Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

O bayrağın altında

Şu "Sivil Toplum Kuruluşu" tanımını hiç sevmedim. Çok değerli büyüğümüz Mustafa Yıldırım "Sivil Örümceğin Ağında" adlı eseri ile toplumumuzun ne kadarını uyandırdı bilmem. Sevgili Arslan Bulut'un deyimi ile "Gönüllü Kuruluşlar"ı tercih ediyorum. Sesi çok çıkan bazı kuruluşların üye ya da takipçilerinin sayısı konusunda bir sürü tartışma var. Mezar taşlarından naylon üye yapanlardan tutun da meslek kuruluşlarından, milyonlarca emekliye kadar haberi olmayan, imzası bulunmayan kişilerin gıyabi üyeliklerini bir kenara bırakalım. Bir döneme damgasını vuran işçi sendikalarının durumu kelimenin tam anlamıyla facia. 12 Eylül öncesi ülkemizin nüfusu kaçtı, bugün kaç? Artması gerekirken yarıdan fazlası ile düşmüş sayı... İşçi ve memur sendikaları son 15 yıldır yandaş olmaya zorlanarak etkinliği neredeyse sıfırlanmış durumda. Direnenler ise marjinal sınıfından sayılıyor. 

***     

Gönüllü kuruluşlarda önemli olan sayı değil. Nicelik yerine niteliği aramak zorundayız. Eğitim seviyesini göz önüne almalıyız. İşçi ve memur sendikalarının eğitim durumu da içler acısı... AKP'li malum bakanın "Bizim seçmenimiz gazete ve kitap okumaz. Televizyon seyreder" teşhisi memleketin perişan halinin göstergesi...                         

Bana göre Türkiye'mizin en büyük gönüllü kuruluşlarının başında çocuk yaşta üniforma giyerek en az 30 yılını Türk ordusunda geçirmiş olan   subay ve astsubaylardan oluşan kuruluş geliyor. Adı üzerinde asker... Emir-komuta zinciri vs... Dolayısı ile sivil vatandaşlar gibi davranmaları mümkün değil. Üniformalarını çıkardıkları halde uzun süre normal hayata uyum sağlamaları zor. Sivil itaatsizlik, pasif direniş metotlarını bildikleri halde zordur. Kara, deniz, hava jandarmasıyla her yıl 1500-2000 arası subay mezun olur. Bunun iki katı da astsubaydır. Mezunlarla beraber her yıl bir o kadarı emekli olur, yerlerini gençlere bırakır. Bunların birinci derece yakınları, yani eşleri, çocukları, anne-baba ve kardeşleri göz önüne alınırsa memleketimizin en önemli kesimidir. Şu anda silah altında zorunlu askerlik görevini yapanlar dahil sayı 650.000 civarında. 400.000'i, Anadolu'muzun fakir evlatları, 18.000 liralık bedeli ödeyemediği için yasal zorunlulukla asker. Diğerleri ise profesyonel asker. Fazla detaya girmeden bu mezunların bugünkü durumuna gelelim.

***

Kısa adı TESUD olan Türkiye Emekli Subaylar Derneği'nin resmi üye sayısı sembolik. Astsubaylar için de geçerli bu. Bazı il ve ilçelerde derneklerin şube ve lokalleri olmasına rağmen ne seçimlerde ne de diğer etkinliklerde ön plana çıkarlar. Yıllarca farklı ve devre derneklerinin kurulması yasaktı. Halen de yasaklar arasında. Son yıllarda devre dışı kuruldu. Dernekler yasasındaki yasakları aşmak için mezun oldukları okulun adını bile kullanmazlar. Bürokrasiyi aşmak için şimdilerde mezuniyet yılı adına kurulup faaliyet gösterebiliyorlar. Ayda bir bulundukları büyük şehirlerde yemekte bir araya gelirler. Yılda bir ya okullarında, ya da başkentte buluşurlar. Sayıları 200.000-300.000 civarında. Birinci derecede yakınları ile 3-5 milyonu buluyorlar.

Rütbem olmadığı halde ben de bu büyük ailenin bireyiyim. Kuleli ve Harb Okulundaki arkadaşlarımdan hiç kopmadım. Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi kumpas davaları ile arkadaşlığımızı pekiştirdik. Sosyal medyada çok güzel gruplar oluştu. Haberleşme had safhada. Dün cep telefonuma bir mesaj düştü. "Bütün Devre Dernekleri olarak 29 Ekim saat 15.00'te Anıtkabir içi bayrak direği altında buluşuyoruz. Bayrağını al sen de gel"...

Ankara Valiliği bir ay boyunca toplantı ve yürüyüşleri yasakladı ya... Anıtkabir'e gitmemizi engelleyecek değil ya..

 Yüreğimizden Atatürk sevgisini söküp atamaz ya!.. Vatan aşkımızı hapsedemez ya! 29 Ekim Cumartesi günü saat 15.00'te bayrağımızı alıp Devre Dernekleri'yle beraber Anıtkabir'deki bayrağın altında buluşacağız. Sadece Devre Dernekleri, görevde ve emekli olan askerler değil, yüreğinde vatan aşkı, Atatürk sevgisi olan bütün vatandaşlarımızı bekliyoruz.

Not: 30 Ekim Pazar günü saat 10.00'da Beykoz Türk Ocağı'nın kahvaltılı toplantısında "İmamların Darbesi"ni konuşacağız. Kitapları imzalayacağız. İstanbul'un trafiği malum. Müsait olan dostlarımızı bekliyoruz, o bayrağın altına...

Yazarın Diğer Yazıları