Öcalan kasetlerindeki zamanlama!

Abdullah Öcalan’ın İmralı’da sorgu-görüşme kayıtlarının sızdırılmasındaki zamanlama gayet manidar! Hükümet kanadı alışkanlık edindiği üzere bunu da paralel devlet yapılanmasına bağlıyor. Ancak cemaatin çözüm sürecine destek verdiği açıklaması ve cemaat medyasının süreç lehine yayın politikası dikkate alınırsa, sızdırmanın başka amaçlarla yapıldığı sonucu çıkarılabilir.
İktidar partisinin yanlış uygulamaları ve Uludere faciası gibi etkenler nedeniyle Kürtlerin ağırlıklı yaşadığı bölgelerde PKK’nın güdümündeki BDP oyları önemli oranlarda arttı. Son zamanlarda yapılan anketler bu artış oranının,  2012’den 2013’ebir yılda yüzde 10’a yükseldiğini gösteriyor. Eğer kapsamlı adımlar atılmazsa bölgenin Ankara merkezli bir yönetimden giderek uzaklaşacağı görülüyor. Aslında AKP de sözde açılımlara rağmen niye oy kaybettiğini henüz net şekilde anlayabilmiş değil!
İktidar eliyle temsil edilen dindarlık da ters tepiyor. Maalesef din kardeşliği noktasından yapılan propagandalar etkisini kaybetti. Aksine bölge halkının dindarlaşması da ötekileşme algısını azaltmadığı gibi artırıyor... Bunda 12 Eylül döneminden itibaren dinin siyaset aracı gibi kullanılması da etkili oluyor.
Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır’da Şivan ve Barzani ile yaptığı şov da işe yaramadı. Üstelik bu aşamaya PKK sayesinde gelindiği algısını güçlendirdi. Çözüm süreci çözülme sürecine dönüşünce devlet refleksi en sona sakladığı malzemeleri teker teker piyasa sürüyor. İlginçtir, bir yandan BDP’nin seçim çalışmasında kullandığı Apo posterine fotoğraf temin ederken, diğer yandan Öcalan’ın aslında basit bir ‘işbirlikçi’ olduğu anlamına gelecek görüntü servisinde bulunuyor. 
Aşırı sol ve Marksist bir tabandan gelen ayrılıkçı Kürt hareketleri açısından ‘işbirlikçi’ görüntüsü yenilir yutulur bir suçlama değil. Tuvalet ve lavabonun yanına oturtulmuş, kendisini sorgulayan albaya şirin görünmeye çalışan bir Abdullah Öcalan portresi, Apo’yu lider gören okumuş kesimlerde oldukça derin travmalar oluşturacaktır. Üstelik karizmatik liderleri, Kürtleri aşağılayan ifadeler kullanmakta, devlet adına Kürtleri kullanabileceğini söylemektedir. Öcalan konuşmalarında Barzani ve Talabani’ye de hakaretlerde bulunurken onları basit bir taşeron olarak nitelemektedir. Bölgede Barzani yanlısı kitlelerin tepkisini çekecek görüntüler, Öcalan’ın Kürtlerin bölgesel lideri olma hevesini kursağında bırakabilir.
Sorgucu albayın, “sen taşeronluğu iyi bilirsin” anlamına gelen sözleri PKK’nın üst yönetiminde Öcalan’a duyulan bağlılığa da gölge düşürecektir. BDP her ne kadar görüntülerin montaj olduğunu söylese de tapeleri kamuoyuna açıklayan İP yetkilileri orijinal kayıtları verebileceğini belirtmiştir. Bu durum Kandil’de Öcalan’ın liderliğine duyulan güveni sarsacaktır. Muhtemelen ilaç verildiğini ve kayıtta kurgu yapıldığını savunacak ve nihai olarak ‘tutsak’ liderlerinin baskı altında bunları söylediği izahına sarılacaklardır. Eğer Kandil konuyu tartışmaya cesaret edebilirse, halk önderi dedikleri Öcalan’ın hapisten çıkarılıncaya kadar yaptığı açıklamalara itibar edilmeyeceğini duyuracaktır.
Öcalan, BDP-HDP heyeti aracılığı ile görüntülerin süreci bitirmek ve itibarsızlaştırmak amacıyla sinsi bir planın parçası olarak montajlandığını açıkladı. Fakat Öcalan’ı 1999 yılında İmralı’da sorgulayan, şimdi Silivri’de tutuklu emekli Albay Hasan Atilla Uğur ise avukatı kanalıyla görüntüleri doğruladı. Aynı zamanda İşçi Partisi MKK üyesi olan Uğur, “Bizzat Apo (oluk oluk kan akıttık, kendi insanlarımızı, askerleri katlettik, ben şiddetin yüzde 95’ine karşıydım) diyerek aslında her şeyi itiraf etmiştir... ‘Özgürlük savaşçısı’ yakıştırması yapılan Öcalan’ın gerçek kimliğini özellikle Kürt yurttaşlarımızın görmesi ve anlaması son derce önemlidir”  demektedir.
Apo’nun görüntülerinin Türkiye gündemini değiştireceğini, yolsuzluk operasyonlarının konuşulmasını geriye atacağını hiç sanmıyorum. Ancak sosyal politikalar üretmekte beceriksizlikler nedeniyle Öcalan’ı tek lider pozisyonunda öne süren devlet aklının artık değiştiği anlaşılıyor. Eldeki belki de son kozun basit bir seçim malzemesi olarak kullanılması bölgedeki huzursuzluğu daha artıracak ve süreci içinden çıkılmaz hale getirecektir. Ne diyelim birileri Öcalan’ı çaresizce tape tape kullanıyor!

Yazarın Diğer Yazıları