Öğretmenler İkili Kıskaçta

 Türk Eğitim-Sen tarafından Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlerin sosyo-ekonomik durumlarını ve mesleki sorunlarını tespit etmek amacıyla bir anket yapılmıştır. Sendikanın internet sitesi turkeğitimsen.org.tr ve başka 6 internet sitesi üzerinden yapılan anket çalışmasına 21 bin 313 kişi katılmıştır.  Ortaya çıkan sonuçlar Milli Eğitimde durumun hiç iyi olmadığını, tehlike canlarının çoktan çalmaya başladığını göstermektedir.

 

          Nitekim öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve mesleki anlamda yığınla sorunları bulunmakta ve ikili kıskaç altına alındıkları görülmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın özellikle öğretmenlerin ekonomik ve sosyal hakları ile ilgili vurdumduymaz bir tavır içinde bulunduğu ve bu ikili kıskaçla eğitimi tamamen yandaş sendikanın kontrolüne teslim etmeyi düşündüğü gözlemlenmektedir. MEB'in çözüm yerine çözümsüzlüğü tercih ettiği bunun en önemli göstergesidir.   Ekonomik ve siyasi baskıdan oluşan ikili kıskacın sonucu olarak da öğretmenlerin büyük bir yılgınlık içerisinde bulunduğu görülmektedir. Anket sonuçları; eğitim camiasında son yıllarda yaşanan baskı, adam kayırma, kadrolaşma ve hak edenlerin hakkını gasp etme çalışmalarının öğretmenlerin verimini, başarısını olumsuz olarak etkilediğini göstermektedir.

 

          Nitekim anket sonuçları tarafsız bir gözle değerlendirildiğinde bunu görmemek mümkün değildir. Öğretmenler için yapılan anketin sonuçlarından bir kısmı şöyledir:

Öğretmenlerin

%85.6'sı geleceğine güvenle bakamadığını,

%27.3'ü geçinmek için ek iş yaptığını,

%94'ü kredi kartı kullandığını,

%89.7'si zam oranlarının ekonomik kayıplarını telafi etmeyeceğini,

%87.9'u liyakat sahibi olmayan, yandaş ve torpilli kişilerin yönetici yapıldığını,

%81.1 öğretmenlere ve idarecilere siyasi baskı yapıldığını,

%57.3'ü Devlet Okullarının en büyük sorunu olarak torpilli yönetici atamaları ve siyasi/ideolojik yapılanmayı gördüğünü,

%95.6'sı ücretli öğretmenliği olumsuz baktığını ifade etmektedir.

 

          2015 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla ülkemizde tek kişinin yoksulluk sınırı 2.145 TL, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin de 4333 TL olduğu göz önüne alındığında, on yedi yıllık bir öğretmenin 2580 TL maaşa mahkûm edilmesi öğretmene ve eğitime verdiğimiz değeri apaçık ortaya koymaktadır.

 

          MEB'in biran önce Bakanlığın en alt birimden, en üst birimine kadar her yerde adaleti sağlaması, hakkaniyeti ön planda tutması ve eğitim çalışanları arasında ayrım yapmaması gerektiği gerçeği bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır.

 

          Bir taraftan siyasi baskı kıskacında, diğer taraftan da ekonomik kıskaca alınan öğretmenler ve bütün eğitim çalışanları büyük bir huzursuzluk içindedir. Kredi kartına bağımlı hale gelen, banka kredilerine muhtaç edilen, borçlarını kapatmak için çektiği kredi karşılığı kendi veya yakınlarının evini ipotek gösteren öğretmenler olduğu düşünüldüğünde, bizler nasıl eğitimin itici gücü, olmazsa olmazı öğretmenlerimizi mutlu ve huzurlu kılacağız? Eğitimi nasıl daha ileri taşıyacağız? Kafasında geçim derdi olan öğretmenlerle dünya yarışında ipi göğüsleyebilmemiz nasıl mümkün olacaktır?

 

          Öğretmenlerin adam kayırma, kadrolaşma ile ilgili yaşadığı endişelerin endişeden çıkıp gerçeğe dönüşmesi MEB camiasında şok etkisi yapmıştır.

 

          Öğretmenlerin okullarında yaşadığı sorunlar görmezden gelinmekte, öğretmenler can güvenliklerine yönelik derin kaygılar yaşamaktadır. Hele hele öğretmenlerin giderek itibarlarının azalması, öğretmenlerin pasifleştirilmesi, öğretmenlik mesleğinin un ufak edilmesi son derece tehlikeli bir gidişin içinde bulunduğumuzu göstermektedir.

 

          Artık siyasiler ve basın mensupları eğitimdeki büyük çöküş ve yozlaşmanın farkına vararak öğretmenler üzerindeki ekonomik ve siyasi baskıdan oluşan ikili kıskacın kaldırılması ve sonlandırılması için ellerinden geleni fazlasıyla yapmaları gerekmektedir. Çünkü mevzubahis olan eğitim, daha doğrusu ülkemizin geleceğidir. Yoksa hiç biriniz vebalden kurtulamazsınız.

 

Yazarın Diğer Yazıları