Öcalan ile kim konuşuyor?

Öcalan ile kim konuşuyor?

Abdulkadir Selvi'nin, dün Hürriyet'te yayımlanan yazısında (...) şöyle bir bölüm de var, buraya aktarıyorum:

"Bölgeye ilişkin değerlendirmeleri aktarıp, Öcalan'ın referandum sonuçlarına ve Suriye'deki gelişmelere ilişkin tavrını yansıtmamak eksik olur. Öcalan, HDP'nin, hendek ve barikatlar konusundaki siyasetini yanlış buluyor. Kandil'in hendek ve barikatlar konusunda yanlış adım attığını düşünüyor ve bu durumun müsebbibi olarak onları görüyor. Ancak Suriye'deki kazanımları çok daha önemsiyor."

Bildiğimiz kadarıyla Abdullah Öcalan şu anda dört tarafı denizlerle çevrili bir hapishanede. Avukatları da dahil kimse ile görüşmüyor ya da görüştürülmüyor. Bu durumda hükümet, Abdullah Öcalan'ın Suriye ve PKK'nın hendek siyaseti ile ilgili görüşlerini nasıl öğrenmiş olabilir?

Belli ki Öcalan ile hangi düzeyde olduğunu bilmediğimiz bir temas sürdürülüyor. HDP'li seçilmiş milletvekillerini ve belediye başkanlarını hapse atıp Öcalan ile teması sürdürmek size de ilginç gelmiyor mu?

 Selvi'nin yazısında bir de şu var:

 "Sonbahardaki tabloya göre HDP'lilerin durumu yeniden değerlendirilebilir. Gelişmelerin seyri olumlu olursa önleri açılabilir ya da tam tersi olabilir."

 Gerçekten ilginç:

Hapisteki HDP milletvekillerinin durumunu değerlendirmek, hükümete düşüyorsa, hapiste kalıp kalmamalarına politik gelişmelere göre karar verilecekse, bu "bağımsız yargı" tiyatrosuna ne gerek var?

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

YPG'ye verdiği desteğe rağmen

ABD'yle mutabakat sağladılar...

--------

... İki taraf, PYD/YPG konusundaki görüş ayrılığını aşamadıklarını kabul ederek, o takdirde hiç olmazsa bu çatışmanın yarattığı olumsuzlukları asgariye indirmek ve ilişkilerin diğer alanlarında -anlaşmazlıktan etkilenmeden- işleri ileri götürmek yönünde bir ortak iradede mutabakat sağlamıştır. Bizzat Erdoğan'ın Beyaz Saray'daki açıklamalarına bakılırsa, ekonomi, ticaret, yatırım, enerji ve savunma konularında işbirliğini arttırma konusunda mutabakat ortaya çıkmıştır. Bu tür mutabakatların ortaya çıktığı bir dönemde ilişkilerde büyük bir krizin olduğunu söylemek mümkün müdür?

Sedat Ergin Hürriyet

***

"Hırsız, şerefsiz, ahlaksız, sahtekar" kadrolaşması

-------

"... Yargıda 4 bin civarında hâkim ve savcı gitti. Emniyet'ten binlerce kişi atıldı. Şimdi önemli görevlere getirecek adam bulamıyorlar. Bir dönem böyle ne kadar akçalı işlere, bilmem ne işlere bulaşmış ne kadar adam varsa, FETÖ'yle iltisakı yok diye bunların bir kısmı önemli görevlere getirildi. yargıda da, Emniyet'te de... Adam hırsız ya... Net hırsız, hırsız. Yani bu noktada şucu bucu olmasının çok anlamı yok. Doğru, FETÖ'cü değil ama tam bir şerefsiz. Yani FETÖ'cü olmaması onu namuslu kılar mı, dürüst kılar mı, ahlaklı kılar mı? Var öyle tipler de... Belli yerlere, görevlere getirildiler. Aman FETÖ'cü olmasın da... Yahu hırsızı da, sahtekârı da koymayın yerine."

                     ***

Kırk yıl düşünseniz bulamayacağınız bu sözlerin sahibi kim mi? AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar.

(...) Demek ki neymiş? Yargıda, Emniyet'te FETÖ'cü diye atılanların yerine getirilenlerin "bazıları" hırsız, şerefsiz, ahlaksız, sahtekâr tiplermiş.

FETÖ temizliği adı altında yapılan ak kadrolaşmanın bir yüzü de bu demek...

(...) Haziran ayı başında 2750 savcı ve yargıç daha alınıyor...

Böyle bir kadrolaşma toplumda adalet ve asayiş duygusunu biraz daha aşındırır.

AKP'ya hayır getirir mi? Onu da hiç sanmıyoruz...

Melih Aşık Milliyet

***

PKK terörü neden şoke etmiyor

-------

PKK terörüne şehitler vermeye devam ediyoruz.

Dün de Tunceli-Ovacık kara yolundaki polis noktasına bir PKK'lı canlı bomba tarafından intihar saldırısı düzenlendi.

Saldırı zamanında fark edilip canlı bomba üzerindeki düzeneği patlatarak ölmeseydi kim bilir kaç şehit daha verecektik.

 (...)

Trump ise Erdoğan'la ikili basın açıklaması sırasında "PYD-YPG-PKK"ya hiç değinmeden şunları söyledi:

"Türkiye'nin Suriye'deki dehşet verici katliamların durdurulması için verilen çabalara liderlik yapmasını takdir ediyoruz. Suriye iç savaşı tüm dünyayı şoke ediyor. Suriye'de şiddeti azaltabilecek ve barışa, çözüme imkan sağlayacak her türlü adımı destekliyoruz".

Suriye'deki iç savaş, terör Trump'ı ve dünyayı şoke ediyor da Türkiye'de 7 Haziran seçiminden bu yana yüzlerce terör kurbanı onları neden hiç şoke etmiyor?

Güngör Mengi Vatan

***

Muhtemelen yokmuş!

***

Siyasette yapılacak "FETÖ temizliği" için bütün gözler referandum sonrasına çevrilmişti!

(...)Herkes siyasi kanada operasyon beklerken "ilk hayal kırıklığı" İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş'ın FETÖ'den tutuklu damadı Kavurmacı'nın "özel hastane" raporu ile tahliye edilmesi ile yaşandı!

"İkinci hayal kırıklığını" ise Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın konuyla ilgili açıklaması oluşturdu.

 Sağlık Bakanı Akdağ, "AKP'de muhtemelen FETÖ'cü yok" diyerek büyük bir şüpheyi açığa vurdu. Bakan Akdağ, "Muhtemelen diyorum çünkü çok iyi kamufle oluyorlar" demek suretiyle FETÖ'cülerin AKP içinde de yuvalanmış olabileceğinin işaretini verdi.

"Muhtemelen yok" ne demek oluyor?

"Muhtemelen var" oluyor tabii ki!

 Zeki Ceyhan Milli Gazete

---------------

İlk büyük icraat

***

Hâkimler Savcılar Kurulu'nun yedi üyesi AKP-MHP oylarıyla belli oldu..

Beş üyenin iktidar partisi tercihinden..

İki üyenin MHP kontenjanından kurula girdiği iddia ediliyor..

5/2 uzlaşması!..

Dört üyeyi Cumhurbaşkanı atayacak..

Adalet Bakanı ile Adalet Müsteşarı zaten doğal üye..

***

AKP-MHP koalisyonunun ilk büyük icraatı bu oldu..

Yeni HSK bütün yargıyı yeniden şekillendirecek.. Hâkim-savcı atamalarını, hâkim-savcı terfilerini yapacak..

***

MHP Lideri 'başkanlık' modeline durduk yerde evet demedi..

İlk günden beri iddia ediyorum; devletin her kademesine yansıyacak büyük koalisyon kuruldu..

Başbakan da söyledi..

Amacımız sağ seçmeni konsolide etmek dedi..

Daha ne desin..

***

5/2 koalisyonu devletin bütün kurumlarını şekillendirecek.. 2019'a kadar..

Final 2019 seçimi..

Mehmet Tezkan Milliyet

***

İstanbul Valisi "Dilenenlerin çoğu Suriyeli değil, kendi vatandaşımız" diyor.

Demektir ki...

Vatandaşın durumu kendi ülkesinde sığınmacılardan bile daha kötü.

G.E /(Melih Aşık-Açık Pencere Milliyet)