Osmanlı Arşivi Personelinin Kariyer Uzmanlığı Hakkı Neden Verilmiyor?

Sayın Recep Tayyip Erdoğan Marmara Üniversitesi’nin açılışında yaptığı konuşmada 2014 yılının 1. Dünya Savaşı başlangıcının 100. yılı olduğunu hatırlatarak bu savaşın bugünün Ortadoğu’su üzerinde önemli etkileri olduğunu ve bunun kapsamlı bir şekilde araştırılması gerektiğini belirtmişti. Yine bu araştırmaları en mükemmel şekilde yapabileceklerin Türk akademisyenler olduğunu, en sağlam kaynakların ise Osmanlı Arşivlerinde bulunduğunu altını çizerek vurgulamıştı.

Bu ifadelerin doğruluğu tartışmasızdır; nitekim geçmişte Osmanlı Devletinin hâkimiyeti altındaki coğrafyada bugün varlığını sürdüren 40’a yakın bağımsız devletin tarihini, sosyal ve kültürel yapısını aydınlatacak belgeler Osmanlı Arşivlerinde muhafaza edilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanının belirttiği gibi akademisyenlerimizin bugün dünyanın kaos içinde kıvranan bölgesi Ortadoğu’nun tarihini mükemmel bir şekilde yazabilmesi için öncelikle Osmanlı Arşivlerinde bulunan 100 milyona yakın belgenin titizlikle değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirmenin ilk aşamasının Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’nda bizzat Osmanlı Arşivi personeli tarafından yapıldığı hatırdan çıkarılmamalı ve Osmanlı Arşiv hazinesini tasnif eden, restore ederek gelecek nesillere aktaran ve hâlihazırda araştırmacıların istifadesine sunan personele gerekli itibar gösterilmelidir.

Açıkça ifade etmek gerekir ki Osmanlı Arşivi personelinin hakkı  “Kariyer Uzmanlığı”dır. Geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren 6495 sayılı Torba Yasa ile bir kısmı, maddi kayıplar yaşatılarak yaptığı işle ilgisiz bir Araştırmacı kadrosuna atanan ve bir kısmı sözleşmeli olarak kalmaya mecbur edilen arşiv personeli, 1984 yılında düzenlenerek yürürlüğe giren 3056 sayılı Kanun’un 35. maddesindeki  “...Osmanlıca dil ve yazı ile yazılan her türlü arşiv malzemesinin Türkçe’ye çevrilmesi, tasnifi, değerlendirilmesi gibi özel bilgi ve ihtisası gerektiren işlerde ...sözleşmeli olarak çalıştırılabilir...”  hükmünden de rahatlıkla anlaşılabileceği gibi uzmanlık gerektiren işlerde istihdam edilmektedir. 30 yıl önce uzmanlığı kabul edilen, fakat o günün şartları göz önünde bulundurularak sözleşmeli olarak istihdam edilen arşiv personeli, artık uzmanlık haklarına kavuşturulmalıdır.

Bu hakkın bir an evvel hak sahiplerine verilmesi, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’nın kendisine yüklenen görevleri layıkıyla yerine getirebilmesinin de bir şartı haline gelmiştir. Çünkü hak ettiği itibarı çalıştığı kurumunda göremeyen personel, umutsuzluğa kapılarak kendisine başka kurumlarda yer aramakta, özellikle üniversitelere geçiş yapmaktadır. Bu durum, Kurumun entelektüel seviyesinin düşmesine ve daha önemlisi tecrübe aktarımının kesintiye uğramasına sebep olmaktadır. Bugün Osmanlı belgelerinin diline hâkim ve Osmanlı belge ilmine vakıf bu personeli “marifet, iltifata tabidir” vecizesi gereğince hak ettikleri konuma yükseltmek hem Kurumun sağlam bir zeminde görevlerini yerine getirmesi hem de kültür ve tarih araştırmalarının daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından bir zaruret halini almıştır.

Uzmanlık hakkının 20 yılı aşkın bir süredir, sendikamız Türkiye Kamu-Sen ve ilgili diğer kuruluşlar tarafından dile getirilerek talep edilmesine karşın neden verilmediği anlaşılır gibi değildir. Bunun hazineye mali dengeleri etkileyecek bir yük getireceğini düşünmek ancak abesle iştigaldir. Tarihimizin, sosyal hayatımızın ve kültürümüzün seyrini en doğru şekilde yansıtan arşiv hazinesinin, eskilerin deyimiyle “hazine-i evrak”ın sadık koruyucuları artık seslerinin duyulmasını beklemektedir.

Bakınız, 63 yıl önce 15 Ocak 1951 tarihinde yayınlanan Tarih Hazinesi dergisinde bu meseleye nasıl bakılmaktadır:

 “Bugün arşivde sessizce Türkiye ilim akademisinin temeli atılmıştır. Tasnif heyetinin içinde cidden büyük kıymetler vardır. Bunların yeni elemanlarla desteklenmesi, çalışanların da mesailerinin adilane değerlendirilmesi ve verdiğimiz vasfa layık bir geçim seviyesine eriştirilmeleri lazımdır. İhtisas ve bilgiye hürmeti baş prensip haline getiren Demokrat Partinin ve Sayın Adnan Menderes Hükümetinin Türk Arşivine layık olduğu ehemmiyeti vereceğinden asla şüphe etmiyoruz. Çünkü bizce arşiv Türk tarihi demektir” 

Evet, arşiv personeli 63 yıldır haklarının verilmesini bekliyor. Bugün, Osmanlı Arşivi personelinin,  “akademisyen” vasfıyla tanınan Sayın Davutoğlu Hükümeti’nden beklentisi ve talebi, bu bekleyişi sonlandırarak arşiv personeline hakları olan kariyer uzmanlığı sıfatının verilmesidir.

Yazarın Diğer Yazıları