Özbekistan ve Anayasa Günü

Bugün Türkiye'nin hızlı, karmaşık ve kaygı verici gündeminden az da olsa sıyrılarak dost ve kardeş Özbekistan Cumhuriyeti'ne uzanacağız... Son gelişmeler bir kez daha gösterdi ki Orta Doğu, Orta Asya ve Kafkasya birbiriyle ilişkili pek çok jeopolitik risk alanını muhafaza ediyor. Ülkelerin stratejik önemi ve özellikle yer altı kaynakları küresel güçlerin, sürece yön veren uluslararası sistemin müdahale yaklaşımını bireyler üstü kavramlarla şekillendiriyor. Bu sebeple gelişmekte olan ülkelerin dünyaya entegre olma ve iş birliği hedefi ile millî dinamiklerini ayakta tutma ve iç işlerine karıştırmama düşüncesi arasında kabul edilebilir bir denge kurabilmek zorunluluğu bulunuyor. Bu dengenin farklı yansımalarının görülebileceği Özbekistan, Orta Asya'nın en önemli ülkelerinden birisi olarak dünya ekonomisindeki yavaşlamaya rağmen büyümesini sürdürüyor. Tarım ve hayvancılıkta verimliliğin artırılması çabaları, ülkenin farklı bölgeler arasındaki ekonomik bağımlılığı pekiştiriyor. Ülkenin GSMH'sinin ortalama %15'ini oluşturan petrol ve doğal gaz gelirleri çeşitli reformların hayata geçirilmesi adına önemli bir kaynak teşkil ediyor. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından geçen 25 yılda ciddi gelişmeler kaydeden Özbekistan'ın dış politikasına yön veren en etkili kavram "egemenlik". Özbekistan uluslararası iş birliği seçeneklerini bu kavram üzerinden belirli bir denge içerisinde yürütüyor.

Yasal reform süreci

Özbekistan'ın 8 Aralık'ta kutlamaya hazırlandığı Anayasa Günü dolayısıyla ülkede gerçekleştirilen bazı reformlara dikkat çekiliyor. Anayasal zeminde sürdürülen bu reformalar genel olarak vatandaşlık hak ve ödevlerinin düzenlenmesi, sosyal hayatın iyileştirilmesi, eğitim seviyesinin yükseltilmesi, yerel ve bölgesel katılımın artırılmasına yönelik önemli adımları içeriyor. Bu reformlardan birkaçını belirtmek gerekirse: (1) Merkez Seçim Komisyonu oluşturularak faaliyetlerinin Anayasal güvence altına alınması (2) Anayasa Mahkemesi'nin çalışma sistemi ve ceza usul kanunundaki değişikliklerle vatandaşların adil yargılanma hakkının güvencesinin artırılması (3) 150 kişilik parlamentonun 15 sandalyesi için yeni bir belirleme yöntemi getirilmesi. Bu düzenlemeye göre ülkedeki bilinen çevre kuruluşları kendi aralarından çevreci 15 milletvekilini parlamentoya gönderiyorlar. Sadece Orta Asya değil dünyadaki ekoloji çalışmalarının önemini giderek artırdığı bir süreçte yapılan bu değişikliğin dünyada bir ilk olduğu belirtiliyor. (4) Tüm siyasi partilere adil, açık ve şeffaf bir siyasi rekabet ortamını sağlamaya yönelik tedbirlerin alınması (5) Vatandaşların bilgi yayma ve edinme hakları çerçevesinde ülkedeki ifade ve haber alma özgürlüğünü garanti altına alacak tedbirlerin alınması. 1991 yılına kıyasla ülkedeki medya kuruluşlarının sayısının 2.5 kat arttığı ifade ediliyor (6) Özbekistan'ın 31,5 milyonluk nüfusunun % 65'ini 30 yaşın altındaki gençler oluşturuyor. Bu kapsamda gençlerin kendini geliştirmesine yönelik yasal güvencelerin artırılması...

Yeni bir fırsat

Başbakan Ahmet Davutoğlu geçen yılki Özbekistan ziyaretinde "iki ülke iş birliği içerisinde olursa Asya istikrara kavuşur. Bu bütün dünya için müjde niteliğindedir" demişti. Gerçekten Özbekistan'ın tarihi dokusu, nüfus yapısı ve ekonomik potansiyeli bulunduğu bölgenin sıçrama yapabilmesi bakımından oldukça önemli. Türkiye-Özbekistan ilişkileri gerek siyasal gerekse ekonomik alanda iki ülke potansiyelinin çok altında olmasına rağmen iki ülke insanının birbirine olan yakınlığı ve sevgisi kaybedilen zamanı çok hızlı şekilde kapatacak bir güce sahip. Bu konuda ivme yakalanabilmesi adına geçmişte bazı fırsatlar değerlendirilememişti. Şimdi ise iki ülkenin Suriye'den kaynaklanabilecek tehditler karşısında somut adımlar atarak yoğun bir iş birliğine yönelmesi ilişkilerin olumlanması için ciddi bir fırsat alanı meydana getiriyor. Bu fırsat mutlaka iyi değerlendirilmeli...

Yazarın Diğer Yazıları