Onların da Allah'ı var!

Ben bu yazıyı yazarken, Maliye Bakanımız henüz "yeni ekonomi modeli/anlayışı/açılımı" veya her neyse işte onu ortaya koymamıştı. Siz bu yazıyı okurken beni utandıracak bir akıl yürürlüğe sokulmuş olursa, muhataplarından şimdiden özür dilerim.

***

Son dönemde siyaseten hayli tartışma konusu olsa da, ekonomi bilgisi/birikimini herhalde kimsenin inkâr edemeyeceği İlhan Kesici, seçim kampanyaları çerçevesinde yakan yıkan, ortalığı kasıp kavuran, meydanlarda şov üstüne şov yapan, polemiklerin efendisi Oskar'ına aday Cumhurbaşkanı adaylarını uyarmıştı:

"Allah korusun bütün zamanların en büyük ekonomik daralma ve küçülmesine doğru gidiyoruz. Bunun iki temel bileşeni vardır: Genel ekonomi ve dış politika, dış ekonomik ilişkiler. Sayın Cumhurbaşkanı adaylarımızın bu iki konudan başka konuları tartışmaları gereksiz gibidir."

Şimdi bizi ne apoletler, ne bedava kekler kurtaramıyor netekim!

En fazla yemenileri birbirine bağlayıp pencereden kaçardık belki ama elde kalan son kaleye sığınmış olduğumuzdan ona da imkân yok. Nereye kaçacağız?

***

Yine Kesici, "1994 ve 2001 ekonomik krizleri öncesi öngörülerime bir üçüncüsünü ekliyorum: Ufukta kara bulutlar toplanmaktadır. Şiddetli yağmur da gelebilir, sel de olabilir, afet de. Ekonomi yönetiminde sihir yoktur, sihirbaz yoktur, sadece akıl olmalıdır. Aman dikkat" dediğinde tarih 18 Haziran 2018'di...

Ekonomiden bağımsız ama neticeleri itibarıyla ekonomiyi de etkileyecek biçimde, öyle mecazen değil en somut, en ele avuca gelir, candan maldan götürür haliyle seli de, afeti de geldi ayrıca da...

Ekonomik manada da yaşananların sarsıntıyı geçip bir depreme yani afete dönüştüğü reddedilemez galiba...

***

Ee ne yapacağız peki?

Aynı zamanda iktisatçı da olan bizim beyin önerisi:

Hanım kombiyi kıs!

Şaka bir yana, bugüne kadar yediğimize içtiğimize gezdiğimize karışmayan adam, dün ilk defa "batıyoruz hanım" diye arama ihtiyacı duydu yana yakıla!

Başa dönelim, e peki ne yapacağız?

Kesici'den devamla:

"Ekonomi, faiz, kur; Ne hemen şu tedbir, ne lafı çok uzun vadeye yaymak. Yapılacak iş şudur:

3-5 yıl perspektifli bütüncül bir program.

Bunun içinden bir acil eylem planı.

Bunun ulusal ve uluslararası platformlarda anlatımı.

Gerekli dış finansman temini."

Bu "uyarı"nın tarihi de 10 Mayıs 2018.

***

Evet bizim Allah'ımız var; ve yardımcımız olsun...

Ama tam olarak "onların doları bizim Allah'ımız var" şeklinde değil denklem.

Çünkü onların da Allah'ı var!

Mevzu "Yaradan"a sığınmaksa durum "berabere" olduğuna göre, skoru değiştirecek başka Allah vergisi "oyuncuları" sokmak gerekiyor demek ki maça;

En başta "akıl" mesela!

Zira iktidar, "ekonomik kriz"in muhalefetin temennisi yahut bir "Godot"u olmadığını, "gelmekte olanın geldiğini" kabullenip, elde avuçta kalan son birikimlerini de seçim öncesi toplumun gözünü boyamaya değil de "tedbir almaya" harcasaydı; şüphesiz sonuç başka olurdu.

"Akil" seslere, elinde mezurayla kendine olan mesafesini ölçmeden kulak kabartır ve gerçek bir "millî seferberlik" başlatırsa yine de olur....

***

Titanic batarken çalan orkestra gibi

Kapı çalıyor.

Gelen kim sormadan, bir telaş kapıya koşup açmak için kolu tutmuşsunuz...

"Ekonomik kriz"in "resmen ilan edilmesi"yle aramızdaki mesafe bundan ibaret; kapımızın -hepimizin kapısının- önünde kriz.

Bu yakıcı halde, iktidarın gündemi değiştirmeye çalışması yahut oramızı buramızı kabartacak hikâyelerle "kriz"i bağlamından çıkarıp, tam da "zaferler ayı"a uygun bir "fetih" diliyle dikkatimizi dağıtmaya çalışmasını anlarım.

Da...

Muhalif siyaset yapanlara ne oluyor arkadaş!

Tamam, "birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz günler"deyiz yine!

Tamam, kimseden "memleketi batırıyorlar" diye elleri ovuşturmasını, pusuda, sırası gelsin diye ağzının suyunu akıtmasını bekliyor değiliz!

Elbette, batacaksak hep birlikte batacağız ve bu sebeple batanları linç etmekten önce çıkmak için dayanışmak zorundayız hep birlikte...

Aklı başında kimsenin bunlara itiraz edecek yahut hilafına hareket edecek hali yok da;

"Yokmuş gibi" davranmak mı bütün bu "vakit kenetlenme zamanı" kampanyasından anladığınız yani?

"Dolar" yelkovandan hızlı ilerlerken bu artış her sektöre, her maaşa, her mutfağa, her cebe, her depoya, her tencereye aynı hızla yansıyacak ve akabinde -ister istemez- bir sosyal cinnet hali ortaya çıkacakken;

Onun sapı, bunun çöpüyle uğraşmaya daha ne kadar devam edeceksiniz!

Titanic batarken çalmaya devam eden orkestra gibisiniz!

Basın açıklamalarına, sosyal medya mesajlarına, bakıyorum da çoğu muhalif vekilin başka bir gezegende yaşadığına inanacağım neredeyse...

Madem bu iktidar batırıyor, madem beceremiyor, madem eline yüzüne bulaştırdı; bundan şikayet etmek yerine yol gösterin siz de... Bünyenizdeki anlı şanlı ekonomistleri seferber edin...

Dinlemiyorlar mı?

Gemiyi terk etmek yahut emperyalist korsanlara teslim etme niyetinde değillerse, yerli ve millî ise ülküleri gerçekten de, öyle bir dinlerler ki...

Hem..

Velev ki, dinlemeyecekler...

Ne kaybedersiniz...

Elinizden geleni yapmış olmanın huzuru kâr kalır yanınıza en fazla....

Yazarın Diğer Yazıları