O Ali yarbayım ki darbeci iftirasını bile şerefine yediremedi

O Ali yarbayım ki darbeci iftirasını bile şerefine yediremedi
Bugünün darbecisi o gün ona iftira atmıştı...

Kumpasla, sahte iddianamelerle onu "Darbeci" diye suçlamıştı...

İddiasını bile yediremedi şerefine... Ne kendi şerefine, ne de evladı olduğu Türk ordusunun şerefine...

 Bu devletin, bu milletin ona emanet ettiği silahı kendine çevirdi. Sıktı ve gitti...

 Gururlu bir samuray gibi, başı dimdik yürüdü Hakk'a...

 Bir de o gün ona darbeci iftirası atan adama bak... Bugün kendisi gerçek darbeci... Milletin, bu devletin ona emanet ettiği silahı vicdansızca milletine çevirdi.

Görüyor musunuz şimdi o süklüm püklüm halini... Ali Yarbayıma iftira atarken aslandı... Şimdi pofuduk bir tavşan bile değil...

Be darbeci adam sende hiç mi şeref yok ki... Dün ona buna iftira atan sersem kafanı, bugün gövdenin üzerinde dik tutarak yürümeyi bile beceremiyorsun...

 Güya çelikten Prusya disiplini almıştın... Meğer tavuk tüyü kadar bile sıkletin yokmuş.

Ertuğrul Özkök Hürriyet

+++++

Rusya ziyaretinde  "istihbarat"  sürprizi

------

(...) Türkiye'deki üç askeri darbe de Rusya henüz Sovyetler Birliği iken, yani Soğuk Savaş sırasında başarıya ulaşmıştır ve üçünün de öncesinde Türkiye'de adı Amerikancıya çıkmış sağ iktidarların Sovyetler Birliği ile önemli ekonomik yakınlaşması söz konusu olmuştur. Tesadüf müdür?

(...) Ve Türkiye'de, belki de tamamen tesadüf, Rusya ile dibe vurmuş ilişkilerin yeniden (ve İsrail-ekonomi bağlantılarıyla) yükselişe geçmeye başlamasından birkaç hafta sonra, 15 Temmuz'da bir askeri darbe girişimi yapılıyor.

(...) O zaman mesela Erdoğan Rusya'dan Gülen'in Türkiye'deki bağlantılarına dair elektronik istihbarat bulgularıyla dönerse, onu da tesadüf sayabilirsiniz...

Murat Yetkin hurriyet.com.tr

++++++

Hepsi suçlu mu

-----

Adam parasını daha iyi faiz verdiği veya müdürünü tanıdığı için Bank Asya'ya yatırmış olabilir. Çocuğu kalacak yurt bulamadığı için bir süre Cemaat yurdunda hatta ışık evlerinde barınmıştır. Bir başkası belki iş bulamadığı için Cemaat okulunda veya hastanesinde büro işine girmiştir...

Şimdi toplu işten çıkarmalarda anladığımız... Ucundan kıyısından Cemaate bulaşmış veya onların kurumlarında çalışan herkesin işine son veriliyor. Hem de savunmaları alınmadan ve kazanılmış hakları yok sayılarak...

Kimse ülkeyi kana bulamaya çalışan terör örgütüne yardım ve yataklık sağlayanların cezalandırılmasına karşı değildir. Ancak bu furyada evinin geçimini sağlamanın dışında günahı olmayan insanların da okka altına gitmediğine emin miyiz?

Konunun uzmanları da anlatıyor. Böyle bir darbe girişimiyle başa çıkmak için herkesi hapse atmak gerekli değildir. Girişimin örgüt şeması ortaya çıkarılır. Elebaşları tespit edilir. En ağır şekilde cezalandırılır. O çetenin peşine takılmış kitleler de, geçmişte pek çok örneğini gördüğümüz gibi, devletin yanına geçer.

O tarafta kalmakta direnenleri de devlet haklar..

Melih Aşık Milliyet

++++

Twitter hesabı çalınan ve adına "Kainat liderim, öl de öleyim....." mesajları yayınlanan Bekir Coşkun neler hissettiğini yazdı:

---

"O ben değilim" diye bağırmak istedim

---

O gece hiç uyumadım...

Sayfa arkadaşlarıma her hakaret ya da küfürde "O ben değilim!.." diye, çıkıp cama bağırmak geldi içimden...

*

Sonunda arkadaşlarımın ve Twitter yönetiminin yardımıyla sayfamı şerefsizin elinden geri aldık...

Tek sevindiğim; okurlarımın beni tanıdıklarını hissetmemdi...

Verdikleri yanıtlarla, kimisi alaya alarak, kimisi beter yanıtlar vererek, pişman ettiler, hiçbir hacker bu kadar pişman olmamıştır...

Böyle bir toplum kesiminin yazarı olmaktan hem gurur duydum, hem onları bu zibidilerle muhatap etmekten üzüntü...

Bekir Coşkun Sözcü

++++

GÜNÜN TESPİTİ

----

Altın nesil:

Katil çıktı.

Necati Doğru Sözcü

++++

Ya asker terör operasyonu için çıkmak isterse

-----

...Herhangi bir kışlada, askeri tesiste iki askeri aracın farları mı yandı, motorlarının sesi mi duyuldu, sosyal medya hemen harekete geçiyor ve "falanca kışlada kalkışma hazırlığı var, ey ahali koşun oraya" çağrıları yapılıyor.

Üç beş dakika içinde ne kadar lümpen demokrat varsa kışlanın kapısının önünde toplanıyor.

Benzer tepkiler Güneydoğu'ya da aynen yansıyor. Bütün askeri tesislerin önleri kapalı.

Peki, yarın bir terör saldırısı olsa ve asker dışarı çıkmak zorunda kalsa ne olacak?

Ya da bir ildeki bir terör eylemine karşı valilik askeri birliklerden yardım isterse asker dışarı çıkabilecek mi?

Operasyona gitmeye çalışan askerin önü yine "darbeyi önlediğini sananlar" tarafından kesilmeyecek mi?

Vatandaşı kendi askerine bu kadar düşman haline getiren alçak dinci faşist Fethullahçı cemaate de, bundan yararlanıp milleti birbirine düşüren iktidar zihniyetine de, ordumuzu kâğıttan bile dayanaksız hale getiren askeri komuta konseyine öfkelenmeyelim de ne yapalım?

Can Ataklı Korkusuz

+++++

CHP duruşunu sergiledi

-----

CHP'nin hafta sonu Taksim'de yaptığı mitinginde darbe girişiminde kimin bulunduğuna dönük tek satır edilmemesine dikkat çekmiştim.

FETÖ'den en çok çeken kadroya ve tabana sahip CHP yöneticilerinin, darbe girişiminde bulunanların geçmişte kendilerine neler yaptığını ekranlarda anlattığı dönemde bu örgütün adından miting sırasında söz edilmemesine anlam veremediğimi belirtmiştim.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun duruşunu, konuya yaklaşımlarını bilen birisi olarak yadırgadığımı vurgulamıştım.

CHP yönetiminden bazı isimler arayıp hak verdi; bazıları ise "Bu konuda ne düşündüğümüzü biliyorsunuz; toplum da biliyor. Darbe girişiminin FETÖ terör örgütü tarafından yapıldığını sürekli söylememiz mi gerekiyor?" sitemini iletti.

Haklı olabilirler ama, manifestoda yer almasa bile hiç değilse konuşmada bir kez olsun darbe girişiminde bulunanların kimliği kayda geçirilmeliydi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün bunu yaparken çok daha ileri bir adım attı.

15 Temmuz gecesinin en acı yaşandığı yerlerden biri olan Polis Özel Harekât'ı ziyaretinde, saldırıda hayatını kaybeden 50 polisi, "Demokrasi şehidi" ilan etti.

CHP'nin duruşunu sergiledi. Darbe girişiminde bulunanların adını "FETÖ terör örgütü" diye kamuoyu önünde kayda geçirirken önemli bir adım attı.

Muharrem Sarıkaya Habertürk