Ortalık fena karışıyor

ABD Reisi Trump, T.C. Reisi R. T. Erdoğan'ı aradı, diye sevinçten yere göğe sığamayanlar, şimdi Tump'un aramasının hiçbir mana ifade etmediğini gördüler. Hani PKK/PYD'ye silâh verilmeyecekti? TIR'larla sevkiyat devam ediyor.

ABD'nin niyeti çok fena... Türkiye'yi Güney'den iyice kuşatıyorlar. Yakında Kandil'in tepesinde, bize nanik eder gibi ABD bayrağı görürsek hiç şaşırmayalım.

Rıza Sarraf davası bir başka mecraya girdi. Rıza hâlâ ortada yok. Herhâlde sırça köşkte altın kafeste muhafaza ediyorlardır. Bu kadar ihtimam gösterildiğine göre, R. T. Erdoğan'ı yıkacak anahtarı, onun, elinde tuttuğuna inanıyorlar. "R. T. Erdoğan" dediğime bakmayın, Reis nezdinde hedef Türkiye... Yoksa, ta başından beri R. T. Erdoğan üzerine giderler, işi kanlı darbeye kadar vardırırlar mıydı!

Ah... Şu meş'um 15 Temmuz gününden sonra, darbeciler ile darbeci olduklarını bilmeden "cemaat" ruhuyla hareket edenler, silâh kullanmayanlar, sonradan "örgüt"ün iç yüzünü anlayanlar bir ayrılsalardı, önlerine gelen çoluğuyla çocuğuyla derdest edilmeselerdi. Adaletin çarpık işlemesi, nice canlara mal olmasaydı. Gazetelerdeki haberlere bakarsak 37 intihar söz konusu... Ya Yunan adalarına kaçmak için botlara binenlerden denizde kaybolanlar? Biz beş kişilik aileyi biliyoruz... Daha kimler var?

 Adalet çırpıntıları, at izi, it izi ayırımına varılamaması, Rıza meselesi, dışarıda Fethullahçıların, bütün hızlarıyla, Reis'e yüklenmeleri, ekonominin çöküşü derken bir de R. T. Erdoğan'ın yakınlarının yurt dışına para çıkardıkları haberleri ortalığa yayılıverdi.

İddia Kemal Kılıçdaroğlu'ndan. Soruyor: "Çocuklarının, dünürünün, kardeşinin, eski özel kaleminin yurt dışında, vergi cennetinde bir şirkete, milyonlarca lira aktardıklarını biliyor muydun?"

Reis ne cevap veriyor: "Erdoğan'ın yurt dışında bir kuruş parası varsa ispat etsin.. Ettiği anda Cumhurbaşkanlığı'nda bir dakika durmam. İspat edemezse, kendisi de gereğini yapar mı?"

R. T. Erdoğan'ı dinlediğimden beri aklıma takıldı. K. Kılıçdaroğlu Reis'ten değil; yakınlarından bahsediyordu.

Herkes merakla K. Kılıçdaroğlu'nun dünkü konuşmasını bekledi. Belgeleri ortaya çıkaracak mıydı?

K. Kılıçdaroğlu, Reis'in yakınlarını sıraladı. Belgelerden bahsetti. Dekontlardan bahsetti; Banka çıkışlı, dedi... Sahte olamaz, dedi. Milyonlarca dolar, dedi...

Biliyorsunuz Ergenekon, Balyoz, Casusluk, daha birçok tamamlayıcı davalarda, biri, bir gazeteciye bir bavul dolusu "evrak, CD" teslim ediyor ve soruşturmalar böyle başlıyor. O zaman herkes feveran ediyor... Bu bilgiler sahte, bir oyun dönüyor!.. 

İnsanlar inanılmaz azaplar çektiler, hapislerde hayatlarını yitirdiler, hastalığa yakalandılar, intihara sürüklendiler...

 Ya biri/birileri K. Kılıçdaroğlu'na böyle "bavul" getirdiyse? Becerikli "kalıntılar" bir şeyler ayarlamışlarsa!

Elbette K. Kılıçdaroğlu ve çevresi, kullanılabileceklerini düşünmüşlerdir. Kendilerine gelen bilgileri teyit ettirebildiler mi? Yoksa birtakım kâğıtlar önlerine konunca bunlar doğrudur, deyip yürüdüler mi?

Eğer K. Kılıçdaroğlu'nun elindeki belgeler, önceki dönemdeki gibi "üretilmemişse", hükûmet edenlerin işi çok zor çok...

Yazarın Diğer Yazıları