Allah gecinden versin, duyduğumuza göre Başbakan yapılmakta olan Camlıca Camii’nin yanına türbe yaptırıyormuş. IŞİD gelse yıkar ama neyse...
Türbe kime ait derseniz, elbette Selami Efendi Hazretleri’ne değil... Çünkü onun yol üstünde bir kabri var zaten. İnsanın aklına Süleymaniye Camii yanındaki Sultan Süleyman kabri geliyor. Hürrem Sultan da yanında olacak tabi ki...
***
Bir de Atatürk Orman Çiftliği’ne yaptırdığı saray için, çiftliğin doğası bozulacak diyenlere verdiği cevap:
“Ben orayı yaptıracam ve içeri girip oturacam...”
Saray merakı bununla da bitmiyor. Vahdettin Köşkü de sıraya girdi. Onu da saray yaptıracakmış, yani özelleştirecekmiş...
Dolmabahçe, Atatürk Orman Çiftliği, Vahdettin Köşkü derken Çamlıca Camii... Bakalım bundan sonra ne gelecek. Böyle durumlarda aklıma Yunus Emre Hazretleri’nin şu mısraları gelir:
Mal sahibi, mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi.
Mal da yalan, mülk de yalan,
Var biraz da sen oyalan.
Gerçekten de güzel bir meşguliyet, iyi bir oyalanma. Keşke bununla kalsa, Mısır’a sultan olmaya kalkmasa...
***
IŞİD, 500 Türkmen kadınına el koyup onları cariye ilan etmiş. Kestikleri, açlıktan ve soğuktan öldürdükleri ayrı... Allah bizi böyle azaplardan muhafaza buyursun. IŞİD’in kestiği kadın, erkek, çocuk sayıları bilinmiyor ve biz kaçıp sınırımıza yığınanları almıyoruz.
Allah bizi bundan da muhafaza etsin.
Başörtülerine kadar itina ettiğimiz kızlarımızı, imam hatiplerde okutmaya çalıştığımız gençlerimizi, kınalı saçlı ninelerimizi, namaz vaktini camide bekleyen dedelerimizi Allah muhafaza etsin.
IŞİD’e verilen silahlar da inşallah bumerang olsun.
