Orgeneral Işık Koşaner
Bu iktidar, bunca yoğun saldırıya karşılık Türk Silahlı Kuvvetlerini kendisine ne kadar uydurabilir!!?
Hangi silahlı kuvvetler mensubu, tam da bu iktidarın istediği bir bütünlük içerisinde kafa yapısına sahip olabilir!!?
YAŞ vetoları bir yana, iktidarla Abdullah Gül’ün “onayları da” kerhen -mecburiyetten- değil midir..?
Genelkurmay Başkanlığı zamanında açıklanmayan ama tanınan Orgeneral Işık Koşaner, iktidarın ve Gül’ün “Hilmi Hoca gibi” benimsedikleri bir komutan mı?..
Bunu Orgeneral Koşaner’in sözlerinde bulmaya çalışalım..
Koşaner Komutan geçen yıl, Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini devir alırken yaptığı konuşmasında şu satırlar vardı..
“(Türkiye)Bu özelliği ile küreselleştirilecek model ülke olarak uluslararası arenada rol üstlenmeye zorlanmaktadır. Bu kapsamda etnik kimlikçilik, cemaatçilik, kültürel farklılık gibi alt kimlikleri ön plana çıkaran girişimlerle ulus devlet yapısı dağıtılmaya çalışılmaktadır...”
Ne diyorsunuz?..
Devam edelim..
“Küresel güçler tarafından kurgulanan ve ülke içi medya, bazı akademik ve sermaye çevreleri ile sivil toplum örgütleri içine yuvalanan post-modern bir tabakanın oluşturduğu propaganda ve etki ağı; ulusal birlik, ulusal değerler ve güvenlik parametrelerinin zayıflatılması ve çözülmesi yönündeki gayretlerini sürdürmektedirler...”
Doğru mu?! Doğru..
Komutan, bu iktidarla, egemen sermaye ile aynı doğrultuda mı?..
Taban tabana mı?..
“Ülkemiz, hayati önemdeki sorunlarının çözümü ve hayati çıkarlarının korunmasında dış kaynaklı siyasi ve ekonomik yaptırımlara bağımlı hale getirilmeye çalışılmakta, dayatılan yapısal reformlar yoluyla sürekli baskı ve tehdit altında yıpratılan ve sıkıştırılan bir ülke konumuna düşürülmek istenmektedir...”
Başka?..
“Ülkemizin yumuşak gücünü oluşturacak sivil kabiliyetler geliştirilemediği gibi aksine dış fonlarla yönlendirilen sivil toplum örgütü veya kuruluşu görünümlü unsurlar, bozucu ve yıkıcı özellikleri ile kendileri güvenlik sorunu olmaktadırlar...
Bundan sonra iç ve dış değil, küresel tehdit ve riskler söz konusudur...
Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere güvenlikten sorumlu kurumlar, küreselleşme ile ortaya çıkan tehdit ve risklerin oluşturduğu çeşitlilik ve bunların ulaştığı boyutu dikkate alarak; küresel gelişmeleri ve ülke güvenliğine tehdit oluşturan oluşumları bütün yönleriyle takip etmek, incelemek, değerlendirmek ve oluşacak tehditleri zamanında etkisiz kılacak proaktif yaklaşımlar geliştirmek zorundadırlar. Güvenlik ihtiyacı ve tehdit neyi gerektiriyorsa tereddütsüz yapılmalıdır.”
Tekrar soralım...
Ne diyorsunuz, bu komutan tam iktidarın istediği gibi bir komutan mıdır?..
Cevabı veremiyorsanız yarın bu yazının devamını da okumanızı dileriz...