"Önce Amerika"

ABD'nin yeni başkanı Trump, seçim sürecin de verdiği sözlerin bir kısmını yerine getirmeye başladı. ABD, dünya da en fazla küreselleşmiş ve en güçlü ülke olması nedeniyle, ülke içi ve dışıyla ilgili aldığı kararlar dünyayı etkilemekte ve uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmektedir.

Trump seçim esnasın da ve sonrasın da fikriyatını özetlediği ve sloganlaştırdığı "ÖNCE AMERİKA" düsturuna uygun olarak içte, Obama'nın en büyük kozlarından ve politikalarından biri olan en çok yapmakla övündüğü sosyal haklar ve sağlık yasasını iptal etti. Bununla beraber, ülkenin en büyük on iki şirketinin en üst düzey yönetici ve sahiplerini toplayarak, vergi oranlarını ve şirketlerin kuruluş prosedürlerini yüzde 75, hatta daha fazla düşüreceğini vaat etmiştir.

Sırada muhtemelen, göçmenler ve Amerikan vatandaşlığına geçiş ile ilgili düzenlemeler olacaktır. Zira seçim sürecin de bu konu üzerinde çok sayıda polemik yapmıştır. Özellikle de ABD-Meksika sınırın da duvar öreceğini ve geçişleri önleyeceği sözünü vermiştir. Meksika devlet başkanı, Enrique Pena Nieto, iki ülke arasın da, duvar değil köprü gerekir ve iki ülke sınırlarının ayırmacı değil birleştirici olması gerekir tarzın da ki felsefi yaklaşımına, Trump'ın görmeyen ve duymayan tavır sergilediğini ve bu konuda kararlı olduğunu görmekteyiz.

***

Ayrıca, çok tartışılan bir davranışa daha imza atmıştır. Beyaz Saray, İspanyolcayı devlet sitesinden kaldırmıştır. 35 milyon ABD vatandaşının ana dilini devlet sitesinden kaldırması hem İspanyolca konuşan kendi vatandaşları arasın da, hem de İspanya hükümeti ve vatandaşları tarafından tepkiyle karşılanmıştır. İspanya hükümeti, bu konunun ABD'nin iç işi olmakla birlikte kültürel açıdan ve İspanyolca konuşan 35 milyon ABD vatandaşı açısından üzücü ve pratik olmayacağını, dünya da İspanyolca konuşan 22 ülkeyi de ilgilendirdiğini belirtmiştir.

***

Trump, ABD'nin önemli uluslararası ticaret ve siyaset anlaşmalarından biri olan ve Çin'in nüfuz bölgesine girmeyi amaçlayan, Çin'in yayılmasını da önleyecek, Trans Atlantik Ticaret Anlaşmasından çekilmeyi sağlayan kararnameyi 23 Ocakta imzalamıştır. Bu anlaşma Asya-Pasifik te, 800 milyon nüfuslu, dünya ekonomisinin yüzde 40'nı sağlayan, 12 ülkeyi kapsamaktadır. Bu anlaşma, 3 Şubat 2016 da Obama tarafından imzalanmış olup henüz yürürlüğe girmemiştir. ABD, Japonya, Malezya, Singapur, Vietnam, Bruney, Peru, Yeni Zelanda, Meksika, Kanada, Avustralya ve Şili bu anlaşmanın üyeleridir. Trump'ın bu anlaşmayı iptal etmesinin en büyük gerekçesi, ABD'de ciddi boyutlara ulaşan işsizliği önlemek ve Amerikan şirketlerini istihdam yaratmak amacıyla ülke içinde üretim yapmaya zorlamaktır. Ayrıca yapılan hesaplamalar da, ABD bu anlaşma yürürlüğe girseydi 15 yıl sonra, iç milli brüt hasılasının yüzde 0.15, ihracatının da yüzde 1 gibi önemsiz bir artış sağlayacağı gerçeği de rol oynamış olabilir. Trump'ın listesinde 2013 yılından bu tarafa ABD-AB arasın da müzakere edilen serbest ticaret anlaşmasının da bulunduğu korkusudur. Bu anlaşmadan çekilmesi, yüz yıllık geleneksel Amerika-Avrupa uyumunu bitirme riski olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. İngiltere'nin 23 Haziran 2016 da halk oylamasıyla Avrupa Birliğinden ayrılma kararı Trump'ın işini kolaylaştırsa bile bu kadar risk taşıyan bir anlaşmadan çekilmeyi göze alır mı hep birlikte göreceğiz. İngiltere başbakanının haftaya yeni ABD başkanına geleneksel ilk ziyareti yapmak için ABD'ye gidecek olması gözleri bu buluşmadan çıkacak sonuçlara çevirmiştir. Trump'ın Almanya'yı gereksiz yere bir milyon mülteciyi almak ve AB'ni kendi çıkarları için kullanmakla suçlaması üzerine, Merkel'in mülteci sorunun, ABD'nin yanlış Ortadoğu politikası nedeniyle yaşandığını belirterek lafını esirgememesi, Almanya-ABD ilişkilerinin de iyi başlamadığını belirtmemiz abartılı olmayacaktır. Trump dönemi sert başladı, bu sertlik,  bakalım ne kadar devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları