Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

"Öldün mü ey gençlik?"

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İstiklal mücadelesini başlatmak üzere Samsun'a ayak bastığı gün olan 19 Mayıs 1919 tarihini 'bayram' olarak Türk gençliğine armağan etti.

Atatürk, 5 Şubat 1933 tarihli Bursa nutkunda Türk gençliğine yüklemiş olduğu misyonu aynen şöyle tarif ediyordu:

- "Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır."

Ama ne yazık ki, bırakın Cumhuriyeti, kendisine armağan edilen 'bayramını' dahi doğru dürüst korumaktan aciz bir duruma düşmüş bulunuyor o gençlik.

***

Bir zamanlar, kendilerine biçilen misyonu 'doğru' bir şekilde algılayan ve 'vatan' söz konusu olduğunda yüreği toplu bir şekilde atan Türk gençliği, ne yazık ki 12 Eylül sürecinde önce çatışma ortamına sürüklenerek 'birbirine' kırdırıldı, sonra da 'ihanet' sürecinin tepkisiz bir seyircisi haline getirildi.

Bir sivil toplum kuruluşu tarafından hazırlanan rapor, gençlerin başına 'nasıl bir çorap örüldüğünü' açıkça ortaya koyuyor.

Yaşları 15 ile 29 arasında değişen gençlerin halen yaklaşık 3'te 1'i hem 'eğitim hakkını' kullanamıyor, hem de 'iş hayatında' kendine yer bulamıyor.

6 milyondan fazla genç işsiz geziyor; 1 milyonu aşkın genç ise 'kayıt dışı' olarak 'karın tokluğuna' çalıştırılıyor.

***

Yine bir sivil toplum kuruluşu tarafından yaptırılan kamuoyu araştırmasına göre, 'gelecekleri', 'hayalleri', 'umutları' çalınan gençlerin 'siyasi kişilikler' haricinde kendilerine örnek aldıkları ilk üç isim Rahmi Koç, Polat Alemdar ve Acun Ilıcalı.

Biri 'paranın', diğeri 'gücün', ötekisi ise 'şöhretin' sembolü.

Peki, eğer böyle giderse yakında gençlerin 'yeni idolü' kim olacak dersiniz?

Tabii ki Ali Kemal.

Hani 'işgale' karşı Anadolu'da başlayan 'Millî Mücadele' hareketine karşı çıktığı için halk tarafından linç edilen şu iş birlikçi...

Bir torunu, iş birliği yaptığı İngiltere'nin başkenti Londra'ya 'Belediye Başkanı' oldu.

Diğer torunu, Türk Dışişleri Bakanlığı'nda 'Büyükelçi' olarak görev aldı.

***

15 Mayıs 2008 tarihinde Dolmabahçe açıklarına yanaşan İngiliz zırhlısında yakasına 'Büyük Şövalye' nişanı takılan dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kraliçe'ye Ali Kemal'in torununu tanıştırırken, aynen şunları söylüyordu:

- "Majesteleri, Türkiye'deki anılarınıza bir yenisini daha eklemek istiyorum.

Londra Belediye Başkanlığı'nı kazanan Boris Johnson, Türkiye'nin tarihinde bilinen bir isim olan gazeteci Ali Kemal'in torunu.

Büyükelçi Selim Kuneralp'in de Johnson'la çok yakın akrabalığı var. Çünkü kendisi, Johnson gibi Ali Kemal'in torunu.

Gördüğünüz gibi ülkelerimiz arasındaki yakınlık artık akrabalık boyutunda."

***

Türkiye'yi 'işgal' etmeye çalışanlar ile Türkiye'yi 'idare' edenler arasındaki yakınlık ne yazık ki artık gerçekten de 'akrabalık boyutuna' gelmiş bulunuyor.

Abdullah Gül, bir süre sonra Ali Kemal'in torunlarını 'devletin en üst makamı' sıfatı ile Çankaya'da ağırlarken, aynı zamanda tarihe 'hain' olarak geçen Ali Kemal'e de çaktırmadan 'iade-i itibar' lütfunda bulunuyordu.

Öyle görülüyor ki Ali Kemal ve onun ile 'aynı zihniyeti' taşıyan cümle iş birlikçi ve hainler, takipçileri tarafından gençlerin gözünde önce normalleştirilecek.

Bir süre sonra gençlik, resimleri devlet dairelerinden indirilen Mustafa Kemaller'i değil, Ali Kemaller'i 'rol model' olarak görmeye başlayacak.

***

Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya, bir şiirinde bakın Türk gençliğine nasıl sesleniyor:

"Öldün mü ey gençlik?

Eğer öldünse haber ver!

Onlara hicviye yazan kalemim sana da mersiye yazsın.

Yahut ölmediğini ispat et ki, sana olan büyük îmânım sarsılmasın ve sana olan destanım boşa gitmesin."

 

Yazarın Diğer Yazıları