Tayyip Erdoğan kürsüye çıktı, “Genel Başkan adayımız Ahmet Davutoğlu kardeşimdir” dedi..
“İplerin ellerimde...” dedi aslında..
Tıpkı 7 yıl evvel “Cumhurbaşkanı adayımız Abdullah Gül kardeşimdir”  dediği gibi.. Ve tâlimatlarını vermeye başladı..
Unutma Ahmet! 
Sizin de Suriye toplantısını dinlediler demeye getirdi önce, hani silahları gönderdiğin araçları durdurup aradılar, paralel medyada hakkımızda yüzlerce iftira attılar..
Unutma Ahmet!
Sen de mağdursun paralel yapıdan, hepimiz mağduruz edebiyatının kısaca üzerinden geçtikten sonra hedefi işâret etti.. Paralel yapıyla mücadelenin kararlılıkla devam edeceğine olan inancından bahsetti.. 
Cumhurbaşkanı olarak sonuna kadar yanındayım mesajı verdi.. 
Aslında bütün detaylarını kendisinin belirlediği bir kalıp çizip içine de Ahmet Davutoğlu’nu yerleştirdi..
Bu ülkenin terörle mi, cemaatle mi, Suriye’yle mi mücadele edeceğine, IŞİD’i mi, Hamas’ı mı destekleyeceğine “ben karar veririm” dedi..
“Seni bunun için Başbakan seçiyoruz Ahmet” der gibiydi.. Şimdi Ahmet vazifesini ifa edecek.. 
Abdullah da öyle yapmadı mı?
7 yılda kaç kez karşısına dikilebildi Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan’ın?
AKP’nin yolladığı kaç yasayı Meclise geri gönderdi..
Kaç kişi Tayyip Erdoğan’ın iradesinin dışında bir irade beyanında bulunabiliyor?
Böyle bir hataya düşenlerin kaçı ayakta kalabiliyor?
İstediği habere yayın yasağı getiren, istediği cümleyi aynı günde 6-7 gazeteye manşet attırabilen, istediğine istediği lâkâbı takan, istediğini alkışlatıp istemediğini yuhalatan bu zihniyete kaç kişi ufacık bir eleştiri de bulunma ahlâkını göstermeye cesaret edebiliyor?
Aynı yığının parçası olmuşlardan hangisi bir gün karşısına dikilip, “efendim bu kadar yalan söylemeseniz daha iyi olur”  tavsiyesinde bulunabiliyor?
Halkın içine yüzlerce polis tarafından çembere alınmadan giremeyen bu halk adamına, halkının hakkını yediğini hatırlatmaya kim cesaret edebiliyor?
Abdullah Gül kardeşi mi, Ahmet Davutoğlu kardeşi mi?
“Kalk gidelim Abdullah” noktasından, “oraya oturma Ahmet” noktasına gelmemiz ne kadar vakit alacak?
Bu ülke Tayyip Erdoğan gibi düşünmek zorunda olma ıstırabından ne zaman kurtulacak?
Komşularla sıfır sorun mottosuyla yola çıkıp Orta Doğu’yu kan gölüne çeviren Ahmet Bey’den sonra paralel yapıyla mücadelenin önemini fazlasıyla kavrayan, fakat Almanya’nın İçişleri Bakanlığı’nın yürüttüğü ülkeyi dinlemesini normal karşılayarak efsaneler(!) arasına giren Efkan Bey’e de mâruz kalacak mıyız?
“Bütün siyâsî yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse” diyor TDK’nın sözlüğü.. Akıllıların, kendince aklını kullananların arasında bir deli çıkıp bu saçma sapan diktatörlüğü yıkmamızın vakti artık gelmedi mi diye soracak mı?
Sana demiyoruz Ahmet!
 “Sen oraya oturma..”