O geldi

Bin aydan daha hayırlı olan, on bir ayın sultanı, kalplerdeki pası silip nurla dolduran, insana insan olduğunu tekraren hatırlatan, benlikten uzaklaştırıp biz olma duygusunu veren ve bakış açılarını değiştirerek farklılıklarında görülmesine vesile olan oruç geldi.
Yüce yaratıcının insanı hidayete erdirmek üzere gönderdiği Kuran-ı Kerim’in Bakara suresinde bildirildiği “Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı” buyruğu üzere, insanlığın var oluşundan günümüze kadar tüm insanlara farz kılınmış, inancın temel direği olan oruç geldi.
İnancımızın şartlarından biri olarak olmazsa olmazımız, İslam’ın beş şartından biri olan, Peygamber Efendimizin de belirttiği gibi Ramazan ayına ulaşanlardan şartları uygun her Müslüman’ın tutması gereken oruç geldi.
İnsanların ruhen arındığı, yaptıkları yanlış ve hatalardan pişman olarak bol bol tövbe istiğfar ederek bağışlanmak dilediği, hamken olgunlaştığı, dargınlık ve kırgınlıklara son verildiği günlerin yaşanacağı Ramazanı Şerif ayı geldi.
Yapılan ulvi ibadetler sonucu müminlerin bağışlanacağı Peygamber Efendimizce müjdelenen, lütfü ve rahmeti bol olan Allah’ımızın bu ayda hakkıyla yapılan ibadetlere bire on kat mükâfat vereceği ve bu kadar güzelliği içinde barındıran oruçlu geçecek günler geldi.
Sabır ve fedakârlığın yaşandığı bu günlerde, insanların görmediği bir ortamda vicdanlarla baş başa kalınmasına rağmen, sadece Allah için, Allah’ın lütuflarına şükretme adına ve Allah’a olan inancından dolayı tutulacak oruç vakti geldi.
İslam’ın temel esaslarından biri olan bu ibadeti hakkıyla ifa edenlerin, Cennette kendileri için ayrılan özel bir kapıdan içeri girecekleri bildirilen, Allah Teala’nın her derde bir deva, her hastalığa bir ilaç verdiği gibi, kötülüklere karşı da orucu ibadet olarak verdiği ve bu ibadetin yerine getirileceği Ramazanı şerif geldi.
Oruç, öyle bir ibadet ki, kişiyi sadece kötülükten değil, cehennem azabından da koruyan, insanı kötü alışkanlıklarından arındıran, çirkin davranışlardan uzaklaştıran, güzel ahlak ve iyi huylar edindiren bir ahlak eğitiminin verileceği, işte o an geldi.
İnsanların kulak, göz, dil, ayak ve diğer organlarının günah işlemesine engel olan ve bu kötülüklerden uzaklaştıran, iradesine hâkim olmasını ve irade terbiyesine tabi tutacak olan oruç geldi.
Ruhlara huzur vererek pek çok manevi rahatsızlığı tedavi edip, kişiye moral ve motivasyon kazandıran, belli bir süre nimetlerden uzak kalınmak suretiyle onların daha iyi korunmasını ve o nimetleri bahşeden Allah’a şükretmeyi öğreten oruç geldi.
İnsanlarda şefkat ve merhamet duygularını geliştiren, bu duyguların topluma sevgi ve yardım şeklinde yansımasını sağlayan, açlık nedir bilmeyenlerin, açlık çekenlerin acılarını ve sıkıntılarını öğreten oruç geldi.
Her türlü güzelliği ile birlikte bu ayın içinde Kadir gecesinin bulunması ve bu gecenin üstünlüğü ise tüm insanlığa Kur’an-ı Kerim’in indirilmesidir. Ancak kara vicdanlı, sözde Müslüman geçinenlerle, Müslümanlığı bir geçim kaynağı haline getiren fırsatçılar ve zavallılar için de oruç geldi.
Bu güzel günlerimizi karartmaya, duygularımızla oynayarak bizleri kandırmaya kalkan cahiller bilsinler ki, kendileri münafık ve müşriklerden daha aşağıda olan yaratıklardır. Belki bugün kazandıklarını sanabilirler, ama sonuçta Cehennem çukurunu dolduran leşler olacaklardır. Bunların halkı sömürmelerine göz yuman yöneticiler ise vebal altında olduklarını ve bunlardan farklarının olmadıklarını öğrendiklerinde geç kalmış olacaklardır. Bu zevatın geleceğinin yok olduğu, gerçek inanç sahiplerinin kazanacağı bir ay geldi.
Tüm müminlerin, yani sadece inandıkları için Allah’ın emirlerini yerine getirmek için oruç tutanların, tuttukları oruçlarının kabul olması ve Cennet kapılarının açık tutulması, Ramazan Bayramına ise, Yaratanın istediği türde mümin olarak girmelerini niyazıyla, hoş geldin ey Şehri-i Ramazan.

Yazarın Diğer Yazıları