Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Öcalan, Erdoğan ve özerklik

Mahkûm terörist başı Öcalan’ın 21 Mart’ta ikinci kez Diyarbakır Meydanı’ndan mektubu okundu. Erdoğan’ın çözüm ortağı Öcalan yeni mektubunda yeni bir şey söylemedi. Öcalan’ın geleneksel hale getirilen nevruz konuşması, -AKP yönünden- geçen yılki konuşmasından çok daha geriydi. PKK’ya yönelik olarak dil ucuyla da olsa silahları bırakması, yarım kalan çekilmenin tamamlanması yönünde bir çağırı da Öcalan yapmadı.
PKK’nın gövde gösterisi şeklinde gerçekleşen ikinci nevruz toplantısı bir ilke sahne oldu. Eli kanlı terörist başlarından Cemil Bayık’ın, Kandil’den gönderdiği mesaj Diyarbakır Meydanı’nda halka okundu. Böylece 21 Mart, İmralı/Kandil ikilisinin ortak provokasyon alanı haline getirilmiş oldu.
Bayık mesajında, ‘Türkiye, sorunların çözümünü istiyorsa, bunun yolu önder Apo’nun özgürlüğünden geçer. Bunun zamanı gelmiştir... Bu yapılmazsa mücadele daha da büyüyecek ve bu durum Türkiye’nin parçalanmasına yol açacaktır’ diyerek Türkiye’yi tehdit etmiştir. Saf ya da iktidara göbekten bağlı medya, ‘PKK silah bırakacak’ diyor ama gerçekte PKK tam tersini yapıyor ve halka hâlâ silah dağıtıyor. 
Bu yazıyı yazdığımız sıralarda Diyarbakır’da PKK’lı bir grubun iki yönlü olarak yolu trafiğe kapatarak kimlik kontrolü ve örgüt propagandası yaptığı haberleri medyaya düştü. Yolun çevresinde bulunan dağlara örgüt paçavrasını asan PKK’lı gruptan bir kısmının vatandaşların arasında bir kısmının ise çevrede beklediği bildiriliyor. Örgütün vatandaşlara, “Öcalan serbest bırakılmazsa biz de sizi bırakmayacağız”  dediği iddiaları da basında yer almış durumdadır. Bölgede güvenlik güçleri ile silahlı PKK’lıların karşılıklı olarak beklemeye devam ettiği haberleri geliyor.
İmralı/Kandil/BDP üçlüsüyle AKP’li oligarkların ne yapmaya çalıştıkları seçim öncesi twitter’da yayınlanan ses kayıtlarıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu ses kayıtlarında Aysel Tuğluk hükümetten özerklik sözü aldığını, bunu, Bülent Arınç’ın da teyit ettiği iddia ediliyor. Öcalan’ın ses kaydında ise daha ileri şeylerin konuşulduğu görülüyor: “Her şeyi geniş bir şekilde ele alıyoruz. Mesela bir MİT Müsteşar Yardımcısı Kürt Hareketi’nden (PKK) olabilir mi? Seçimle iş başına gelen bir köy güvenlik birimi mesela? Belediyelere bağlı trafik polisi, zabıta, bekçi gibi. TSK bünyesinde bir Kürt birimi niye olmasın. Devletle bütün bunları tartıştım. Belli bir uzlaşma düzeyi yakalanmış durumda. Ancak buna toplumun hazırlanması gerekiyor.” 
“...Pratik ilerlemenin olması gereken dönemdeyiz. Gerekirse 50 yasa çıkarılacak. PKK yasadan yararlanıp meşrulaşacak. Amacımız bu yasa dışılığı bitirmek. Basına yanlış şeyler yansıyor. Öcalan bağımsızlıktan, federasyondan, özerklikten vaz geçti dediler. Ben hiçbir şeyden vaz geçmedim. Bağımsızlığı pratiğe geçirecek en uygun konumdayız.” 
Hatta Öcalan ile AKP ittifakından bile bahsediliyor. AKP’nin kazanması durumunda İstanbul Belediyesi’nden on bin kadro istemeye kadar işi götürmüşler. Öcalan şöyle diyor:  “Seçim ittifakı olabilir. AKP ile anlaşırsak onla da olabilir... Metropollerde biz kime oy versek o kazanır. Çok yönlü pazarlıklar olabilir. AKP İstanbul Belediyesi’nde bize on bin kadro versin mesela.” 
İş o hale gelmiştir ki ‘İmralı görüşmelerinin yasal çerçeveye oturtulmasının yanlış’olacağını söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan’ı KCK tehdit edebilmektedir.
KCK Yürütme Konseyi, tehditlerini şöyle sıralamıştır: “Bu durumda halkımızın demokratik özerkliğini kendi iradesiyle inşa etmekten başka seçeneği kalmamıştır. Ya önderliğimizle yasallığa dayalı müzakere sürecine girilecektir ya da kimsenin arzulamadığı yeni bir süreç başlayacak.” 
BDP’nin de seçim sonuçlarına dayanarak Güneydoğu’da özerklik ilan edeceği sürekli iddia ediliyor. BDP cephesi ise bu iddiaları yalanlamıyor yerelde özerklik inşa sürecine girişeceklerini gizlemiyor.
Aslında BDP, adını koymadan özerkliği fiilen inşa etme amacındadır. İlk önce özerk kantonlar ve federasyon, zamanı gelince de bağımsız Kürdistan ilan edilecektir.

Yazarın Diğer Yazıları