O piramit çöküyor - Kerim Yılmaz

O piramit çöküyor - Kerim Yılmaz
Siyasette ahlak ülkede adaletin hâkim olacağı yeni dönemde birçok şey, sırf bu değişime bağlı olarak düzelecek...

Geçenlerde '''' Oyum Reis''e. Çalıyormuş hıh, herkes çalıyor ben de çalıyorum ne var diyen bir pazarcının videosu, her türlü dindar gözükme çabalarına rağmen o mahallenin sosyolojik tablosuydu. Öncesi iktidar yandaşı sonrası ılımlı muhalif bir köşe yazarı da bu işleyişi şöyle tarif etmiş.

“Sistem bir piramit düzeninde işler. Üst katmanlarda daha yaygın ve daha sorgusuz sualsiz işler dönerken, bir altta, daha altta sırasıyla paylar küçülerek ama iştah ve cesaret azalmadan başka işler dönmeye devam eder. Herkesin payı aynı değildir ama kâr ve imtiyazdan piramidin her tabakasına bir pay düşer.

Aşağıya az, yukarıya çok. Piramidi ayakta tutan da bu rızaya dayalı “adil” paylaşımdır. Aşağıdaki, çıkarı için üst katmanı destekler; üstündeki bir üstünü, o da bir üstünü. Her kat, üstündeki katın teminatıdır. Kimi büyük paralar kazanır, kimi istediği ihaleyi alır, kimi imar payını artırır, kimi maaşına maaş katar, kimi istediğini işe aldırır, kimi dilediğini söyleyip hesap vermemekle yetinir, kiminin de piramitteki yeri sayesinde karakolda her işi rast gider...”   

İşte bu zihniyetin hâkim, demokrasi kültürünün de eksik olduğu toplumlarda seçim kazanmanın ahlakiliği ve vicdani meşruiyeti olmaz. Çalıp çırparak da olsa kazanan meşru sayılır, hemen ardında saf tutulur. Sonrasında etrafına eklemlenenler başta kamu malını dağıtmaya başlar. Çoğunu kendisi ve üç-beş aile, şirket, vakıf alsa bile piramidin altına doğru ufak tefek paylarla tabanı tutar. Şayet uzun sürerse bu düzen giderek biat-itaat- atıfet eksenli ilkel bir siyaset yönetimi dengesine oturur. Ne zamanki kaynaklar azalır, önce alttakilerin sonra ortanın payı kesilir işte o zaman bu piramit çöker.  

Yolsuzluk ve israf ekonomisinin kaynaklarımızı tükettiği düzende artık bu aşamadayız. İktidar tabanının da yaşadığı derinleşen yoksulluğun kısa sürede telafisi imkânsız olduğundan çöküş de kaçınılmaz oluyor.   

Sahte şeyh menkıbeleri gibi, oradan şu kadar, buradan bu kadar milyar dolarlar gelecek ekonomi düzelecek masalları karın doyurmuyor. Pehlivan tefrikasına dönmüş kalkınma hikayeleri gerçekliğe uymuyor.  

Çok değil son bir yılda önce kriz miriz yok dendi. Sonra var gibi de abartıyorsunuz aşamasına geçildi. Halkın iliklerine kadar yaşadığı yoksulluk yaygınlaşınca da kabullenilip var ama gene de reis çözere gelindi.  Çok değil birkaç ay içerisinde bu algı da bitecek ve halk sabredin diyene inat sandık için sabırsızlanacak. Korku ikliminden çıkmış Anadolu''da halkın muhalefete bakış ve yaklaşımından açıkça görülüyor. Borca batık ekonomik şartların sonucu olarak halk için bu kış çok çetin geçecek. En geç gelecek baharın sonuna doğru yapılacak seçimde iktidar sandığa gömülecek.  

Siyasette ahlak ülkede adaletin hâkim olacağı yeni dönemde birçok şey, sırf bu değişime bağlı olarak düzelecek. Demokratikleşen yönetim hukuk devletini ihya ederek çözüme girişecek.   

Hukuk devletinde ülke; genel, eşit, soyut kurallarla idare edildiğinden haklar ve yükümlülüklerden ibaret vatandaşlık vardır.  Biat-itaat değil liyakat ve ehliyet esastır. Gelir bölüşümü adil, hukuk güvenliği temel kuraldır.  

Bu sağlandığında devlet partileşmekten kurtulup fabrika ayarlarına dönecektir. Yirmi yıllık kötü idarenin hasar ve zararı büyük olsa da iyi bir yönetimle ülke bunu kısa sürede telafi eder. Herkes için sığınılacak en salim liman demokratik hukuk devletidir. Başka bir çare de kalmamıştır.