AKPM’nin aldığı bu kararın ülkemiz açısından üzüntü verici olduğunu belirten Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan adayı Sinan Oğan” Hem bu kararı veren Avrupa’yı hem de bu kararın alınmasına müsebbip olanları kınıyoruz” dedi.
Sinan Oğan’ın açıklamaları şu şekilde:
KÜME DÜŞMÜŞTÜR
Sinan Oğan: “Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türkiye’nin yeniden siyasi ve hukuksal planda denetime alınması yönündeki tasarıyı maalesef ki, onayladı. Bu Türkiye’nin itibarı açından son derece üzüntü verici bir karardır. Türkiye bu kararla adeta küme düşmüştür. Avrupa’nın Türkiye’yi küme düşüren bu kararını ülkemiz açısından üzüntü vericidir. Hem bu kararı veren Avrupa’yı hem de bu kararın alınmasına müsebbip olanları kınıyoruz.”
KARARI ALANLAR VE MÜESSİBİ
Maalesef ki, AKPM’nin bu kararında Avrupa’nın Türkiye’ye karşı önyargıları kadar AKP’nin son dönemde demokrasiden uzaklaşmasının da ciddi etkisi vardır. Ne gariptir ki, aslında 1999 yılındaki koalisyon hükumetinin başlattığı olumlu işleri devam ettiren ve sonunda da Türkiye’yi 2004 yılında bir üst kümeye çıkaran AKP iktidarı olmuştu. Hatta Türkiye’nin AB nezdinde bir üst kümeye çıkmasını o dönem İ. Melih Gökçek gündüz vakti Kızılay meydanında havai fişek atarak kutlamıştı. Süreç içerisinde yeni açılan müzakere başlıkları, imzalanan mülteci anlaşması ile vizesiz dolaşım hakkının Haziran 2016’da yürürlüğe gireceği beklentilerinin gerçekleşmesi bir yana, birkaç bin Evet oyu fazla çıksın diye AB ile sürdürülen gerginlik politikası ile başlayan kriz bugün Türkiye’nin AKPM’de denetime alınması ile neticelenmiştir.”
MUASSIR MEDENİYETLER SEVİYESİNE ULAŞMAK ZORUNDAYIZ
“15 yıl içinde AKP iktidarı Türkiye’yi önce AB liginde küme atlatmış ama tek adam inadı ve giderek demokrasiden uzaklaşması neticesinde yine aynı AKP iktidarı Türkiye’nin küme düşmesine sebep olmuştur. “AKPM’nin kararını tanımıyoruz” demek çözüm değildir. Türkiye cam fanus içerisinde yaşamıyor. Neredeyse etrafımızdaki herkesle düşman olarak Türkiye’yi kalkındırmak mümkün değildir. Türkiye ister AB’ye tam üye olsun isterse de AB ile yollarını ayırsın, Türkiye’nin bir an önce demokraside de, teknolojide de M. Kemal Atatürk’ün dediği “Muassır medeniyetler seviyesine” ulaşması elzemdir. Bu da öncelikle toplumsal barış ve huzur ile mümkündür. Toplumun diğer yarısını yok sayan, ötekileştiren, karşıtlaştıran bir anlayışla bunu yapmak mümkün değildir. Bizim referandum sürecinde sırf “Hayır” dediğimiz için yaşadığımız zorluklar ve sıkıntılar bile Türkiye’nin giderek demokrasiden uzaklaştığını ayan beyan ortaya koymaktadır”.
ÇARE DEMOKRASİ
Çare demokrasidir, çare içeride daha fazla oy almak için feda edilen dış politika değil, devlet çıkarı çerçevesinde hareket edilen dış politika anlayışıdır. Çare toplumun tamamını kucaklamak, çare iç çekişmeleri ve gerginlik politikasını bir tarafa bırakarak yeniden toplumsal kucaklaşmayı sağlamaktır. Maalesef ki, Avrupa’ya karşı Türkiye’nin elindeki Avrupa’ya göndermekle tehdit ettiği 4 milyon gariban Suriyeliden başka da bir kozu kalmamıştır. Ancak bu da sorunu çözebilecek temelden ve hükumetinden uygulayabileceği cesaretten yoksun bir kozdur. Türkiye artan terör, ekonomik sorunlar, tek adama kayış endişesi ve artan yandaşlaşma eğilimlerinden bir an önce kurtulması gerekmektedir. Demokratikleşme başta olmak üzere, çözüm bekleyen bu sorunlara neşter vurulmadıkça Türkiye’nin sadece AKPM’den değil diğer liglerden de küme düşmesi kaçınılmazdır.
