Oyuna devam...

Senaristler oturup yazmış, senaryolarına uygun üç beş de oyuncu bulmuşlar ve bir tiyatrodur oynanıyor. Yetmiş milyon insanımızda ise bu tiyatroyu izleyip oyuncuların performanslarını tartışarak vakit geçiriyorlar. Tabii ki senarist oyununun sergilenmesinden, oyuncular ise rollerini istenilen şekilde oynamaktan, seyirci ise filmi seyretmekten çokta mutlu görünüyorlar.

Senarist ve oyuncuların görevlerini yapmanın huzuru, halkın ise yarının ne getireceğinden bihaber zevk içinde yaşamaya devam ettiklerini görüyoruz. Arapların içine düştüğü duruma düşeceğimiz umursanmadan, bizlerin o hale geldiğimizde onlar gibi gidecek komşularımızın bile olmayacağı hiç mi hiç düşünülmüyor. Suriye ve Irak’ta yaşayan Türkmenler gibi aç, susuz ve namusumuza dahi sahip çıkamayacağımız, ya da Yunanistan gibi iflas bayrağını çektiğimizde baş vuracağımız bir kapımızın olmayacağı için saçımızı başımızı yolacağımız akıl bile edilemiyor.

Senaryonun oyuncuları oynadıkları rolün karşılığını alacağı için, her yerde yaşamlarını devam ettireceklerini bilerek, senaristler ise yazdıkları oyunun oynanması sonucu Türkiye’yi ne hale getirdiklerinin gururu ile bıyık altından gülerek, bizleri daha da kötü duruma düşürüp teslim almak üzere acı reçetelerini yazmaya devam edeceklerdir.

Yapılanlar ve yapılmak istenenler öylesine güzel ambalajlanarak sunuldu ki, herkes ambalajın şeklini tartışırken içindekini göremedi ve halen de görememektedir. Oyun kurucuları avuçlarının içine aldıkları siyasi parti liderlerine ve besleme basına yaptırdıkları o albenili ambalajı halktan saklamayı başarmışlardır.

Geçmişte din üzerine oynanan oyunlarla halk dine yönlendirilmiş, mazlum oluşturularak duygu seli oluşturmuş ve kapatılan partilerle demokrasi kullanılmıştır. Sonuçta kurdurulan yeni bir partinin lideri halka mal edilmiştir. Bir partinin lideri vasıtasıyla yasakları kaldırtıp, diğer parti lideriyle halk seçime götürerek bugünün öncesi oluşturulmuştur.

İki partili Meclis’e doğru

Bugüne gelindiğinde ise daha çoğunu isteyen oyun kurucuları, halkı farklı yönlendirerek kimseye tam yetki verdirmeyip, iktidarın daha çoğunu yapması için bir uyarıda bulunmanın yanında bölücüleri güçlendirerek bir mesaj vermişlerdir. Mesajı iyi okuyanlar Meclis Başkanlığı seçiminde hep aynı görüşün adamlarını aday göstererek içinden birini seçmiş ve bunda da bir birlerini suçlayarak el birliği ile gündem saptırmışlardır.

Tüm buralara gelirken hiç ilgisi olmayanlar alanlarda halkın milyonlarını harcayıp, İslami kullanmakta bir beis görmemiştir. Şimdi ise zamana oynayarak ellerini güçlendirmeye çalışmaktalar. Diğer partiler ise bu oyuna söylem ve hareketleriyle destek vererek bir erken seçimin yolunu aralamaktadırlar.

Olabilecek bir seçimle milyonlar harcanmaya devam edilirken ekonomi bir krize sürüklenip, bugünkü iktidarın sağ oyları toplayarak tek başına iktidar olmasının yolu açılacaktır. Karşısında ise sol blokta CHP ve HDP birlikteliği ile bir muhalefet oluşturulacaktır. MHP ise gösteremediği varlık ve düştüğü oyunların sonucu yok olacak, iki partili bir Meclis oluşturulacaktır. Halk ise oynanan oyunu fark ettiğinde vakit çoktan geçmiş olacağı için, ancak geçmişi yad etmek ve yaptıklarından dolayı geleceğimizi karartmanın pişmanlığı ile dizlerini dövmeye devam edecektir.

Yazarın Diğer Yazıları