Öğretmenin nöbet ücreti neden ödenmez?

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün deyimiyle “Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır”. Ancak, ülkemizde öğretmenler “en fedakâr” topluluk olmalarına rağmen bu fedakârlıkları istismar edilmekte, kamu kesiminde en az maaşa mahkûm edilen topluluk olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bu da yetmezmiş gibi tuttukları nöbet karşılığında kendilerine ücret ödenmemektedir.
 Anayasamızın “Zorla çalıştırma yasağı” başlıklı 18. maddesi şöyledir: “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır”. Anılan maddenin gerekçesi de şöyledir: “Çalışma, iş görme kişinin serbest iradesiyle yüklendiği bir faaliyet, diğer bir deyimle serbest iradeyle üstlenilen bir yüktür. Bu yükün kişiye zorla kabul ettirilmesi, kendisinin, iradesi dışında bir faaliyette bulunmaya mecbur bırakılması hem kişi hürriyetiyle bağdaşmayan bir husustur; hem de bu duruma sokulan kişi için bir eziyet teşkil eder. Bu nedenledir ki maddenin birinci fıkrası zorla çalıştırmayı yasaklamaktadır. Bu fıkra ile aynı zamanda “Angarya yasağı” da getirilmiştir. “Angarya”, kişinin emeğinin karşılığını almadan zorla çalıştırılmasıdır”. 
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı” başlıklı 4. maddesi şöyledir: 
 “1. Hiç kimse köle ya da kul durumunda tutulamaz.
2. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz”.
Eğitim çalışanlarının gerçek temsilcisi olan Türk Eğitim-Sen tarafından 21 Ocak 2015 tarihinde alınan karar gereği; 2014-2015 öğretim yılı II. Döneminden itibaren MEB’e bağlı tüm okul ve kurumlarda her ayın ilk haftasında  “Nöbet Tutmama” eylem kararı almıştı.
Alınan karar gereği öğretmenler nöbet tutmama eylemine katılınca bazı illerde okul müdürlüklerince eyleme katılmak isteyen öğretmenlere her ayın ilk haftasında nöbet görevi verilmeyip daha sonraki haftalar için birden fazla nöbet görevinin verildiği; yine bazı okul müdürlerince de eyleme katılmak isteyen öğretmenlerin nöbet günlerinin, öğretmenin dersinin olmadığı günlere verildiğinin tespit edilmesi üzerine Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından 13.02.2015 tarih ve 20 sayılı karar ile; 16 Şubat 2015 tarihinden itibaren 2014-2015 öğretim yılı sonuna kadar süresiz “Nöbet Tutmama” eylem kararı alındı.
Bu karara karşılık Bakanlık ve İl Milli Eğitim Müdürleri nöbet tutmama eylemine katılan öğretmenleri “ek ders” ücretlerini kesmekle tehdit ettiler. Ancak bu yöneticilerin bilgisiz ve tecrübesiz oldukları yönündeki tezimizde ne kadar haklı olduğumuzu ispatlamış oldular.
Nitekim Ek-Ders Yönetmeliği’nin 4-f maddesinde “Ek ders görevi: Aylık karşılığı ders görevi dışında ek ders ücreti karşılığında okutulan dersleri” şeklinde tanımlandığından; nöbet, ek ders kapsamında değerlendirilmemektedir.
Nöbet eylemine katılan öğretmenlerin ek derslerinin kesilmesi hususunda hiçbir yasal dayanak bulunmamaktadır. Ödenmeyen ücretin kesilmesi mümkün olabilir mi?
Öğretmenlerin ek derslerini nöbet tutmama nedeniyle kesemeyeceklerini anlayan idareciler bu defa da öğretmenlere “soruşturma açmakla” tehdit ediyorlar. Bunlar ne yaptıklarının farkında olmayan cahil cühela olduklarını ispatlarcasına açıkça eylem kırıcılığına soyundular.  Nitekim sendikal faaliyetleri engellemek, TCK’nin 118. maddesine göre suçtur ve cezai müeyyideyi gerektirmektedir.  
Diğer taraftan yaptırdıkları ısmarlama haberlerle nöbet eyleminin, vatanseverlikle bağdaşmayacağı, öğrencinin başıboş bırakılmasının sorumsuzca bir davranış olduğu, dolayısıyla nöbet eyleminin öğretmenlere yakışmayacağı gibi bir imaj oluşturmaya çalıştılar. 
Öğretmenlerimiz başta olmak üzere bütün kamu çalışanlarının hiç kimsenin şüphesi bulunmamaktadır. 
Öğretmen ve memurlardan yıllardır fedakârlık isteyen bu köhne anlayış, ne hikmetse, öğretmen ve memurlarımıza hak vermek söz konusu olunca bin dereden su getirmektedir. 
Öğretmenler tuttukları bir günlük nöbet karşılığında 6 saat ek ders ücreti talep etmektedir. Bu makul bir taleptir ve acilen karşılanması gerekmektedir. İşi yokuşa sürmenin anlamı bulunmamaktadır.
Nöbet tutmama eyleminden dolayı doğabilecek her türlü nahoş hadisenin sorumlusu bizzat hükümettir. Topu taca atmanın anlamı bulunmamaktadır. Vur kazmayı Ferhat çoğu gitti, azı kaldı. 

Yazarın Diğer Yazıları