Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Nursultan Nazarbayev ve kadın...

Sevgili okuyucum, gündemdeki ’sıcak’konular beni hiç ilgilendirmiyor! Böyle bir sonucun doğacağını yıllardır yazdık. Şu yaşananlar; ‘Osmanlı coğrafyasına, Müslüman kardeşlerimize kavuşacağız’ hayalleriyle, güneyimizdeki ‘haşeratları’ yuvalarından çıkartan; o coğrafyanın tarihî insan davranışlarını bilmeyen devlet yöneticilerimizin -Suriye adımıyla- yarattıkları dehşet bir sonuçtur bu! Tarih bu aymazlığı elbette yazacaktır. Biz, şimdi kendi konumuza dönelim...

Sayın Nursultan Nazarbayev, gerçekten Türklük şuuruyla yetişmiş; mantık ve muhakemesi çok sağlam, değerli bir Devlet Başkanı. Ben onu ilk kez 2000 yılında Kazakistan’da, Ahmet Yesevî Türbesi’nin açılışına davet edildiğimde tanıdım. Yeni Düşünce’deki yazımda onu kendi Cumhurbaşkanım olarak sundum. O gerçekten bir Türk bilgesi. Sayın Cumhurbaşkanımız Nazarbayev’in özellikle ‘kadın’ konusundaki düşünceleri alkışlanacak değerdedir. Sözgelimi Nur Otan Partisi’nin 16.11.2012 tarihindeki Gençlik Kongresi’nde, kadınların giyim-kuşamıyla ilgili yaptığı konuşma, harikanın da ötesindedir. O konuşmanın kısa metnini sizlere sunmak istiyorum. Şöyle diyor bilge Cumhurbaşkanımız:

“Bizim kızlarımız nasıl giyineceğini bilir, Araplardan öğrenecek değiliz. Biz İslam’ı resmi din olarak kabul ediyoruz ve bundan gurur duyuyoruz. Fakat Müslümanlığımızı konu ederek bir yerlere gelemeyiz. Diğer Müslüman devletlere ve İslami yaşama biçimlerine saygımız sonsuz; fakat biz Arap değiliz. Biz göçebe ve Türki bir halkız; Araplar gibi kızlarımızı, dini, kültürel ve toplumsal baskılarla kapatıp, bunu Müslüman devlet imajı olarak kullanamayız. Onları çarşaflara bürüyerek, eve hapsetmek, bizim yolumuz değildir. Tekrarlıyorum! Herkese saygımız sonsuz, fakat giyim kuşam insanların kendi özelindedir. Biz Kazak’ız; halkımız göçebe hayatı süresince, at üzerinde bugünlere kadar kadın-erkek ayrımı yapmadan geldi. Kadınlarımız, erlerinin yanında veya ardında değil, aksine önünde yürürdü. İslam öncesi dönemlerde, kadınlarımız nasıl isterlerse öyle giyinirlerdi ve toplumu rahatsız etmek gibi bir amaçları da hiç olmadı. Bugün ise bir sorun olması, bizim halkımız için mümkün değil. Müslüman ve Sünni bir halk olmamız, insanların hayatlarına karışmamız için sebep değildir.”

Ve kitap...

Efendim, değerli bilim insanımız Sayın Prof. Dr. Sadık Kemal Tural’ın yakında çıkacak olan ‘Bilgelerin Yolunda’ adlı eserinde “Nedir vatan-Vatanseverlik nedir?” konulu, harika bir bölüm var. Köşeye sığmayacağı için o metni yayımlayamıyorum. Ama dileyen okuyucularıma e-posta ile gönderebilirim.

“Barış ve Adalet İçin Kırmızı Türkler” kitabına gelince... Bu kitap, Dünya Türkmenler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Sayın Av. Ahmet Çolak’ın eseri. 200 sayfalık bu kitaba Türklüğün ‘resimli tarihi’de diyebiliriz. Varoluşumuzdan günümüze kadar, Türk’ün macerası; özgün ve özel biçimde resim destekli olarak sunulmuş. Resimler, Sayın Prof. Dr. Mehmet Başbuğ ve ressam arkadaşlarınca yapılmış. Bu eser, her Türk ailenin evine girmeli ve gençlerin eli altında bulunmalı. Yazar Sayın Ahmet Çolak’ı alkışlıyorum. Kitaba, Akademisyen Kitabevi’nin 0312 431 16 33 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.

“Yeni Türkiye ve Etnik Pazarlama” adlı kitap ise, Sayın Prof. Dr. Mustafa E. Erkal’ın harika bir çalışması. 295 sayfalık bu eser, özellikle ‘Yeni Türkiye Masalı’nı gerçekçi biçimde anlatıyor. Yeni Türkiye uyutmasıyla perdelenen tehditler bir bir sıralanıyor. Yeni Türkiye aldatması yoluyla nasıl ‘çözüleceğimiz’ dile getiriliyor. Okuyucularımdan 199. sayfadaki “Ortadoğu Ağabeyliği ve Suriye Gerçeği” bölümünü özellikle okumasını dilerim. Değerli Akademisyen Sayın Erkal’ı milletimizi uyaran bu çalışmasından dolayı gönülden kutluyorum. Esere Der Yayınları’nın 0212 527 01 65 numaralı telefonundan erişebilirsiniz.

Esen kalın efendim. 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları