Özbek ve Türkmen temizlikçi kadınlar ve Turancılık...

"Suyu Arayan Adam"da Şevket Süreyya Aydemir anlatır. Birinci Meclis'te, ikinci grubun liderlerinden ve Atatürk'ün en sert muhaliflerinden Hüseyin Avni Ulaş'la (Ulaş da, Aydemir de asteğmendirler o yıllarda) birlikte 1. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Sarıkamış yakınlarında bir köyde, bir ahırın sekisinde hayvanlarla birlikte, gübre kokusu içinde gecelemektedirler.

Başkumandanlıktan bir zarf gelmiştir askere tebliğ edilmek üzere. Yolda açamamışlardır, ahırda açar, fiske lambası ışında okurlar. Enver Paşa şöyle emir buyurmaktadır: "Medeniyeti daha ilerilere götürün!"

Şevket Süreyya der ki "Gülelim mi ağlayalım mı şaşırdık, ahırda geceleyen biz, medeniyet götürecektik, hem de ilerilere..."

Neden hatırladım bu anekdotu biliyor musunuz? Özellikle İstanbul'da çok sayıda Özbek ve Türkmen temizlikçi kadın çalışıyor... Düşük ücretle çalışıyorlar, çalıştıkları şirketler, ücretin çoğunu alıp bunlara sefalet payı bırakıyorlar, hiçbir sosyal güvenceleri yok, yani sigortasız çalışıyorlar. Laleli'de sağlıksız konutlarda kalıyorlar. Ve bunların büyük bir kısmı yüksek öğrenim görmüş kimseler...

Demokrasi yok bunların ülkelerinde, diktatör ve ona yakın duranlar aslan payını alıyorlar, halka zırnık koklatmıyorlar, gelir dağılımı onca doğal zenginliğe rağmen son derece bozuk. Ve hak arama özgürlüğü olmadığı için kimse "Bu nasıl iş?" diyemiyor.

Biraz ayrıntı verelim bu ülkelerin durumuna dair:

Özbekistan, günümüzde dünyanın beşinci en büyük pamuk üreticisi ve ikinci en büyük pamuk ihracatçısı. Doğal gaz bakımından dünyada ilk 10 ülke arasında. Dünyanın en kaliteli altını da bu ülkede üretilmekte. İnsan hak ve özgürlüğünün zerresinin bulunmadığı bu ülkede, halk, bunca zenginliğe karşın "açlık sınırının çok altında" yaşamakta.

Türkmenistan, pamuk üretiminde, dünya sıralamasında ilk 10 ülke arasında. Zengin doğal gaz kaynakları da var. Var ama işsizlik had safhada, ücretlerse ortalama 50 dolar dolayında... Türkmenistan'dan işçi göçü yaşanmaktadır işte bu nedenle. Göç, Türkiye ve İran'a olmakta daha çok. Ülkeden çıkış için pasaport almak çok zor. Rüşvet dönüyor bundan dolayı...

Türkiye'de onca Türkçü var, Ülkücü var, Turancı var... Bunlar beni, onların ezberlerini yinelemediğim için Türkçüden, Ülkücüden, Turancıdan da saymıyorlar. "Müptezel" oluyoruz bunların nazarında.

E peki şimdi bunların hâli, Enver Paşa'nın hâli değil mi? Bunların yazdıkları, savundukları, Enver Paşa'nın gönderdiği o gerçeğe aykırı emre benzemiyor mu?

Yahu Türk Birliği diyorsun, Türk Dünyası'nın hangi gerçeklerle boğuştuğundan haberin yok... Soydaşımız bu kadınların teey oralardan gelip bu çileyi, sefaleti, hasreti çekmeleri seni hiç ilgilendirmiyor mu? Oralardan gelmiş, sabah kalkıyor Laleli'den Ataşehir'e, oradan karşıda Bakırköy'de temizliğe gidiyorlar. Bunların sosyal güvenceleri, çalışma koşulları, ücret durumları hakkında bilgi sahibi olman, bunların halli için uğraşmak da Türkçülük değil mi?

Bu kadınlar komünist dönemi mumla arar olmuşlar, orada ve burada çektikleri yüzünden, Turancılık onların bir kulaklarından girer, öbür kulaklarından çıkar... Önce onların sorunlarını çözeceksin, çözmek için yırtınacaksın, onların gönlünü kazanacaksın, Turan'ı ondan sonra anlatabilirsin...

Yazarın Diğer Yazıları