Ölüm Taciri Donald Trump

Enis Berberoğlu'nu yazacaktım. Arslan Bulut'un köşesini okuyunca vazgeçtim. Üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri kaleme alacaktım. Bulut, düşündüklerimin de ötesine geçmişti. Sevgili kardeşime teşekkür ediyorum. Duygularıma tercüman olduğu için.

Gezeteci ve milletvekili Berberoğlu'nu fazla tanımam. Ya iki ya da üç defa elini sıkıp, hatır sormuşumdur. Oysa eşi Oya Berberoğlu ile yan yana odalarda çalıştık. Gerçekten iyi gazeteci olduğuna tanık odum. Yanısıra, insancıl ve mütevazı tavırlarını unutmam mümkün değil. Yeşilyurt'tan gazeteye taşıyıp, herkesle paylaştığı ıspanaklı börekleri hatırladıkça şartlı reflekse uğruyorum. Gazeteye bir tek gün eli boş geldiğini bilmiyorum. Hiçbir şey bulamasa "taş fırın simitleri" dağıtırdı. Kızının kıyafetlerini paylaşan ve kendine bu kadar yakıştıran bir anne de görmedim. Özetle çok doğaldı. Ne zaman ki medyaya gelmiş en büyük felaket kabul ettiğim Serdar Turgut tarafından işine son verildi şoka girdim. Oya arkadaşımın şahsında tüm Berberoğlu Ailesi'ne geçmiş olsun dileklerimi yolluyorum. Temennim bu kötü günlerin bir an önce sona ermesi.

***

Modern korsan

Önce NATO ülkelerini tehditle başladı. "Pamuk eller cebe" diyerek uluslararası diplomasiye "5. Cadde ağzı" kattı. Bilmeyenler için yazayım. New York'taki Fifth Avenue'nün lüks mağazaları kadar, aralara serpilmiş işporta tezgahları da ünlüdür. Hatta bunların ikisinin sahibi İstanbul'dan gitme arkadaşlarım. Biri Musevi diğeri Ermeni. Bunlar her seyahatimde bana neler taşıttılar neler. Taze ıhlamur ve papaz eriklerini J. F. Kennedy Havaalanı'ndan geçirişim müthiş olaylardır. Bizimkilerin "sen iki erik fazla aldın" kavgalarını anımsadıkça hâlâ gülerim.

Ben yine zamane eşkıyası Trump'a döneyim. Adam, ekonomiyi düzeltmenin yolunu buldu. Amerikan savaş sanayinin en büyük pazarlamacısına dönüştü. S. Arabistan seyahatinde ilk planda 155 milyar dolarlık, tamamı 350 milyarı bulacak siparişi kopardı. Sonra gözdağı verdiği Katar'la 12 milyar dolarlık F-15 uçaklarının satışı anlaşmasını tamamladı. Sırada öteki Körfez ülkeleri var. Dünyanın başına ölüm taciri kesilen sözde başkanın İran'la yaptığı 60 milyar dolarlık Boeing bağlantısını da atlamayalım. Dedik ya "önce tehdit, sonra gelsin paralar" stratejisi uyguluyor.

Bizimkiler de saf saf Çin'den ya da Rusya'dan "hava savunma füzeleri" pazarlığında. Anlayacağınız fazla iyi niyetliler. Uzmanlar bu Trump'ı iyi araştırmalı. Ataları kesin "Karayip Korsanları"na dayanıyor. Yaptıkları ve yapacakları geçmişinin teminatı. Bu gidişle dünyanın ondan çekeceği var. Kurtulmanın formülünü buldum. Bursa'ya davet edip "Kılıç Kalkan" yaptıralım. Böylece büyük sorun ortadan kalkmış olur.

***

Birikmiş notlar

* Virginia'da silahlı saldırı. Washington DC'ye bağlanılıyor. Karşınızda NTV temsilcisi Hüseyin Günay. San Fransisco'da bir başka eylem. Yine ABD başkentine ve Hüseyin Günay'a başvuruluyor. Yapılan 60 yıl öncesinin "Anadolu'nun Sesi gazeteciliği". İstediğiniz kadar teknoloji yenileyin. Kafalar değişmedikten sonra...

* Güldür Güldür Show'un tekrarları dahi izleniyor. Ancak bir arızaları var. Hiç değişmiyor. Jenerik bitiyor iç spiker devreye giriyor; "Reklamlardan sonra devam edecek". Anlayamadığımız, ne zaman başladığı?

* Yarışmaların sayısı artmakta. İzlenme oranlarını artıran ilginç tiplerin bulunuşu. Bir de gizli değerler var. Örneğin "Bir Sorun mu Var"daki başı bandanalı pazarcı. Müthişti. Doğaçlama esprileri çok güzeldi. Sahne sanatları eğitimi almışlardan daha başarılı oldu. Yapımcılar böylesi kimselerin elinden tutmalılar.

* Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ciddiye alan yok. "Kur'an tilaveti yarışmalarına karşıyım" dedi. Peki ne oldu. Mehmet Görmez'in kendi ekranı Diyanet ve TRT'de bu yarışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Belli ki en azından ramazan sona erene kadar sürecek. Sonrasını tahmin ise zor.

* CNN TÜRK'ün sabah haberleri kuşağını bir süredir Gülay Özdem götürüyor. Bu kızı geçmiş yıllardan da hatırlıyoruz. Geldiği nokta daha iyi. Özdem, kanalın önemli bir yükünü de hafifletti. Sabaha kadar tartışma programı yönetenlerin hemen ardından haber sunmaları işkencesini sona erdirdi.

* Hüseyin Movit uyardı. Mülteci ve göçmen yasal tanımlamadır. Devletler Hukuku'nda yerleri var. Peki TRT niçin "kaçak mülteci" ya da "kaçak göçmen" deyip duruyor?

Yazarın Diğer Yazıları