MHP Genel Başkan Adayı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Periskope hesabından Başkanlık sistemini ve dış politikayı değerlendirdi.
Hükümetin terör stratejisini eleştiren Özdağ, çarpıcı bir iddiada bulundu ve "Suriye'de oanı görüyorsunuz. AKP hükümetinin ve Saray'ın politikaları sonucunda PKK bir devletçik oluşturmuş, ABD ordusuyla işbirliği yapıyor ve Türkiye'de üretilen zırhlı araçlar, ABD tarafından satın alınıp PKK'nın Suriye'deki terör çetelerine veriliyor. Yarın Türk işçileri tarafından Türk fabrikasında yapılan bu zırhlı araçlar Mehmetçikleri öldürecek, askerimizi şehit edecek" ifadelerini kullandı.
Ümit Özdağ, Başkanlık sistemiyle ilgili de kritik değerlendirmelerde bulundu.
İşte Özdağ'ın açıklamaları:
Bildiğiniz gibi dün bir karar aldı hükümet ve bu kararla Yüksek Seçim Kurulu'nun televizyonların yapmış olduğu seçim dönemi yayınlarındaki adaletsizlikle ilgili müdahaleleri tamamen ortadan aldırdı. Ve bölece bundan sonra YSK hiçbir müdahalede bulunamayacak. Televizyonlar bu dönemlerde adil olmayan yayın politikalarını devam ettirecekler.
DÜŞÜNMEZSEM 'EVET' DERİM AMA 2 DAKİKA DÜŞÜNÜRSEM 'HAYIR' DERİM
Ben bunu çok normal karşılıyorum çünkü hükümetin ve Saray'ın istediği vatandaşın bu Anayasa değişikliği ile nelerin getirildiğini öğrenmemesi.
Ben bu Anayasa değişikliğine hiç düşünmeden 'evet' derim ama 2 dakika düşünürsem 'hayır' demenin zorunluluk olduğunu görüyorum.
ÜLKE İÇİNDE KUTUPLAŞTIRMA YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR
Bundan dolayı; seçmenin mümkün olduğunca Anayasa değişikliğinin içeriğiyle ilgili bilgi sahibi olması engellenmek isteniyor. Ve sadece 'hayır' diyen seçmenin değil, 'evet' diyen seçmenin de bilgi sahibi olması engellenmek isteniyor. Çünkü 'evet' diyen seçmen de bu değişikliğin içeriğiyle ilgili bilgi sahibi olursa böyle bir değişikliğe büyük ölçüde evet demeyecek.
Sürekli Anayasa'nın içeriğini anlatmak yerine 'kimler evet kimler hayır diyor' algısını üzerinden bir kutuplaşma yaratılıyor. Ve hayır diyenler adeta teröristlerle kucak kucağa olmakla suçlanıyor.
Bu, Türkiye'nin ulaşmış olduğu toplumsal gerilim aşamasında hükümetin ve Saray'ın izleyecebileceği en sorumsuz ve sonuçları açısından tehlikeli kampanya stratejisidir.
