Oktay Vural'dan 'İmralı tutanakları' iddiası

Oktay Vural'dan 'İmralı tutanakları' iddiası
Devlet Bahçeli'nin rahatsızlığından dolayı MHP kürsüsüne Oktay Vural çıktı. Vural, Avrupa basınında çıkan 'İmralı tutanakları'ndan bahsetti. Ayrıca ABD Başkan Yardımcısı Biden ile neden görüşmediklerini açıkladı.

Konuşmasından satırbaşları:

Şu 26 günde 17 polisimiz, 14 askerimiz ve 1 korucumuz olmak üzere toplam 32 şehidimiz vardır. Terör örgütüne karşı güvenlik güçlerimizin yürüttüğü mücadele muhakkak başarıya ulaşacak ve bölücü terör örgütü bertaraf edilecektir, buna inancımız tamdır. Yeter ki yine gaflete düşülmesin, yeter ki devleti yönetenler yine uyumasın.

Yıllardır ihmal ve tavizler milletimize pahalıya mal olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı 24 Ocak'ta Kayseri Ticaret Odası'nda şunları söylemiştir; '' Müttefiğimiz, dostuğumuz, ortağımız dediğimiz devletlerin de aralarında bulunduğu kimi ülkeler ısrarla terör örgütünün gerçek yüzünü görmüyor, görmek istemiyor. Hem de bizimle başbaşa oturup konuştuğumuzda ne demek tabi ki ismini vermeyeceğim bölücü terör örgütü evet bu bir terör örgütü diyor. Madem böyledir o zaman çık açıkça tavrını koy'' ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözleri üzerine bir de akrep- kurbağa hikayesini anlatarak, akrebimin yapısı bu eninde sonunda zehrini akıtır diyerek, terör örgütlerinin de akrep gibi olduğunu, ısıracağını söylüyor. Aslında sayın Cumhurbaşkanının bu tespitlere geldiğinden memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Keşke 7 Haziran'a kadar ısrarla terör örgütünün gerçek yüzünü görmeyenleri, terör örgütüne karşı kimin tavır koymadığını da belirterek iğneyi kimleri batırmamız gerektiğini de açık yüreklilikle paylaşsaydı. Şüphesiz Cumhurbaşkanının çözüm süreci ve açılımının geldiği noktayı değerlendirirken aynı gaflete sözde açılım ve çözüm süreci bataklığına saplanmaması gerektiği dersini de çıkarmış olduğunu düşünmek isteriz. 

 Şimdi ben milletime sormak istiyorum, ''analar ağlamasın'' diyerek İmralı'daki akreple görüşmelerin başladığını ilan eden kimdi? Öcalan dediğiniz adam bebek katili falan demiyor ama bunları da söylemek lazım, Nevruz'da uzattığı eli havada bırakırsak bunun vebali altında kalırız diyerek terörist başını övenlere akıl danışan ve İmralı'daki akrebe elini uzatan kimdi?

PKK bir terör örgütü değildir, Öcalan'a terörist demek denize göl demek gibi bir şeydir diyerek PKK'yı aklayanlar kimin yandaş yazarıydı? Abdullah Öcalan'ın mesajları bizim düşüncelerimizdir diyen yıkımdan sorumlu bakan kimin bakanıydı? Dağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli hal aldı, Öcalan'ı da zor duruma düşürdüğünüzü bilmiyorsunuz, siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan'ı itibarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz diyen kimin Başbakan yardımcısıydı? PKK ve IŞİD terör örgütü değil, politik hareketlerdir diyen kimin milletvekiliydi? PKK Kürdistan için silah kullanabilir diyen vekil kimin vekili?

Analar ağlamasın edebiyatıyla PKK şehirlere bombalar koymasına, anaları ağlatmasına göz yumarken bu akrebin bu milleti sokacağı bilinmiyor muydu? Kimi, kime şikayet ediyorsunuz? Terörü meşrulaştıran, cesaretlendiren bu terör akrebini bünyemizin zehirlemesine yol açan kim? Askeri kışlasına, polisi karakola mahkum ederken, teröristi sokaklara terk eden siyaset taciri kim? 

PKK'nın silah stoklamasına, alan hakimiyeti kurmasına, şehirleri ele geçirmesine göz yuman kim? Ancak yaşananların ''kandırıldık'' denecek ve üstü örtülecek basit bir ihmalin sonucu olmadığı ortadadır. Bunca badirenin, gözyaşının, kahraman güvenlik güçlerimizin can kaybının bir sorumlusu olmalıdır. Siz şehit haberlerinin yürekleri dağladığı bu ortamda hükümet tarafında bir utanma, arlanma hissi görebiliyor musunuz? Ben görmüyorum. Siz terörün sokaklarda cirit attığı bu kaosta hükümet üyelerinde bir mahcubiyet görüyor musunuz? Ben görmüyorum. Her rezaleti kandırılmış olduklarına bağlayan vicdan tutulması dışında hesaba hazır olduğunu açıklayan sorumluluk sahibi bir siyaset adamı görüyor musunuz? Ben görmüyorum.

 

Her şey zamanla ortaya çıkıyor. PKK ile görüşmeyiz diyerek bunu haysiyet durumu yapanlar sonra görüştüklerini itiraf etmek zorunda kaldılar. Maalesef Türkiye bu süreçte vahim hatalar yapmış, bu hatalar bir bir ortaya çıkmıştır. İmralı tutanaklarının bir kısmı çıktı, şimdi de İmralı tutanaklarının tamamı Avrupa basınında yayınlanmış durumdadır. Bazı gazeteler bu tutanaklardan akla durgunluk veren pasajlar yayınlamışlardır. Bu tutanaklara göre, Erdoğan Başbakanken HDP'li bir siyasetçiye diyor ki, bana ne yapacağımı söylüyorsun, söyleyeyim her şeyi yapacağım. Bir zamanı var ve bu konuda Apo'yla anlaştım. 

İddia bu. Bizim terörist başı dediğimiz, İmralı canisi dediğimiz onlarınsa Apo diyerek seslendiği bebek katiliyle ne konuşulmuştur? Hangi konularda anlaşmışsınızdır? Eğer bunlar doğru değilse çıkın konuşun, yayını durdurmak için  girişimde bulunun. AKP, İmralı canisine örgütünü yönetmek konusunda icazet vermiş, göz yummuştur. Tutanaklardan bu anlaşılmaktadır. 

Hükümet güvenlik güçlerimizin elini ayağına pranga vurmuştur. Güvenlik güçleri PKK'ya karşı operasyon yapmak istemiş ama hükümet buna direnç göstermiştir. 

 Terörle mücadele anlık değildir. Alan hakimiyeti sağlanana kadar buralarda terör unsurlarının yer almamasına yönelik tedbirler almalıdır. Önleyici bir terörle mücadelenin sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede bölge halkının tüm ihtiyaçlarını karşılayacak tedbirler güvenlik şemsiyesi altında alınmalıdır.

 

Akademisyenlere tepki

Akademisyenlerin imzaladığı manifesto üniversite tarihimizde düşülmüş kapkara bir lekedir. Bu zevat arasında yer alan bazı kişilerin daha düne kadar çözüm sürecinde devleti yönetenlerin aklına danıştıkları kişiler oluşu da bir ibret vesikası olarak tarihe geçecektir. Şimdi sayın Başbakan ve Cumhurbaşkanına sesleniyorum, sözde akademisyen bildirisine koyduğunuz tepki kadar vatansever akademisyenlere de desteğinizi ifade etmenizi bekliyoruz. Aydınlara da sahip çıkınız. 1128 sözde aydının özde ihanet bildirisine karşılık 2777 vatansever Türk aydınının bildirisine sahip çıkıyor musunuz? Destekliyor musunuz? Bizler bu bildirinin altına imzamızı ve irademizi ortaya koyuyoruz. Siz ne yapacaksınız?

 

Biden'la neden görüşülmedi?

Türkiye'nin meselelerinin yabancı bir devlet adamının etrafında yapısı ve zihniyeti belli temsilcilerle konuşulmasını doğru bulmadığımızı söyledik. Böyle bir yuvarlak masanın MHP'nin temsil ettiği siyasi düşüncesine uygun olmadığını dile getirdik. Eğer Biden'la birebir konuşabilseydik kendisine şu can alıcı soruları soracağımızı ifade etmiştim; PKK'nun uzantısı PYD'ye silah yapması müttefiklik anlayışına uymakta mıdır?, IŞİD'e karşı ortak mücadele edilirken PKK'ya karşı neden ortak mücadele sergilenmemektedir? Irak ve Suriye'de Türkmen varlığını siyasi ve hayati varlığını göz önüne almayan politikalar neden ABD tarafından desteklenmektedir? 

Sayın Biden'a son sözümde şu olurdu: ''Türkiye'nin Kürt vatandaşlarıyla bir sorunu yoktur. Türkiye PKK ile mücadele etmektedir. Türkiye'de Kürdistan diye bir yer yoktur, olmayacaktır da.''