Ortaçağ zihniyeti anti emperyalist olamaz

Ortaçağ zihniyeti anti emperyalist olamaz
Devlet Eski Bakanı Ufuk Söylemez anti-emperyalist zihni yorumlayan bir yazı kaleme aldı.

Eski Bakan Söylemez'den çarpıcı açıklama

Uygarlık düşmanlığı anti-emperyalizm değildir

Cumhuriyetçi, Demokrat ve Atatürkçülerin duyarlı ve dikkatli olması gereken bir husus var. 

Ortaçağ kalıntısı, mezhepçi siyasal İslamcı zihniyetin uygarlık ve laiklik karşıtlığından beslenen, batı ve uygarlık düşmanlığını asla anti-emperyalist tavır ve mücadele ile birbirine karıştırmamalıyız.

Yobaz ve bağnaz kafa, batı uygarlığını, sanatı, resmi, heykeli, operayı, baleyi, evrim teorisini ve bilimi, kadınların özgür ve eşit yaşamasını ve çağdaş yaşam biçimini kendi karanlık ve örümcek kafalarında düşman belliyor.

Bizim, vahşi kapitalizm ve onun doğal sonuçları olan ahbap-çavuş kapitalizmine (crony capitalism), eş-dost ve akraba kayırmacılığına (nepotizm), gelir eşitsizliğine, ağır borçlanmaya, yoksullaşmaya, her türden otoriterliğe, din istismarına, gericiliğe, bölücülüğe, tekelleşmeye, haksız rekabete, kadınlar üzerindeki baskılara, çocuk istismarlarına, uluslararası tefeciliğe ve sıcak paracılığa, sözde renkli Soros devrimleri gibi birçok olumsuzluğa karşı tavrımız ise, özde emperyalizme ve onun dayatmalarına karşı durmamız anlamına gelir.

Biz Türkiye’nin, milli, laik, üniter ve bağımsız Atatürk Cumhuriyetimizin, kendi ayakları üzerinde durabilen, tüm dünyayla içişlerine saygı göstererek, karşılıklı, eşit ve dengeli ilişkiler yürütebilen, demokratik ve bağımsız bir ülke olmasını istiyoruz.

Bu da şüphesiz ki, anti-emperyalist bir duruşu gerektiriyor.

Ama anti-emperyalizm maskesiyle körü körüne, “batı ve uygarlık” düşmanlığı yapanlarla hiçbir benzerliğimiz ve ortaklığımız olmaz, olamaz, olmamalıdır. Sonuç olarak, Taliban,  IŞİD ve bunların türevleri radikal Siyasal İslamcı hareketler açık ve net olarak, anti-emperyalist değil, uygarlık düşmanıdırlar.

Esasında geçmişte ABD tarafından kurdurulan, eğitilen ve donatılan bu yobaz-vahşi-kanlı-mezhepçi-ilkel ve radikal Siyasal İslamcı başı bozuk güruhun, Afganistan’da bugün yaptıklarına “Kurtuluş Savaşı” demek, akla ziyan bir iştir. Atatürk’ün önderliğinde, Türk Milletinin anti-emperyalist, bağımsızlık ve  Kurtuluş savaşı destanıyla hiçbir benzerliği olmayan her  yönüyle farklı hatta zıt olan Taliban hareketi, bütün Radikal Siyasal İslamcı hareketler gibi İslamın da, insanlığın da başının belasıdır. 

Laik-demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine sımsıkı sarılmak, Atatürk’ün işaret ettiği bilim ve akıl yolundan kararlı bir şekilde gitmek hem demokrasimizi, hem de Cumhuriyetimizi her şart altında koruyup kollamak ve sahip çıkmak ,şaşmaz ve değişmez ilkemizdir.
Çok önemli gördüğüm bu konunun, daha sık gündeme getirilmesinin ve her platformda vurgulanmasının yararlı olacağını düşünüyorum.

H. Ufuk Söylemez                                                                                          
Odatv.com