‘Öcalan’la masaya oturmam’ deyip istifa etti

‘Öcalan’la masaya oturmam’ deyip istifa etti
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevinden bebek katili Öcalan’la İmralı’da aynı masada olmamak için ayrılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik, “Kürtler kadar burada Türkler de var. Türklerin kabul etmediği bir şeyi siz propagandayla halkın gırtlağına mı geçireceksiniz? Muhatap, HDP ve TBMM’dir” dedi

Necdet Pekmezci röportajı

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevinden bebek katili Öcalan’la pazarlık masasına oturmamak için istifa eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik, “Burada Kürtler kadar Türkler de var. Türklerin kabul etmediğini gırtlağına mı geçireceksiniz” dedi.

Özçelik, “Muhatap HDP ve TBMM. Yasaların geçmesi için HDP beni ikna edecek. Çözüm  hukukla olur. Öcalan’la konuşarak bu sorunu çözemezsiniz. Halkın yüzde 70’inin Öcalan’ın adını duyunca tüyleri diken diken oluyor. Güneydoğu’yu PKK’ya teslim edildi” diye konuştu.

 

Eski Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı emekli Büyükelçi ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik’e PKK sorunundan ihanet sürecinin geldiği noktaya, sözde Ermeni soykırımı iddialarından CHP’nin seçim beyannamesine kadar güncel konularla ilgili sorular yönelttik. İşte o sorular ve yanıtları:

- Kamu Güvenli Müsteşarlığı’nda ipleri koparan neydi? Sizden ne istediler ve neyi yapmadınız?

Açıkçası ben bir yol gördüm. O yol da beni İmralı’da Öcalan’ın önüne oturtacak bir yoldu. Ben de o yoldan gitmek istemediğim için ayrıldım.

- Hakan Fidan’ın değil, siz mi müzakereci olacaktınız? 

İş o tarafa doğru gelecekti.  Bebek katili ile gizlice görüşün teklifi yapıldı mı? Ben bu vatan için çalışıyorum. Böyle çalışırken bilsem ki sadece İmralı’da Öcalan ile görüşerek bu iş halledilecek, beni orada görürdünüz. Ama olmayacağını biliyordum. Bildiğim bir konuyu kimse önüme zorla koyamaz. AKP’nin takip ettiği politikalarla memleketin düze çıkması mümkün değil ve ülkenin bölünmemesi mümkün değil. Bu işin böyle yapılmaması gerektiğini söyleyerek ayrıldım.

- Çözümde yol haritanız nedir?

Kürt sorunu var. Ama Kürtler kadar burada Türkler de var. Türklerin kabul etmediği bir şeyi siz AKP’nin başısınız diye propagandayla halkın gırtlağına mı geçireceksiniz? Yapamazsınız. Öcalan, uluslararası hukukta açık olan bir suçla yargılanmış ve müebbet hapse mahkûm olmuş. Onun bulunduğu yere hangi müzakere masasını açacaksın? Benim için etnik kimlik önemlidir. Onların da bu memlekette benim gibi yaşamasını istiyorum. Mademki bu ülkede hep birlikte yaşayacağız. Sadece onlar mutlu olmayacak hep birlikte mutlu olacağız. Bu sebeple bizim de mutlu olacağımız sonuç içinde Öcalan ile müzakere yok.

- Kiminle masaya oturacaksınız?

Muhatap HDP ve TBMM’dir. Seçim barajını indirdiğimiz anda Kürtlerin içinde başka partiler de çıkacak. Hepsi PKK’nın dediğini kabul etmiyor ki. HDP sadece Kürtlerin değil PKK’nın da temsilcisi değil mi? O zaman gerekli koordinasyonu kiminle yapıyorsa yapsın gelsin karşıma otursun. Ama TBMM’den geçecek yasalarla bir şeyler yapılacak diyorlar ya o yasaların geçmesini teminen HDP beni ikna edecek. Ben ikna olduğum zaman HDP ile beraber AKP’ye gideceğiz. MHP’ye gideceğiz. MHP diyecek ki ’defolun’. Ama biz diyeceğiz ki yapmayın biz şöyle bir şey yapıyoruz. Ve bunlar halkın gözü önünde olacak. Böyle önemli sorunları eğer halkın gözünden kaçırarak yalan söyleyerek götürmeye kalkarsanız çözemezsiniz.

- HDP’yi muhatap almaya devam edecek misiniz? Yoksa önceliğiniz PKK’nın silah bırakmasını sağlamak mı olacak?

Siz benim burada elimde kalaşnikofla gezmemi doğal karşılıyorsanız o zaman Güneydoğu’da da kalaşnikofla gezmeyi doğal karşılayalım. Bir AKP var ve hiçbir şeyden sorumlu değil. Bölgede silahlarla dolaşıyorBen Meclis’te bir sürecin gideceğini söylüyorum. Neymiş, müzakere yasası geçirecekmişiz, Öcalan bunun bir şeyi olacakmış, sonra müzakere heyeti oluşturulacakmış. Bunu utanmadan birileri çözüm süreci diye yedirdi. Çözüm süreci hukukla olur. Öcalan ile konuşmakla bu sorunu çözemezsiniz. Halkın yüzde 70’i Öcalan lafını duyunca tüyleri diken diken oluyor. Burada yanlışlığın kendisi PKK’ya hükümetin Güneydoğu Anadolu’yu teslim etmesidir. Orada silahla dolaştırıyor, askeri kaldırıyorsun, bütün medyayı da karartmışsın halkın da dünyadan haberi yok.

- CHP,  HDP’nin özerklik isteğini nasıl değerlendiriyor?

HDP diyor ki ’ben demokratik özerklik istiyorum’. Öcalan’ın yazdığı taslağa bir bakın demokratik ulus yazıyor. Yok yahu! Türkiye Cumhuriyeti demokratik değil mi? Sen ne demek istiyorsun? Her şeyin başına demokratik ekliyorlar. Demokratik eşbaşkanlık, demokratik zırt, demokratik pırt. Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Benim entelektüel birikimimle oynamaya da kalkmayın.

- “Ermeni meselesi” konusunda Türkiye’nin ödeyeceği bedel olacak mı?

Bu memlekette hep Nisan ayı geldiğinde insanlar hop oturup hop kalkar. ABD’ye mektuplar yazılır. Eski katı düşünceye bakacak olursak ’soykırım olmadığını ispat edecek şekilde bir şeyler yazın’derlerdi. Hâlbuki aynı dönemde Ermeniler çok ciddi çalıştılar. Türkiye’den ben toprak talep edebilecek ne komşu görebiliyorum ne bir güç. Biz çok insancıl bir milletiz. Yüzleşme dediğimizde ’soykırımı kabul etmem anlamına gelmeli’diye bir şey yok. Ben orada yaptıklarımız, kontrol edemediğimiz bazı sebeplerden  ölümlere neden açmışsak bundan üzüntü duyarım. Ama ondan da şunu beklerim. Siz de Ruslarla beraber bizim canımıza okumuştunuz. Balkanlar’dan ne çok adamımız geldi ne tehcirler gördük. Yüzleşme uzlaşma demektir. Uzlaşmada insanlar birbirlerinin acılarına saygı gösterirler, nefret söylemlerinden vazgeçip kendi gelecek nesillerimiz için ortak güzel bir gelecek ortaya koyarlar.

- Ermenistan Başkanı Sarkisyan diyor ki: ’Soykırımı Türkiye değil Osmanlı yaptı. ‘Türkiye’yi oradan nasıl alacaksınız?

Benim dedemden bahsediyorlar. Onlar bizim atamız. Ama şunu da bilmek gerek 1915’te soykırım kavramı yoktu.  O dönemde olan şeyler uluslararası hukuka göre daha sonra çıkan kavramın içine sokma imkânınız da yok.

 

Avrupa’nın beklentisi koalisyon

CHP’li Murat Özçelik, AB ülkeleri büyükelçilerinin koalisyon hükümeti beklentisi olduğunu da söyledi. Özçelik, “Avrupa Birliği büyükelçileri koalisyonu sordular. Çünkü biz her zaman iktidar olmak için savaşıyoruz. Onların bize ’Koalisyona hazır mısınız?’diye sorduklarında anlamamız gereken şuydu. Onlar artık AKP iktidarını sormuyorlar. Onlar Türk halkının artık AKP’den başka seçimler yapacağına dair bir izlenim aldıkları ortada” diye konuştu. CHP’li Özçelik, “AKP-CHP koalisyonundan bahsedilmeye başlandı?” sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: “Ana muhalefetiz. Biz anayız. İktidarı da öyle yapacağız. AKP-CHP iktidarı nereden çıkmış olabileceği düşünülebilir. Ben CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak kendi tabanıma kazık atabilir miyim? Kendi insanım bana ’AKP’yi indir de kurtulalım’diyor. Ben gidip Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı ve Davutoğlu’nun da başbakanlığındaki bir hükümetle koalisyon mu kuracağım? Böyle bir şey olmaz, kimseyle düşman da olmayacağız. Bu seçimlerden bozguna uğrayacak olan AKP’nin daha sonra ne olacağı üzerine spekülasyonlar yapabilirsiniz.

 

Yanlışları kim nasıl yaptıysa hesap sorulur

Özçelik, seçim sonu CHP’nin iktidar olması halinde AKP iktidarından hesap soracağını da söyledi. Özçelik, bu konuda şunları vurguladı: ” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın canhıraş bir biçimde kendini kurtarmak amacıyla başkanlık demesi ve de başkanlık sistemini Türkiye’de yüzde 65’ten fazla Türk halkının istememesine rağmen zorla gırtlaklarından geçirmeye çalışmasının nedeni şudur: Allah da hesap sorar hukuk sistemi de. MHP’ye HDP’ye oy verenler ve AKP’nin önemli bir bölümü hesap sormadan mı bunların gitmesini isteyecek sanıyorsunuz. Bunu cadı avına çevirmeyeceğiz, özgürlükleri en yükseğe çıkarmak istiyoruz. Derdimiz kimseden rövanş almak değil ama yapılan yanlışların da kim nasıl yaptıysa hesabını soracağız.

 

Komşularla ilişkiler hiç de iç açıcı değil

CHP’li Özçelik, dış politikada Rusya ve İran’ın çok önemli olduğunu söyledi.  Dış siyasette açık ve samimi ilişkilere önem verdiklerini belirten Özçelik, gereğinde sert tavır almaktan çekinmeyeceklerini kaydetti. Özçelik, şöyle dedi: “Her insanın öz geçmişi vardır. Zaman içinde insanlar da siyasi yapılar da değişir. Biz İran’ın nerede olduğunu da biliyoruz. Ben Dışişleri Bakanı olduğum anda öncelikle İran ve Rusya ile otururum. Suriye sorununu böyle çözerim. Biz İsraillilere, Yahudi olduklarından dolayı laf etmeyeceğiz. Ama Mavi Marmara gibi bir şey olduğu takdirde karşılarına daha fazla bir güçle de çıkacağız. AKP gibi bir taraftan Yahudilere laf çak ardından da İsrail’le ticari ilişkiler yürüt. Bunu yapmayacağız.”