Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Oyuncaklar ülkesi...

Geçtiğimiz günlerde evimin deposuna inip biraz temizlik yapmak istedim. Ortalığı toparlarken gözüme oğlumun oyuncaklarının olduğu kutular ilişti. Şöyle bir göz atayım dedim. Neler neler varmış meğer. Oyuncak askerler, uzaktan kumandalı arabalar, robotlar. Şanslı çocukmuş dedim kendi kendime. Birden çocukluğum geldi gözlerimin önüne. Bez bebeklerim, plastik mutfak takımlarım. Garantisi de yoktu onların, zaten hiç bozulmazlardı ki. Şimdikiler gibi uzaktan kumanda ile çalışmazdı hiç biri ama beni çok mutlu ederdi. Sonra yine oğlumun oyuncaklarına döndüm. Ne çabuk modası geçiveriyor hemen hepsinin. Büyüdü ve onları depoya hapsetti. Halbuki benimkiler ne kadar kıymetliydi. Ben anılara dalmışken birden telefonum çaldı ve eski bir gazeteci arkadaşım sanki içimi okumuş gibi bana “Haydi gel. Cebeci’de bir oyuncak müzesi varmış. Orayla ilgili haber yapmak istiyorum. Belki sen de köşende yer verirsin”  dedi ve kendisine katılmamı istedi. İçim kıpır kıpır oldu. Çok şaşırdım. Tesadüfün böylesi derler ya aynen öyle oldu. Hemen hazırlanıp yola koyuldum. Açıkçası böyle bir müzenin varlığından o ana kadar haberim yoktu. Benim için ilginç bir gezi ve köşe yazısı olacaktı. Arkadaşımla Cebeci semtindeki Eğitim Bilimleri Fakültesi Oyuncak Müzesi’nin önünde buluştuk.
Yetkililerin müzenin sadece okullara ve ziyaretçi gruplarına açık olduğunu söyledikleri an çok üzülmüştük. Ancak durumu izah edip haber ve köşe yazısı olarak kullanmak istediğimizi söyleyince yetkililer ricamızı kırmadılar, gezmemize izin verdiler. Aman Allah’ım, sanki bir rüyadaydım. Uçurtmalar, sapanlar, bebekler, beşikler, arabalar, topaçlar, yürüteçler, tenekeden yapılmış oyuncaklar. O an tekrar çocukluğuma döndüm. Uzun süre içeride kaldık ve bilgi aldık. Sanki ‘Düşler Ülkesi’nde gibiydim ama müzenin dışına çıkınca tekrar gerçek hayata dönüyorsunuz. Her çocuk gibi büyülü dünyayı arkanızda bırakıyorsunuz. İçeride gezerken bize eşlik eden görevli hanım arkadaştan da sizlerle paylaşmak amacıyla biraz bilgi alışverişinde bulundum. Bize verdiği bilgiler şöyleydi :
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Oyuncak Müzesi, 20 Nisan 1990 yılında Prof. Dr. Bekir Onur tarafından kurulmuş ve Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi olma özelliğini taşıyor. Oyuncağa yüklenen işlev ne olursa olsun oyuncakların yapıldıkları çağı yansıttıkları dikkate alınarak, müzede de oyuncaklar 5 ana kategoride toplanmış. Bu kategorileri geleneksel, tahta, kağıt, plastik ve bez bebek ile antik oyuncaklar olarak isimlendirirken, ayrıca Oyuncak Müzesi’nin, bütün bu oyuncakların tarihini, toplumsal ve kültürel işlevlerini araştırma görevi üstlenen bilimsel bir kuruluş olduğunu hatırlatmakta da fayda var.
Müzede sergilenen yaklaşık 2 bin oyuncak var. Örneğin müzenin en eski oyuncağı 1890 tarihli bir bebek evi. Alman yapımı bu evin oturma odası, mutfağı gibi parçaları var.
Eğitim Bilimleri Fakültesi’ne giriş ücretsiz. Okullar ve diğer ziyaretçi grupları randevu ile kabul ediliyor. Çarşamba - Cuma günleri 10.00 - 17.00 arası açık olan müzenin adres ve irtibat telefonu ise şöyle : Ank. Üni. Eğ. Fak. Cemal Gürsel Caddesi Cebeci/Ankara. (312) 363 33 50/297.
Bence hemen çocuklarınızın okuluna gidip öğretmenleriyle diyaloğa geçin ve bir randevu almalarını sağlayın derim. Hatta siz de gidin. İnanın ki onlardan daha çok eğlenecek ve mutlu olacak sonra da derin bir iç çekip  “Şimdi çocuk olmak varmış”  diyeceksiniz. “Ah oyuncaklarım özledim sizi vallahi... Geçmişe dönsek bez bebeklerim Ayşe kız, Vak Vak amca, düdüklü trenim kim bilir neredeler? Çocukluğumu da alıp birlikte gittiler. Çağırsam tekrar gelir misiniz ki?..

Yazarın Diğer Yazıları