Okumak eğitim midir?!

Halkımız okumuş veya okuyan kişiyi hep eğitimli insan olarak görmüştür. Bu insanlarla ilgili düşüncesi de hep olumlu olmuştur. Biri hakkında bir karar verilirken, ha o kişi mi Allah için okul görmüş, mürekkep yalamış insandır. Ondan kimseye zarar gelmez. Eğer siz korkacaksanız okumamış cahil insandan korkun derler.
Söylenenler ne derece doğrudur. Okumak eğitimli bir insan olmak mıdır? Okuyan insanlardan gerçekten başkalarına zarar gelmez mi. Gelin birlikte araştıralım.
Terör örgütü militanı olarak dağa çıkıp insan öldüren, araç kundaklayıp ormanları yakanların ne kadarı okumuş? Bir genelleme yapılacak olursa, büyük bir bölümünün yüksek okulda okuyanlar olduğu görülür.
Hırsızlık yapan, millet malını peşkeş çeken ve yetim hakkı yiyenlere bakıldığı zaman tamamı okumuş yazmış kişilerdir. Ülke yönetiminde söz sahibi olup da demokrasi adına demokrasiyi sadece kendisi için varsayanlar da okumuşlardır.
Halkın tabiri ile cahil dediğimiz kesim belki bunlar kadar okumamışlardır. Ama şükretmesini bilen, hakka riayet gösteren insanlardır nedense okumamışlardır.
Ha burada insanlar okumasın anlaşılmasın. Okumanın başlı başına insan olmaya yetmediğini anlatmak istiyorum. Arzumuz ise okumuş eğitimli insan olunmasıdır.
Yapılan tanımlardaki kavram kargaşasını ortadan kaldırma adına, okumuş olmakla eğitimli olmanın arasındaki farkı ortaya koyarak halk arasındaki yanlış kanıyı yıkmaktır.
Okumak eğitimin ancak bir damlasıdır. Eğitim ise başlı başına bir deryadır. Okumak yazıya geçirilmiş bir metne bakarak çözümleyip anlamaktır. Diğer bir tanımıyla ise bir konuyu öğretmek için okulda, bir öğretmenin yanında yazılı şeyler üzerinde çalışmaktır.
Eğitmek ise birinin akla uygun, fiziksel moral gelişimi üzerine etki yaparak, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak ve terbiye etmektir. Yani istenilen davranışları yapabilecek biçimde yetiştirtmek.
Bu nedenledir ki eğitim öğretimde öncülük etmek üzere başöğretmen Atatürk bugün de var olan, ancak kuruluş felsefesinden uzaklaştırılmış Talim Terbiye Kurulunu kurmuştur. Ne acı ki bu güzide kuruluşumuz, özerkliğine son verilerek iktidarların ve onların bakanlarının görüş ve ideolojilerine hizmet eder hale getirilmiştir.
Ya üniversitelerimiz belirlenen eğitimin amaçlarına uygun eğitim veriyor mu? Tabii ki hayır, çünkü özerk olan bu kuruluşlar da rotalarını hep iktidarlara çevirerek politikalarını belirlemektedir. Üniversitelerimizde her konuda yaşananlar bunların birer canlı örneğidir.
Görülen o ki okullarımızda çocuklarımız sadece okutulmaktadır. Okutma yöntemleri ise kendi değerlerinden uzakta bir yerlerin dayatmasıyla hazırlanmış programlarla yürütülmektedir. Görülen o ki okutma işini bile başkalarının istediği şekilde yapıyoruz.
İnsanlarımız gerekli talim ve terbiyeden yoksun öğretimleriyle bencilleşmiş, kendi çıkarlarını milletinin çıkarının önünde gören, makam ve mevkileri araç olarak görmektense amaç olarak görmektedir.
Amaçlarını devam ettirebilme adına ise her türlü yöntemler denenmekte olunup, insanlar bir meta olarak görülmektedir. Bunların en canlı örnekleri ise seçim meydanlarında söylenenlerde görülmektedir.
Görülen o ki kavgalarla geçen üniversite hayatı, çıkarılan aflarla sonlanıp, okunan gazete magazinleri haberleri sonucu alınan kararlarla yapılan faaliyetler sonrasında yönetilen ülkede elbette sadece çıkar ilişkisi olur.
Yapılan yanlışlar için birileri ortaya çıkıp bunları düzelteceğim der. Halkın ensesinde boza pişirerek bir müddet onlarda zevk ü sefayı sürer. Atasından aldığı eğitimiyle çarıklı erkânıharp dediğimiz vatandaş da ortaya çıkıp “Yazıklar olsun, bir de okumuş yazmış adamlarsınız” der yüzünüze tükürür.
Demek olan o ki okur yazar olmak veya bir okulu bitirmek yeterli olmuyor. İstenilen alanda ve halkın değerleri doğrultusunda eğitim almak da gerekiyor. Halkın kurtuluşu, saadeti ve yarınlara güvenle bakması için öğretimin yanında eğitim de şarttır. İnsan yaşamında yemeğin yanında su ne ise, milletin geleceği için öğretimin yanında eğitim de odur.
Tabii ki bunlar var olmak için. Kölelik için ise başkalarının isteği doğrultusunda okur ve eğitilirsin; kültürüyle harç olduğun millete de hizmet edersin. Halkı hızla köleliğe doğru yönlendirerek, çalmamız çırpmamız, birbirimizi yok etmemiz öğretilirken birileri çıkıp bizleri çılgın projelerle oyalıyorlar.
Tez zamanda silkinip bulutun arkasındaki güneşi görmemiz gerekiyor. Mum ışığında ninni dinlemenin artık bıkkınlık verdiğini biliyoruz. Haydi hep beraber yeni ufuklardaki güneş ışığında parlayan çiçek bahçelerinde koşmaya diyorum.

Yazarın Diğer Yazıları