Öbür dünya fıkraları

52 yılı aşkın köşe sahibiyim. Arada sağlık sorunlarımın yol açtığı bazı aralar oldu. Ancak bu sürede en rahat günlerim Yeniçağ'da geçmekte. Çünkü ortalama harf sayısı 4500-5000 arasında gibi yüksek olsa da, günde bir tek yazı yazıyorum. Aklıma Türk Medya yılları gelince o günlerde ne kadar yıprandığımı şimdi anlıyorum. Akşam, Tercüman, Güneş ve hatta Bulvar'da köşe doldurdum. Bunlar yetmiyormuş gibi Cumartesi-Pazar ilavelerini ve dergileri de ihmal etmedim. Hikayeden spora hemen her türle ilgilendim.

Okur isteklerini sıraya soksam ilk iki sırayı spor ve fıkralar alır. Bu aralar yine bunların talep edildiğini görmek yılların hiçbir şeyi değiştirmediğini anlatıyor.

Bu Pazar mavrayı fıkralardan bir demet olarak sunacağım.

Din temalılar

Aydın Boysan Ağabeyime göre fıkraların en güzelleri din esaslı olanlardır. Bu yüzden tehlikeli kabul edilirler. Ondan anı bir kaç tanesini peş peşe aktaracağım.

"Brigitte Bardot ölmüş -Allah uzun ömür versin- öbür dünyada karşılanmış. Sırat Köprüsü'nün başına getirilmiş. Korku içinde ve fena halde titriyor.

Sen Piyer, kendisini teselli ediyor; "Korkma yavrum. Sırat Köprüsü'nden geçerken geçmişi düşünme. Kalbini temiz tut yeter. Düşmeden geçersin. Sen sadece yürü, korkma. Ben de arkandan geliyorum".

10 adım atmışlar.

Ve Sen Piyer aşağıya düşmüş!

...

Adamın biri bütün ömrünce iyilik etmiş. Tüm zamanını duayla geçirmiş. Tek ümidi öbür dünyada melek olmakmış. O da ölmüş. Onu da Sen Piyer karşılamış. Defterini incelemiş ve aralarında şu konuşma geçmiş:

- Oğlum, sen bir bardak bira da mı içmedin.

- Bir damla içki almadım muhterem peder.

- Peki evladım hiç bahis de mi oynamadın?

- Hayır muhterem peder.

- Peki kadın filan?

- Ömrümce yanlarına yaklaşmadım muhterem peder.

Bu konuşmadan sonra Sen Piyer adama kanat takılmasını emretmiş. Bizim ki ümitle sormuş; "Melek mi oluyorum muhterem peder?" Sen Piyer'in buna cevabı gayet net; "Hayır, kaz oluyorsun".

Üç Katolik rahibe

Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni ziyaret ettiği Papa'dan özür dileyerek, bu fıkrayı aktaracağım:

Mezheplerin birbirine saldırması, dinlerin birbirlerine saldırısından daha acımasız olmakta.

Üç Katolik rahibe, manastırı bırakıp, normal hayata dönme kararı almışlar. Başrahibe kendilerini kabul etmiş. Ayrılmalarına üzüldüğünü belirtip, nasihatlere başlamış.

Birinciye sormuş; "Hangi mesleğe girmek istiyorsun çocuğum?"

Cevap: "Satıcı olmak istiyorum Sayın Başrahibe".

Uyarı; "Çok dikkatli ol ruh sağlığını düşün".

İkinciye de aynı soruyu yöneltmiş ve "manken" cevabını almış. Onu da uyarmış "Aman çok dikkatli ol. Etrafında çok erkek dolaşır. Ruhunun sağlığını düşün".

Üçüncüye sorduğunda ise şu cevabı almış; "Prostütierte -hayat kadını- olacağım." Bunu duyan Başrahibe düşmüş bayılmış. Ayılınca soruyu tekrarlayıp aynı cevabı alınca bu defa farklı konuşmuş; "Haa, zararı yok. Ben de Protestan olacağım diye anlamıştım".

Demek ki mezhep değiştirmeyi hayat kadınlığından daha kötü kabul eden bir zihniyet var.

Ünlü ressam

Rafael, Vatikan'da din temalı bir resim yaparken başına iki kardinal dikiliyor. Başlıyorlar resmi acımasızca eleştirmeye. Bunlardan biri resimdeki Sen Paul'ü işaret ederek "yüzü fazla kızarmış" diyor.

Bunları duyan Rafael başını bile çevirmeden cevap veriyor; "Kilisenin kimlerin eline kaldığını görünce, yüzü kızardı".

Kısa-kısalar

Küçük kız sormuş; "Anne Tanrının her zaman ne yaparsak yapalım bizi izlediği doğru mu?

- Evet, doğru yavrum.

- Peki büyükleri izliyor da biz küçükleri de mi?

- Evet, onların yaptıklarını da.

Çocuk biraz düşündükten sonra "Amma da meraklıymış" cevabını vermiş.

...

Ünlü Musevi şehri Krotosochkin'e yeni gelen birisi sormuş; "Hahamın evi hangisi söyler misiniz?"

-Karşıda, sağdaki.

-Nasıl olur, orası umumhane değil mi?

-Hayır, hayır... Dediğin yer solda. Sokağın hemen köşesinde.

Bunun üzerine adam teşekkür edip sol tarafa gitmiş!

Evet bu haftalık bu kadar. Bizim sansürcüleri saldırtmamak için epey kesip biçtim. Dikkat ettinizse bizim tarafa hiç bulaşmadım.

...

ÖZEL NOT: Futbol hastası Arjantinli son papa Françesko ile ilgili önemli bir istihbaratı da aktarmak istiyorum. Kardinaller Meclisi'ndeyken anlattığı yakası açılmadık fıkralar hâlâ Alman basınının gündeminde.

Yazarın Diğer Yazıları