Okumak öylesine önemli ki, kitap okumak, dergi okumak, gazete okumak, her hangi bir makale okumak sizi ilgilendirsin ya da ilgilendirmesin bir konuda bilgi sahibi olmak adına okumak çok önemli...
Ne güzel demiş eskiler;  “Bir kelime öğretenin bin yıl kölesi olayım” ama şimdi çocuklarımıza ya da gençlere bir kelime öğretmek için biz köle oluyoruz. Ömür yeter mi bilmem... Ama şu bir gerçek ki; en büyük mirası bilgi’yi nesilden nesle aktarabilmek için okuma alışkanlığı edinmek gerekiyor. Edinmek ve edindirmek. Tabiri caizse hoddam ve yontulmamış olmamak için okumak gerekiyor. Bir iki tanınmış yazar okuyor görünmek ya da bilindik aşk romanlarını okumak marifet değil. Kültürü, sanatı. Bilim ve teknoloji’yi kitap ya da yazı aracılığıyla takip edebilmek gerekir. Niye mi; çünkü kişilerin kurduğu cümleler sahip oldukları bilginin derinliği, okudukları kitabın sayısı ve seviyesi ile ilgilidir. Bilgi sizi taşır ve resimler.
İşte bu yüzden okumak ve yazmak her başarılı insanın hayatının önceliklerinde yer almalıdır. Özellikle de hayata hazırlanan çocuklarımızın ve gençlerimizin toplumda kendilerine edinecekleri zeminin temeli okumak ve bilgilenmekle çok alakalıdır. Ör; Bir mühendis, mimar yada sanatkar mesleğe yeni adım attığı noktada alanında uzmanlaşmış kişilerin çalışmalarını okuduğunda, teorik bilgisi okumayan arkadaşlarına oranla çok daha fazla gelişecektir. Önceki akım yada teorileri bilmek, gelecek doğru bilgiyle buluşmayı sağlayacaktır. Güzel bir söz var herkesçe bilinen;  “Öncesini bilmeyenin sonrası olmaz”  diye. Çok doğrudur. Aynı bilgi sadece teknoloji alanında değil toplumu ve tarihimizi tanımak adına yazılan ve okunan kitaplar içinde geçerlidir. Tarih ve kültür, doğru yazıldıkça kalıcı, doğru okundukça da sonraki kuşaklara aktarabilecek sağlam bir bilgi bankası oluşturacaktır. Unutmamalıyız ki; en büyük güç bilgidir. Yaralayan ve acıtan kaba kuvvetin ve şiddetin yanında, sözcüklerin ve bilginin hakim olduğu kuvvet dengeli, adaletli ve sağlamdır. Bu yüzden kitap okumak hem beynimizi, hem de görüntümüzü eğitir. Çünkü bilgi bir insanın mimik, jest ve davranışlarına  kadar yansır. Bunun yolu da okumaktan geçiyor. Toplumların geri kalmışlığında ve gelişememesinde okuma alışkanlığının olmamasına bağlı bilgi eksiğinin önemi büyük. Okunan her kitap kişiyi okuduğu alanda bilgili kılmasının yanı sıra kelime hazinesinin gelişmesini de sağlayacaktır. Böylece kişi düşünce gücünün artmasıyla birlikte zeka seviyesini de yükseltecektir. İşte dilsiz, sessiz, kara kaplı dediğimiz kitapların böylesi görünen bir gücü ve sihri var...
Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı araştırmaya göre gençlerin %61 kitap okumuyor. Bu çok önemli bir kayıp. Tam da bu noktada okuma alışkanlığının küçük yaşta kazandırılmasının önemi daha iyi anlaşılıyor.
En büyük görevde anne ve babalara düşmekte. Birlikte okuma saatleri yaratılmalı, çocukların kendi kütüphanesini kurmalarına imkan sağlanmalıdır. Özellikle de öğrencilerin SBS ya da OKS gibi sınavlara hazırlandıkları şu günlerde hızlı okuma alışkanlığı edinmelerinin önemi çok büyüktür. Kitap okuma haftasının kutlandığı şu günlerde unutmayalım ki kitap ’zeka’nın en önemli hapıdır. Bilgiyi arttırır, algıyı geliştirir. Merak duygusunu güçlendirir. Kendinizi ifade etme yeteneğinizi sağlar. Dünya’ya ve olaylara bakış açınızı geliştirir. Dinimizin de emrettiği gibi  “Oku” malıyız. Kitap haftası herkese kutlu olsun.