Obama neden “soykırım” diyemedi!

Dikkat edilirse; uzun yıllardan beri, hiçbir ABD Başkanı“Türkiye soykırım işlemiştir”şeklinde  “kesin”  bir ifade kullanamıyor.

Oysa gerek dünya kamuoyu, gerek azgın Ermeni diasporası, ABD’nin Türkiye’nin soykırım işlediğine dair karar alınmasının yanı sıra Başkanların bunu ilan etmelerini ısrarla istiyor.

Gerçekten de ABD, yıllardır komisyonlarda hatta Temsilciler Meclisi’nde buna benzer karar tasarılarını ortaya çıkarmasına rağmen, sonuçta Başkanlar  “soykırım işlenmiştir” diyemiyor.

Çünkü gerek Malta duruşmaları, gerek Başkan Reagan’ın yaptırdığı gizli araştırma, Ermeni diasporasının yalanını kabul etmeyi önlüyor.

Öte yandan, 19 Mayıs 1985’te ABD Temsilciler Meclisi’nin 192 sayılı kararına ilişkin, Amerika’daki bilim adamlarının  “uyarı” bildirisi fren görevini üsleniyor.

67 tarihçinin ABD’ye uyarısı

Hatırlanırsa, 67 Amerikalıünlü tarihçi ve bilim adamının yayınladığı bildirinin son cümlesi olan;  “Kongre bu kararı kabul ederse, tarihsel sorunun hangi yanının doğru olduğuna yasa yolu ile karar vermeye çalışmış olacaktır.

Tarihsel olarak şüpheli varsayımlara dayalı böylesine bir karar, sadece dürüst araştırmaya zarar verir ve Amerika yasama sürecinin güvenirliğini sarsar”  ibaresi halen önemini koruyor.

Malta duruşmalarına gelince; Ermeni yalanının yargıda iflas ettiği ilk gelişme akla geliyor.

Malta yargılaması“Ermeni soykırımı”  iddialarını her yönüyle boşa çıkarıyor.

1915 tehcirinin Ermenileri yok etmek kastıyla yapılmadığını ortaya koymakta, dönemin İttihatçı Osmanlı hükümetine ve yöneticilerine, ölümler dahil bu gerekçeyle her hangi bir suçlamada bulunulmayacağını belgeliyor.

İngilizlerin, soykırım suçlamasıyla Malta’da tutukladığı 144 Türk’ün beraat etmesi, Ermeni yalanını kökünden silmeye yetiyor.

İngiltere’nin, 144 Türk’e suç isnat etmek için ABD’den istediği siyasi ve hukuki yardım bile iddiaları doğrulamıyor.

ABD’nin resmi olarak her hangi bir soykırım yapılmadığını bildirmesi bugün önünü kapıyor.

Reagan’ın gizli araştırması

Bu arada, ABD’nin eski Başkanlarından Ronald Reagan’ın, yaptırdığı geniş bir araştırma sonunda, Türklerin soykırım yapmadıkları tespit edildiğinden, hiçbir ABD Başkanı Türkler soykırım yaptı diyemiyor.

Belki de, bu nedenden de tam olarak  “kınama kararı”  alınamıyor.

Aslında, Ermeni diasporasının yıllarca süren yalan kampanyasına uyan devletlerin büyük bir yanılgı içinde olduklarını tarih daima ispatlıyor.

Belgelere şöyle bir göz atıldığında, Ermenilerin sebep olduğu olaylar tıynetlerini gösteriyor:

1876-1878 savaşının sonunda Ruslar Osmanlı’ya galip gelerek, Ayastefanos’a, yani Yeşilköy’e kadar geliyor.

Ermeni Patriği gayet keyifli bir şekilde arabasına binerek, Yeşilköy’e gidip;

‘Bizi Osmanlı’dan koruyun ve kurtarın’ diye haykırıyor.

Bu olaydan sonra devamlı olarak Ermeniler ayaklanıyor.

100 isyan çıktığı biliniyor.

Ermeniler silahlanıp, Anadolu’da Merzifon’a, Sivas’a, Yozgat’a, Van’a gidiyor, silahsız Müslüman ahâliyiöldürüyor.

Padişah’a suikast girişimi

Osmanlı Devleti son derece mütereddit ve zayıf davranıyor.

Hatta,  “müsamahakâr”  oluyor.

165 kişiyi öldüren, Osmanlı Bankası baskınını yapanlara arka çıkmak için, İngiliz Büyükelçisi Saraya gidiyor.

Bankalar Caddesi’ndeki Osmanlı Bankası’nı basan Ermeni eşkıya, ellerini-kollarını sallayarak Tophane’ye yürüyor ve bir Fransız gemisine bindiriliyor.

Osmanlı’nın en sert zaptiye nazırlarından Nazım Paşa, Ermeni Patrikhanesi’nde toplanıp, Eyüp’e, oradan da Kumkapı’ya yürüyerek, yüzlerce masum insanı, kadını, çoluk çocuğu öldürerek, Nuruosmaniye Camisi’nin bahçesine gelen Ermeni çetesine dokunamıyor.

Hiçbir asker, zaptiye bir kurşun bile sıkmıyor.

Sultan Abdülhamid Yıldız Camisi’ndençıkarken, bir Ermeni terörist, bomba atıyor.

Padişah, Şeyhülislam ile ‘merhabalaşmak’ için dururken, arabası infilak ediyor.

Ne yazık ki padişah, kendisini öldürmesine ramak kalmış olan katile karşı takibat yaptırmıyor.

Nereden bakılırsa bakılsın, tarih boyu Ermenilerin Osmanlıİmparatorluğu’na karşı ayaklanmaları, çatışmaları ve katliamları görülüyor.

Buna rağmen,  “özür”  dilemenin ve  “tehcir insanlık suçudur”  demenin gafleti hem Türk milletini üzüyor, hem de çoğu kez  “yanlış” yönlendiriyor.

Yazarın Diğer Yazıları