Ölümcül lades!

PKK durmuyor... BDP’liler Meclis’te barıştan söz ederken Çukurca ve Hakkâri’de 24 şehit, 18 yaralı daha!.. Bu ölümcül lâdes artık sabırları taşırdı... İşin savsaklanacak tarafı kalmadı... Kuzey Irak’a, eşkıyanın inlerine kış bastırmadan kara harekâtı artık vacip oldu... Yazı yazılırken bu harekâtın başladığı haberleri gelmeye başlamıştı. İnşallah doğrudur ve sade “sıcak takip” operasyonu değildir. Harekât ciddi ise ve AB’nin, ABD’nin ve Barzani’nin, Talabani’nin müdahale ve itirazlarına rağmen sonuna kadar gidilir ve bayrağımız Kandil’in tepesine, bir daha indirilmemek üzere dikilir!..

***


Biliyorum, Kürt muhipleri harekâta karşı çıkacaklar ve koro halinde “barış umudu kanlandı” diye dövünecekler... O zaman Apo’ya af da kadük olur!.. Fakat bu harekât üzerine eşkıyanın ‘B planı’nı uygulamaya başlaması ve zaten devam eden iç savaşı ilan etmesi mümkün!.. Açtıkları savaşı ilan etsinler de görelim... Artık onların tümünü teneşir paklar!..
Kişisel: Eski halimde, genç yaşlarımda olsaydım, gönüllü olarak Mehmetçiğin yanına koşardım... Gazaları mübarek olsun... Aklım da gönlüm de onlarla!..

 


Takas

Savaşlarda esir mübadelesi yapılır... Orta Doğu’daki ilan edilmemiş, fakat yıllardır süren İsrail-Filistin savaşında, belki de yüz yılın esir mübadelesi -takası- gerçekleşti. Hamas’ın elinde esir İsrailli asker Gilat Şalid’e karşı Hamas’a mensup 1027 tutuklu İsrail tarafından salıverildi. Bu, hem insancıl hem de siyasi hesaplı “takasın” gerçekleşmesinde Türkiye’nin de katkısı var!

***


Önce bu takastan alınacak bir ders ve arkasında da Türkiye için emsal, daha doğrusu su-i misal var...
Yeni kurulmuş bir devlet İsrail. Ordusuna ve askerlerine, tek askerine karşılık 1027 kişiyi salıverecek kadar kıymet veriyor. Tehlike ise önceki gece bir TV programında, bir katılımcı “İnşallah bize de emsal olur” deyiverdi. Bence, İsrail’in askerlerine verdiği kıymetten söz etmiyordu. Apo’ya da af yolunun açılmasına emsal teşkil etsin demek istedi. Çünkü şu sırada, malum çevrelerde Apo’ya af çıkarmak için kesif bir çaba var. Düşünün, binlerce insanımızın katline ve her gün sayıları artan binden fazla şehidimizin canlarına karşı “Eşkıya başına af” ... Ev hapsinden başlayarak barış için neden olmasın!..
Anlaşılıyor ki, bu “takasın” gerçekleşmesi için Türkiye bir ödün vermiş; Hamaslılardan10’u Türkiye’ye “mülteci” olarak gelecek, yerleşecek. Geldiler de. Siyasi kişilere sığınma hakkı vermek büyüklüğün şanından... Ne var ki bu “mültecilerin” hepsi Hizbullahçı terörist... Türkiye de, Hizbullah terörünün hedeflerinden; saldırılarına uğradı... Ve şimdi, mülteci olarak kabul ettiğimiz Filistinlilerden  Hamas’ın en üst düzey yetkilisi ve Kassam Tugayları’nın kurucu komutanı Zekeriya Velid, Türkiye’de rahat duracak mı?!!
Takas müzakerelerinde rol oynayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu: “Kontrol edilebilir bir risk” demiş. Ama gene de sormak gerek: Bu riski göze almak şart mıydı?!! Başımızda zaten terör belası varken bu teröristleri ve özellikle intihar eylemleri planlamakla ün salmış bir teröristi neden içimize aldık?!!
Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş, bu soruyu Ankara’da, “üst düzey yetkiliye” sormuş ve aldığı cevaplarla ikna olmuş!.. Yetkiliye göre Hamas’lıları bu takası mümkün kılmak için kabul etmişiz. Bu takas Orta Doğu’da yeni bir iklim yaratacak, atmosfer yumuşayacakmış... Bu insani bir yaklaşımmış. Yani İsrail’le Türkiye arasındaki gerilimle ilgili değilmiş.. Ve son olarak “Filistin Ulusal Birliği’ne katkıda bulunmak” içinmiş.. Lâfügüzâf!.. Gerçekler ve bu riski almakla olabileceklere karşı platonik umutlar “denklemi” ters orantılı...

Yazarın Diğer Yazıları