"Oslo"nun yerini "Tel Aviv" mi alacak?

PKK'lı teröristler son dönemde en çok Kandil'de eğitildiler; Irak sınırı içerisindeki kamplarda yetiştirildiler büyük oranda... Irak'ın terörist ilan ettiği adamı aldık "beş yıldızlı" sakladık... Türkiye'ye değil bir PKK'lı teslim etmek "Kürt kedisi" bile vermeyeceğini söyleyen katil hamisi, ABD maşası aşiret ağalarıyla gurur duymaya başladık... Kerkük'ü, Telafer'i, Süleymaniye'yi, Erbil'i hem fiziken hem ruhen terk ettik...

Daha "terörist" diyemediği zamanlarda, "direnişçi", "yaralı", "muhalif" etiketleriyle sayısız PKK'lı "PYD"li kılığında Suriye sınırından girdi ülkeye...  Irak'a demokrasi getireceğini söylerken ülkeyi bölen, parçalayan, sayısız sivilin katili ABD'den farkımız kalmadı aslında; Suriye'ye demokrasi getirme iddiasıyla yangın yerine döndü ülke, kardeşin eli ötekinin boğazında...

Türkmen Dağı "düşerken" biz ülkemizin nasıl "dimdik ayakta" olduğu masallarını dinledik.

İki ülkeyle de aramız berbat şimdi;

Hem yönetimleri hem de etnik-mezhepsel olarak parçalanmış/parçalanmasında pay sahibi olduğumuz toplumlarıyla...

***

Çık yukarı;

Rusya yüzünden turist duasına çıktık; ki en hafif(!) etkisi buydu yaşadığımız krizin!

Gel bu tarafa;

Yunanistan, Ege'deki Türk adalarını bildiğiniz işgal etti. Başbakan'ın, Türk adasına pasaportla girdiği ortaya çıktı!

***

Gelin görün ki...

Memleketi yönetenler düşünmüşler taşınmışlar şu karara varmışlar:

- Öncelikli sorunlarımızı en az seviyeye indirip, PKK gibi temel sorunlarımızla rahat mücadele edebilmemiz için İsrail ile ilişkileri normalleştirmemiz şart!

***

Komşularımızla , PKK'yla mücadeledeki vurucu gücümüz "ordu"yu da meşgul eden, dikkatini dağıtan bunca sorun dururken İsrail'le anlaşmaktan başladığına göre iktidar PKK ile mücadeleye; sormak lazım sanırım;

PKK terör örgütüne darbe indirmek İsrail'in iznine mi bağlı!

Veya...

Konjonktür direkt müzakereye elvermediğinden yeni müzakere sürecini İsrail üzerinden mi yürüteceksiniz terör örgütüyle?

Ne alaka?

Oslo'nun yerini Tel-Aviv mi alacak yoksa!

 

 

*

 

GÜNÜN SORUSU

Madem Gazze üzerindeki deniz ablukası devam ederken, karadan "insani yardım" ulaştırmak için anlaşabiliyordunuz, madem İsrail'in -ne sebeple olursa olsun- Gazze üzerindeki ablukasına bir resmi metinde razı gelerek Filistin'deki "İsrail egemenliğini" tanıyacaktınız, Mavi Marmara'daki dokuz  "Müslüman" neden öldü?

 

 

*

 

"Takiye"dir o!

"Katil/terörist devlet"le "anlaşma" yok, "uzlaşma" yok, "iş birliği" yok; "taviz" zinhar yok, "U dönüşü" asla, "geri adım" katiyen...

Siz tamamen yanlış anlamışsınız meseleyi; sırf  "TOKİ Gazze'ye konut yapabilsin diye" dinen caiz bir metoda başvurup "takiye" yapıyorlardır İsrail'e karşı sadece...

Gerisi sizin "kötü niyet"iniz.

Utanın!

Hiç teslim olurlar mı "emperyalizm"in alî menfaatlerine; görülmüş şey mi!

 

 

*

 

Biliyor muydunuz?

Kongre sürecinden gözüne perde inen "kimi ülküdaşları(!)", gurur duyacaklarına, destek olacaklarına, bunu Türkiye'de herkese duyurmaya çalışacaklarına "niye gidiyor", "şov peşinde" filan gibi insafsız bir linçe girişirken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Almanya'ya gitmeden önce MHP Genel Başkan adayı Ümit Özdağ'ı arayarak Yusuf Halaçoğlu ile Türk Milleti için yaptıklarından dolayı teşekkür ettiğini, "Allah'a emanet olun" dediğini biliyor muydunuz?

Her şeyden önce bu ülkenin yetiştirdiği iki kıymetli bilim adamı olan Özdağ ve Halaçoğlu'nu bu çabalarında yalnız bırakmaması gereken "öncelikli" kişi Çavuşoğlu muydu?

Bunu, takdir edersiniz ki "koskoca AKP'li bakan bile aramış" tonunda, hayranlıkla yazmıyorum...

AKP, -samimidir değildir ayrı konu- "siyasi aklın" gerektirdiğini yaparken, kimi MHP'liler böyle "millî" bir meseleyi bile "parti içi çekişme"den kaynaklı -aslen yersiz- öfkeye kurban ettikleri için "belki" utanırlar ümidiyle yazıyorum!

 

 

*

 

N'aptın Hocam!

Acaba olur mu diye bekliyordum Ramazan'ın başından beri; vallahi sordular:

- Evlilik programlarını izlemek caiz midir Hocam! Ben izlemiyorum, karım izliyor...

"Nihat Hoca"nın televizyon kariyerinde "fetva ikilemi" yaşadığı nadir konulardan biriydi herhalde. Kolay mı; bir yanda "astronomik" ücretler aldığı söylenen TV kanalının en çok reyting alan programlarından biri, diğer yanda toplum, inanç, vicdan değerleri...

Ikındı, sıkındı.... "Hımmmm"ladı, "eeeee"ledi, "ıııı"ladı, tekrar "eeee"ledi... Sonunda güç bela söyledi:

- Ben izlemiyorum... Sen de kumandayı al karının elinden belgesel filan izle!..

Ne yalan söyleyeyim şaşırdım; daha patronperest(!) bir tavır bekliyordum "Nihat Hoca(!)"dan;

Yekten "izlemeyin" diyemese de "yol gösterdi". "Vicdan" ile "cüzdan" arasında hiç yoktan bu kadarı bile bir şey...

Bakalım atv yönetimi ne diyecek bu işe!

+++++

 

İlk iftarda "Biz İsrail'i affetmeyi bildiğimiz gibi Rusya'dan af dilemeyi de biliriz" der artık...

 

Yazarın Diğer Yazıları