, Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP hareketidir…

Ali Sirmen Cumhuriyet